Connect with us

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önemli açıklamalar

Genç Gazeteciler

Haber

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Salgının, uzun soluklu mücadeleyi gerektiren sağlık krizi olduğu gerçeği, artık inkârı mümkün olmayan bir vakıa olarak karşımızda durmaktadır. Bu durum, gelişmiş ülkeler dâhil tüm devletlerin, sağlık başta olmak üzere temel hizmet ve üretim altyapılarını giderek daha da zorlamaktadır. Türkiye olarak en büyük avantajımız, sağlıktan üretime kritik her alanda son 19 yılda gerçekten çok güçlü ve kapsayıcı bir altyapıyı kurmamızdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Aziz milletim, değerli basın mensupları; sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum.

Kabine toplantımızda sağlıktan dışişlerine, enerjiden adalete kadar ülkemizin ve milletimizin pek çok meselesini enine boyuna görüştük konuştuk. Türkiye salgınla mücadelesini dünyadaki gelişmeleri yakından takip ederek ve ön alıcı bir anlayışla başarıyla devam ettirmektedir.

İkinci yılının sonuna doğru yaklaştığımız salgın, yeni dalgalar ve yeni varyantlar hâlinde ilk dönemdeki öngörüleri aşarak insanlığı tehdit etmeyi sürdürüyor.

“SAĞLIK HİZMETLERİNDE HERHANGİ BİR KRİZE ASLA İZİN VERMEDİK”

Salgının uzun soluklu mücadeleyi gerektiren sağlık krizi olduğu gerçeği artık inkârı mümkün olmayan bir vaka olarak karşımızda durmaktadır. Bu durum gelişmiş ülkeler dâhil tüm devletlerin sağlık başta olmak üzere temel hizmet ve üretim altyapılarını giderek daha da zorlamaktadır. Kendi ülkelerini karalamak dışında bir iş bilmeyenler kafalarını kaldırıp dünyaya baksalar bu gerçeği görecekler.

Türkiye olarak en büyük avantajımız, sağlıktan üretime kritik her alanda son 19 yılda gerçekten çok güçlü ve kapsayıcı bir altyapıyı kurmamızdır. Bu sayede ülkeler maske ve koruyucu malzeme kavgası verirken biz rahatça ihtiyaçlarımızı karşılayabildik. Bu sayede üretim ve dağıtım zincirleri çöküp insanlar temel ihtiyaç maddelerine bile erişmekte güçlük çekerken, biz hiçbir sıkıntı yaşamadık. Bu sayede dünyadaki pek çok yerde devletlerle vatandaşları arasında güven bunalımları yaşanırken biz hedeflerimize doğru yürümeyi başardık. Sadece finans gücüyle böylesine büyük ve derin krizlerin aşılamayacağını büyük ekonomilere sahip ülkelerin durumu açıkça ortaya koyuyor.

Sonuçta ortaya çıkan tablo ülke ve millet olarak sahip bulunduğumuz potansiyeli siyasi ve ekonomik her alanda harekete geçirebilmemize imkân verecek bir zeminin varlığına işaret ediyor. Bir yandan salgınla mücadeleyi kesintisiz şekilde devam ettirirken, daha büyük bir azim ve kararlılıkla da işte bu fırsatları değerlendirmenin gayreti içindeyiz.

Sağlık hizmetlerinde herhangi bir krize asla izin vermedik, vermeyeceğiz. Vaka, hastaneye yatış, yoğun bakım ve vefat sayıları kontrol edebileceğimiz bir seviyededir, inşallah bunları daha da aşağıya çekeceğiz. Özellikle hastanelerde sunulan hizmetlerde elbette bazı aksaklıklar, gecikmeler yaşanabilmektedir, inşallah bunların önüne geçecek tedbirleri de en kısa sürede alacağız.

“YÜZ YÜZE EĞİTİM-ÖĞRETİM KESİNLİKLE DEVAM EDECEKTİR”

Sanayi üretiminde kesintiye meydan vermeyecek bir sistemi salgının ilk günlerinden itibaren kurmuştuk. Böylece ihracatımızı korumakla kalmadık çok daha ileriye taşıdık.

Salgın tedbirlerinin turizm ve ticarette yol açtığı sıkıntıları da normalleşme adımlarıyla büyük ölçüde geride bıraktık.

Belirli yaş grubunun üzerindeki herkesin, özellikle de ileri yaş grubundaki vatandaşlarımızın aşılarını olmaları veya tamamlamalarının salgının ağır sonuçlarının azaltılmasına katkıda bulunacağını tekrar hatırlatmak istiyorum.

Okullar açık mı kalacak, kapanacak mı tartışması da artık sona ermelidir. Okullardaki yüz yüze eğitim-öğretim kesinlikle devam edecektir.

Bu vesileyle Sağlık Bakanlığımıza 40 bin yeni sağlık personeli alınacağının müjdesini de milletimizle paylaşmak istiyorum. Salgını ülkemizin gündeminden tamamen çıkartana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz.

Kapanma dönemlerinde verdiğimiz kapsamlı ve yerinde desteklerle ekonomik faaliyet yürüten aktörlerin ve dar gelirli vatandaşlarımızın telafi edilemez sorunlar yaşamalarının önüne geçtik.

ENERJİ FİYATLARI

Genç işsizliği önlemek için 251 organize sanayi bölgesinde açmayı taahhüt ettiğimiz mesleki eğitim merkezlerinden 87’sini faaliyete geçirdik. Hâlen hazırlıkları süren 164 mesleki eğitim merkezini de inşallah Ocak ayında açıyoruz. Böylece milletimize istihdamı artırma konusunda verdiğimiz bir taahhüdü daha yerine getirmiş oluyoruz.

Yatırım, üretim, ihracat ve istihdam odaklı ekonomi politikamızda bütçe disiplininden taviz vermeden ülkemizi büyütecek her adımı desteklemeye devam ediyoruz. Ülkemizin bu yıl yaklaşık yüzde 8 artış gösteren elektrik talebini yaptığımız yatırımlar ve aldığımız tedbirlerle herhangi bir sıkıntıya meydan vermeden karşıladık.

Ekranları başında bizi izleyen milletime özellikle sesleniyorum; Avrupa’da doğal gaz fiyatları 2020 yılı başındaki 115 dolar seviyesinden geçtiğimiz ay itibariyle 1100 dolar, hatta günlük piyasada 1500 dolar seviyesine kadar çıktı. Buna karşılık biz ülkemizdeki vatandaşlarımızın konutlarda tükettiği doğal gazı hâlen yaklaşık 150 dolardan veriyoruz. Rakamlar çok açık net ortada. Alış fiyatımıza göre baktığımızda ise doğal gazı hane halkına yüzde 76 indirimle vererek 50 milyar liralık bir sübvansiyon yaptığımızı söyleyebiliriz.

Aynı şekilde petrol fiyatları 2020 yılındaki 42 dolar seviyesinden 80 dolar seviyesine, kömür fiyatları 50 dolardan 270 dolar seviyesine kadar yükseldi. Eşelmobil sistemi ile alacağımızdan vergiden 60 milyar lirayı bulan bir fedakârlık yaparak akaryakıt fiyatlarını dengede tutmanın gayreti içinde olduk.

“KÜRESEL ENERJİ KRİZİNİ YÖNETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Küresel düzeydeki tüm bu yükselişlere rağmen bu yıl elektriği maliyetinin neredeyse yarısı düzeyinde bir faturayla vatandaşlarımıza vererek 17 milyar liralık bir sübvansiyon yaptık. Böylece sadece 2021 yılı için vatandaşlarımızın cebinden toplamda 127 milyar liralık ilave bir meblağın çıkmasını önledik. Bir başka ifadeyle, her vatandaşımıza yıllık 1500 liranın üzerinde bir enerji desteği vermiş olduk. Önümüzdeki dönemde elektrik faturalarındaki -burası da çok önemli, altını özellikle çiziyorum- TRT payı ile Enerji Fonu kesintilerini de kaldırma kararı aldık. Hem enerji sektöründeki kurumların dengelerini bozmayacak, hem vatandaşlarımızı mağdur etmeyecek bir yaklaşımla bu küresel enerji krizini yönetmeyi sürdüreceğiz.

Finans tarafındaki dalgalanmaların da üretimi ve ihracatı artırarak cari açığımızı düşürdükçe durulacağına inanıyoruz. Bu bakımdan 2022 inşallah verdiğimiz emeklerin, yaptığımız fedakârlıkların, yürüttüğümüz mücadelelerin semeresini görmeye başlayacağımız bir yıl olacaktır.

Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolundaki son önemli imtihanımız olan 2023’ü de başarıyla geride bıraktığımızda, ülkemizin dünyanın siyasi ve ekonomik liginin en üstündeki yerini alışına hep birlikte şahitlik edeceğiz.

Aziz milletim; hep söylediğimiz gibi Türkiye’nin en büyük gücü milletimizin birliğidir, beraberliğidir, kardeşliğidir, azmi ve kararlılığıdır. Tabii bu gerçeği sadece biz görmüyoruz, muarızlarımız da durumun farkındalar. Son dönemde yalana, iftiraya, tehdide, çifte standarda dayalı senaryoların ürünü söz ve davranışların dışarıda ve içeride giderek artış göstermesinin sebebi işte bu fotoğraftır. Bugüne kadar terörden darbeye kadar nasıl hiçbir sinsi saldırının, alçak oyunun, kirli tuzağın bu gücü kırmasına müsaade etmediysek, Allah’ın izniyle önümüzdeki süreçte de aynı başarıyı göstereceğiz.

“DARBELER DEVRİNİ KAPATAN TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ KESMEYE KİMSENİN GÜCÜ YETMEYECEKTİR”

Türkiye’yi diledikleri gibi yönlendirebilecekleri, itip kakabilecekleri, vaktini ve enerjisini çalabilecekleri müstemlekelerinden biri sananlar ile kendi ihtirasları uğruna onların değirmenine su taşıyanların heveslerini kursaklarında bırakmak bizim boynumuzun borcudur. Yönetim değişikliğiyle siyasi istikrarsızlıklar, altyapı, üretim ve istihdam odaklı atılımlarıyla ekonomik bağımlılık, 15 Temmuz destanıyla darbeler devrini kapatan Türkiye’nin önünü kesmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.

Ülkemizi eser ve hizmet siyasetiyle 19 yılda bugünkü seviyesine nasıl biz getirmişsek, inşallah 2023 hedeflerine ulaştırmayı da gençlerimize 2053 vizyonunu emanet etmeyi de Rabbim bize nasip edecektir. Bunun için Cumhur İttifakı olarak Meclis’te, kabinedeki arkadaşlarımızla hükûmette gece-gündüz çalışıyoruz, mücadele veriyoruz. Ancak son dönemde bu ülkenin ikinci büyük partisi unvanını taşıyan bir siyasi teşekkülün millî güvenliğimize ve millî çıkarlarımıza yönelik ciddi bir tehdit hâline dönüşen tutarsızlıklarından derin endişe duyuyoruz. Geçtiğimiz hafta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye ve Irak’taki terör yuvalarına yönelik sınır ötesi harekâtlarına imkân veren Cumhurbaşkanlığı tezkeresi konusunda yaşanan tartışmalar bu endişelerimizi daha da artırmıştır.

TÜRKİYE’NİN SINIR ÖTESİ HAREKÂTLARI

Türkiye’nin sınır ötesi harekâtları siyaset üstü bir konudur. Geçmişte defalarca evet dedikleri bir tezkere metnine bu defa yabancı asker gibi cehaletin ötesinde ve vatana ihanet ithamı gibi zırvalık derecesine varan gerekçelerle saldıranların bir yerlerden işaret aldıkları anlaşılmaktadır. Şayet böyle değilse hiçbir partinin, hiçbir siyasetçinin kendisiyle bu derece çelişmeyi, bir millî güvenlik konusunu bu derece zelil üslupla tartışmayı göze alabileceğini sanmıyorum. Hâlbuki bu tezkereye karşı çıkmak, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesi sayesinde bitme noktasına gelen terör örgütünün sınır ötesindeki unsurlarına can simidi atmak demektir. Yine bu tezkereye karşı çıkmak, Türkiye’nin güney sınırlarından kuşatılması projesinin yanında yer almak demektir. Daha önemlisi, bu tezkereye karşı çıkmak bölücü terör örgütünün siyasi uzantısının emrine girmek demektir. Çünkü ilk günden beri Meclis’te tezkerelere en şiddetli karşı çıkan, terör örgütünün şamar oğlanlığından öte bir değer taşımayan bu kesimdir. Türkiye’nin en eski ve hâlihazırda ikinci büyük partisinin işte bu örgüt kuklası yapı tarafından yönetildiğini, yönlendirildiğini görmekten Türk siyaseti adına gerçekten üzüntü duyuyoruz.

Son mahalli seçimlerde yapılan gizli-açık ortaklıklar ve pazarlıklarla kimi belediyelerdeki bazı birimlerin bu partinin yönetimine verildiğini zaten cümle âlem biliyor. Şimdi bu ortaklığın ülkenin millî güvenlik meselelerine kadar uzanmış olması artık konunun siyasi ittifakla izah edilemeyecek bir boyuta taşındığının işaretidir.

Tabii Meclis’te Irak ve Suriye tezkerelerine hayır demelerini yalan ve iftiralarla bezeli nutuklarla savunanların Yozgat’a gidince Kandil’i yakıp yıkmaktan söz etmeleri de bir başka omurgasızlık örneğidir. Nerede neyi konuşacaklarını da iyi biliyorlar. Kamu görevlilerini tehdit etmeyi alışkanlık hâline getiren, ancak kendi partisindeki hırsızlık, taciz, tecavüz hadiselerinin hepsinin de üstünü örten zehirli siyaset dilini en başta bu üslubu benimseyenler için tehlikeli buluyoruz.

Mecliste tezkereye hayır demekle kalmayıp egemenlik haklarımıza saygı göstermeyen büyükelçilere verilen tepkiye destek olmayan, daha vahimi Kanal İstanbul Projesini yabancı büyükelçilere şikâyet edecek kadar şuur kaybı yaşayan bu zihniyete milletimiz ülkenin kaderini asla emanet etmez. Bu tablo ister istemez aklımıza Ziya Paşa’nın, “En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun, Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?” şeklindeki meşhur terkib-i bendini getiriyor.

Evet, milletimiz değerlerimize hakaret etmekten başka vasıfları olmayan, ağızlarından çıkan yalanların artık çetelesi dahi tutulamayan, her kritik durumda ülkesinin hasımlarının yanında saf tutan bu siyaset bezirgânlarının gerçek yüzünü gayet iyi biliyor. Türkiye geçmişte nasıl tek parti faşizmini yendi, iç ve dış vesayetin üstesinden geldiyse inşallah bu çarpık zihniyeti de tarihin tozlu raflarına kaldıracaktır.

Aziz milletim, bir siyasi partinin en üst düzey yöneticisi tarafından Bingöl’de şehit yakınına yapılan edepsizliği de aynı alçak zihniyetin farklı bir tezahürü olarak kabul ediyorum.

Önce isterseniz Bingöl’de yaşanan hadiseyi failinin geçmişteki yanlışlarından itibaren kim olduğundan başlayarak şöyle kısaca bir hatırlayalım.

“BU KİŞİNİN PARLAMENTO ÇATISI ALTINDA YERİNİN OLMAMASI LAZIM”

Evet, gördüğünüz gibi neresinden tutsanız rezillik, neresinden tutsanız terbiyesizlik, neresinden tutsanız saygısızlık, neresinden tutsanız alçaklık olan bir skandalla karşı karşıyayız. Kardeşinin gencecik bedeni PKK terör örgütü tarafından paramparça edilen bir şehit yakınının feryadını onun namusuna, şimdi açıyorum bacısına en ağır hakaretleri, küfürleri yaparak bastırmaya çalışmak her şeyi bir kenara bıraktık, insanlığa sığmaz. Üstelik bu kişi ve avenesi önce yapılan rezilliği inkâr etmeye, hatta şehit yakınını suçlamaya çalıştılar, sonra her şey belgesiyle ortaya konunca kabul etmek zorunda kaldılar. Şehitlik makamının değerini kavrayamamış olmanın ötesinde, insanlıktan da nasibini almamış bu siyasetçi müsveddesinin milletvekili sıfatına da o kutlu çatının altında bir dakika bile durmaya hakkı yoktur. Partinin Grup Başkanvekilliğinden veya Genel Başkan Yardımcılığından ayrılması bu iş için bir çıkış yolu değildir. Artık sözde milletvekili olan bu kişinin Parlamento çatısı altında yerinin olmaması lazım. Kaldı ki, başında bir bayan Genel Başkanın olduğu bu partide bir şehidimizin bacısına küfür edilmesi karşısında Genel Başkan Bayanın buna tahammül etmemesi ve kesinlikle bu zatı partisinden ihraç etmesi gerekir, duruş bu olması gerekir. Ama ne yazık ki neymiş? İşte Başkan Yardımcılığından ihraç etmişler. Kimi aldatıyorsunuz ya, kimi kandırıyorsunuz? Al birini vur öbürüne. Geçmişi benzer pek edepsizliklerle dolu bu siyasetçi müsveddesini ısrarla el üstünde tutanların sorumluluğu buradaki görüntünün failinden daha az değildir.

Sadece bir kamu bankası olan Ziraat Bankasına 36 milyon dolar şu an da borcu olan ve henüz bu borcu temizleyememiş olan bu kişi, aynı zamanda Kocaeli’nde biliyorsunuz yine devlete ait arazileri işgal etmiş ve bu işgal sebebiyle de çok ciddi orada sıkıntılar yaşanmıştı.

Bizim inancımızda ve kültürümüzde her birimizin annesi, bacısı, eşi, kız evladı herhangi bir birey olmanın ötesinde değere ve dokunulmazlığa sahiptir. İYİ Parti’nin başındaki hanımefendi şehitlik makamına, şehit yakınına millî ve manevi değerlerimize kıymet vermiyorsa, hiç değilse kendi cinsiyetinden birisine yönelik bu ağır hakarete tepki göstermelidir.

Şimdi buradan kadın STK’lara sesleniyorum, peki ey kadın STK’lar siz ne iş yapıyorsunuz? İlla sizin örgütünüze ait bir bayana, bir kadına küfür edilirse, hakaret edilirse o zaman mı ayağa kalkacaksınız? Bir şehidimizin bacısına küfür edildiği zaman, hakaret edildiği zaman niçin sokaklara dökülmüyorsunuz? Neden bunun hesabını sormak için yollara çıkmıyorsunuz? İlgili, ilgisiz her konuda kadın hakları diyerek ortalığı birbirine katanların, şehidimizin kız kardeşine yönelik bu iğrenç saldırı karşısında derin bir sessizliğe gömülmelerini de hafıza kayıtlarımıza nakşediyoruz.

“ŞEHİDİMİZİN BACISINA YAPILAN BU SALDIRIYI ACABA SİZ NEREYE KADAR GÖRMEZLİKTEN GELECEKSİNİZ?”

Ana muhalefetin başı daha şurada iki gün önce yaptığı açıklamalarda kadın haklarından bahsediyordu, kadına şiddetten bahsediyordu, kadınlarımıza yönelik hakaretlerden bahsediyordu. Ama muhalefetin başı, bu nedir bu? Şehidimizin bacısına yapılan bu saldırıyı acaba siz nereye kadar görmezlikten geleceksiniz? Hani sen kadın haklarını savunuyordun? Meclis’te aynı renk ve aynı sloganlarla bezeli maskeler takan sözde genel başkanlar, sözde siyasetçiler, sözde sivil toplum kuruluşu temsilcileri vardı. Bunların hiçbiri de şehit yakınına hakaret eden bu rezil şahsın terbiyesizliğine karşı derhal harekete geçmemekle aslında amaçlarının başka olduğunu göstermişlerdir. Her kim bu ülkede bir daha İstanbul Sözleşmesi diye başlayan bir cümle kurarsa, ona en başta ve en çok kendi adlarını sapkın ideolojik ajandaları uğruna istismar ettiği için kadınlarımız tepki göstermelidir.

Yine bu konuda sürekli kadınların şehit yakınlarının, gazilerin haklarıyla ilgili esip gürleyen CHP tarafında bıraktık genel başkanı, herhangi bir seviyede tepki gösterilmemesi arka planındaki kirli pazarlıkların ispatıdır. Buldukları her fırsatta şehit yakınlarını ve gazileri tahrik eden, adını istismar etmekten başka kadına faydası dokunmayan zihniyetin asıl yüzü Bingöl’deki hadise ile bir kez daha ortaya çıkmıştır. Hayatları boyunca milletin hayrına tek bir iş yaptıkları ülkeye herhangi bir eser ve hizmet kazandırdıkları görülmemiş olanların kendi akıllarınca iktidar hevesine kapılmakla bile ne derece nobran, ne derece küstah, ne derece terbiyesiz hâle görebildiklerini hep birlikte takip ediyoruz.

Rabbim ülkemizi ve milletimizi bu çirkin ve alçak zihniyetin şerrinden muhafaza eylesin diyorum. Bingöl’deki edepsizliğin sonuna kadar takipçisi olacak, bu şansın milletvekilliğinin sonlandırılması dâhil en ağır bedelleri ödemesi için siyasi ve hukuki tüm imkânları kullanacağız.

“ÖRGÜTÜN SİYASİ UZANTILARINI MİLLETİMİZE İFŞA ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Lafa gelince milliyetçiliği kimseye bırakmayanların, hatta kurdukları ittifaka millet adını verenlerin aslında millete nasıl baktıkları bu tür örneklerle açıkça ortaya çıkmaktadır. PKK terör örgütünü nasıl sınırlarımız içinde bitirme noktasına getirdiysek, nasıl sınırlarımız dışında peşini bırakmıyorsak, örgütün siyasi uzantılarını ve onlarla aynı çuvala girenleri de milletimize ifşa etmeyi sürdüreceğiz.

Bu kirli ittifakı kuranların hesabı edemedikleri bir şey var, o da milletimizin güçlü irfanı ve engin dirayeti ile her türlü oyunu çözme, her türlü tuzağı bozma ferasetine sahip olduğudur. Biz çok partili siyasi hayatımızın her döneminde olduğu gibi, yakın tarihte Gezi olaylarında, FETÖ’nün darbe girişimlerinde, PKK ve DEAŞ saldırılarında, güney sınırlarımızın kuşatılması projelerinde sayısız örneğini gördüğümüz bu kutlu iradeye hep tabi olduk, olmaya devam edeceğiz.

“AZERBAYCANLI KARDEŞLERİMİZİ GÜÇLÜ ŞEKİLDE DESTEKLEDİK”

Aziz milletim, bugün Azerbaycan’ın Karabağ’ı ve işgal altındaki topraklarını 44 günlük şanlı bir savaşın ardından kurtardığı zaferin birinci yıl dönümüdür. Uluslararası toplumun gözü önünde yaklaşık 30 yıl süren bu işgali bitiren zaferi için, Cumhurbaşkanı kardeşim Aliyev başta olmak üzere, tüm Azerbaycanlı kardeşlerimizi bir kez daha tebrik ediyoruz. Karabağ’ın ve Azerbaycan topraklarının haksız, hukuksuz, ahlaksız işgali karşısında 30 yıl boyunca susanlar bölgede dökülen kanların ve yaşanan trajedilerin baş sorumlusudur.

Bilindiği gibi Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlanan savaşta 27 Eylül’de Ermenistan’ın saldırısı ile başlamıştı. İşgal yılları boyunca bilinçli olarak silahlandırılan ve cesaretlendirilir Ermenistan daha önce de ciddi ateşkes ihlalleri yapmıştı. Bu defa Türkiye olarak vatanlarını savunmak ve işgal altındaki topraklarını kurtarmak için mücadele eden Azerbaycanlı kardeşlerimizi çok daha güçlü şekilde destekledik. Çatışmalar devam ederken çeşitli ülkelerin girişimleri ile ilan edilen tüm ateşkesleri bozan Ermenistan, Azerbaycanlı kardeşlerimizin cesareti ve kahramanlığı sayesinde ağır bir yenilgiye uğramışlardır. Dünyanın son dönemde gördüğü bu en büyük zaferin kazanılmasında emeği geçen herkesi tebrik ediyor, Allah’tan şehitlerimize rahmet, gazilerimize hayırlı, sağlıklı ömürler diliyorum.

Zaferin ardından Azerbaycan işgalden kurtardığı topraklarındaki 30 yıllık acının ve ihmalin izlerini silmek için hızlı bir imar seferberliği başlatmıştır. Son olarak Fuzuli’de inşa edilen uluslararası havalimanının açılışı vesilesiyle Azerbaycanlı kardeşlerimizin imar ve inşa faaliyetlerinde de yanlarında olduğumuzu gösterdik. Aynı şekilde mayınlı arazilerin temizlenerek yeniden tarıma ve ekonomiye kazandırılması çalışmalarında da Azerbaycanlı kardeşlerimize destek veriyoruz.

Yine Zengezur Koridoru başta olmak üzere yapılan anlaşmadan kaynaklanan haklarını almaları konusunda da her platformda Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında yer almayı sürdüreceğiz.

“YENİ KÜRESEL SİSTEMDE KAFKASYA’NIN STRATEJİK ÖNEMİ DAHA DA ARTACAKTIR”

Karabağ ve işgal altındaki Azerbaycan topraklarının kurutuluşu Kafkasya’da yeni bir dönemin miladı olacak kadar önemlidir. Öyle ki, bu yeni dönem Ermenistan’ı da yıllardır kendini içine hapsettiği cendereden çıkartabilecek fırsat sunmaktadır. Bizim ülkemize ve milletimize doğrudan husumet yöneltmediği sürece kimseyle çözülemeyecek bir sorunumuz yoktur.

Dünyanın siyasi ve ekonomik bakımından en mümbit bölgesi olan Kafkasya’nın sahip olduğu insani ve ekonomik zenginliklerin burada yaşayan herkesin huzuru ve refahı için kullanılmasını istiyoruz. Yeni küresel sistemde Kafkasya’nın stratejik önemi daha da artacaktır. Kadim tarihî ve kültürel ilişkilere sahip bulunduğumuz bu coğrafyanın aydınlık geleceği için Türkiye olarak üzerimize düşeni yapmakta kararlıyız.

Cuma günü İstanbul’da toplanacak Türk Konseyi’nde diğer kardeş ülkelerle birlikte ortak geleceğimizi enine boyuna konuşacağız. Konseyin kurumsal kapasitesinin misyonuna uygun şekilde güçlendirilmesi başta olmak üzere, üye ve gözlemci ülkelerle hemen her konuda mutabık olduğumuzu görmekten memnuniyet duyuyoruz.

Aziz milletim; Cumhuriyetimizin kuruluşunun 98. yıl dönümünü ülkemize, Cumhuriyetimize yakışır eserler kazandırarak kutladık. Önce 28 Ekim’de Ankara’daki eski hipodrom alanında inşa ettiğimiz Başkent Millet Bahçesini hizmete açtık. Gerçekten de Başkentimize yakışır bir eser olan bu millet bahçesi şimdiden Ankaralıların en çok ziyaret ettikleri yerler arasına girmiştir. Cumhur İttifakı olarak Sayın Devlet Bahçeli Beyle birlikte bu açılışı yaptık ve tüm Ankaralıların hizmetine sunduk.

Cumhuriyet Bayramı günü olan 29 Ekim’de ise İstanbul’da yeni Atatürk Kültür Merkezimizin açılışını yine Devlet Beyle ve çok geniş katılımlı bir şekilde unutulmayacak bir törenle gerçekleştirdik. Aynı gün şimdiden bir marka hâline dönüşen Beyoğlu Kültür Yolu Festivalini de başlattık.

Bünyesinde pek çok kültür biriminin yer aldığı Ümraniye Hekimbaşı Devlet Bahçesi de geçtiğimiz hafta hizmete açtığımız eserlerden biri. Görüldüğü gibi Türkiye’nin diğer hizmet başlıklarıyla birlikte çevre, kültür, sanat alanlarında da hak ettiği yere varması için samimi gayret gösteriyoruz.

“KÜLTÜREL FAALİYETLERE VERİLEN DESTEKLERİ ARTIRDIK”

İktidara geldiğimiz günden beri gönlümüzün istediği seviyede mesafe kat edememiş olsak da kültür tasavvurumuzu doğru bir çerçeveye oturtmak için pek çok adım attık. Kültürel faaliyetlere verilen destekleri artırdık. Ülkenin dört bir yanında sanat ve kültür merkezleri açtık. Hem merkezi yönetim, hem de yerel yönetimler düzeyinde sanatçılarımıza sahip çıktık. Türk müziği hakkında bilimsel çalışmalar yapılması ve dünya çapında sanatçı yetiştirilmesi için Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir müzik üniversitesini Ankara’mızda kurduk. İstanbul’da da ilk, orta, lise şeklide yine bir müzik okulunun açılışını yaptık. Biz elbette kültür ve sanatın önünü açmak için her tür desteği vermeye devam edeceğiz. Fakat bu toprakların ve insanımızın muazzam birikimini yaşatacak ve yarınlara taşıyacak olanlar kültür ve sanat insanlarımızdır. Bu anlayışla iktidarlarımız boyunca biz çağdaşlık adına geleneğin yok sayılmasını da, gelenek adına çağın gerçeklerine göz kapatılmasını da ret ettik.

Geleneğimizin ortaya koyduğu büyük birikimi çağın diliyle yeniden ve yeni biçimlerle ifade etmenin mümkün olduğuna inanıyoruz. Nitekim Türkçede gelenek kelimesi gelen ek demektir. Bir başka ifadeyle, bize ulaşanı yeni şeyler ekleyerek geleceğe taşıdığımızda gelenek tarih olmaktan çıkarak yaşayan ve dinamik bir gövde hâline gelir. Bu bakımdan şairlerimize, yazarlarımıza, müzisyenlerimize, ressamlarımıza, hattatlarımıza, oyuncularımıza, yönetmenlerimize, mimarlarımıza tarihî görevler düşüyor.

Kültür, sanat insanlarımızdan, Avrupa, Amerika merkezciliğin empoze ettiği sahte hiyerarşileri bir kenara bırakarak daha adil, daha zengin, daha çoğulcu, daha kucaklayıcı bir kültür, sanat iklimi oluşturmalarını bekliyoruz. Bunun için de Anadolu irfanının tertemiz nefesini ve sıcak ruhunu insanımıza ve dünyaya yeniden hissettirecek kültür ve sanat insanlarımıza ihtiyacımız var.

Ayakları Anadolu topraklarına basan ve ufku tüm dünyayı kuşatan bir sanat ve kültür tasavvuruyla bize yeni ufuklar açan, yeni hedefler gösteren, yeni duygular yaşatan kültür ve sanat insanlarının arayışı içindeyiz. Eskinin eski olduğu için kötülenmediği, yeninin de sadece yeni olduğu için kutsanmadığı bir anlayışla geçmişten bugüne ve yarına uzanan bir yürüyüşe öncülük eden kültür ve sanat insanları bekliyoruz.

Dilimizle, coğrafyamızla, şiirimizle, müziğimizle, mimarimizle, kısacası bizi biz yapan medeniyet değerlerimizle bu imkân ve kabiliyete sahibiz.

“YENİ, ÜRETKEN VE ÇOK BOYUTLU ESERLERE İMZA ATABİLECEK DURUMDAYIZ”

Doğuyla batının, gelenek ile modernliğin, güçlü ve şanlı bir tarihle dinamik bir bugünün kesişme noktasında, yeni, üretken ve çok boyutlu eserlere imza atabilecek durumdayız.

Ne kendi sesimizden vazgeçeriz, ne de başkalarının sesine kulağımızı kapatırız. Ne kendi ışığımızın sönmesine izin veririz, ne de başkalarının ışığına gözümüzü kapatırız. Ne kendi dilimizden vazgeçeriz, ne de başkalarının konuşmasına engel oluruz. Bunu yaparken kendimiz olarak, kendimiz kalarak ve kendimizi sürekli yenileyerek tıpkı ecdat gibi bir ışık olur ve dünyayı aydınlatırız.

Hoca Ahmet Yesevi, Yunus, Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli gibi ruhlarımızı tezyin ederek insanın özündeki güzelliği ortaya çıkartmak için çalışırız.

Mimar Sinan, Matrakçı Nasuh, Kazasker Mustafa İzzet, Itri, Dede Efendi, Tamburi Cemil Bey gibi büyük sanatkârlarımızın çağrısına kulak verir ve dünyayı güzelleştirmeye gayret ederiz.

Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Âşık Veysel, Neşet Ertaş gibi gönül ustalarımızın kalpten kalbe kurduğu yolları birleştirir ve insan olmanın manasını idrak etmeye çalışırız.

Mehmet Akif, Necip Fazıl, Nazım Hikmet, Yahya Kemal gibi şairlerin zengin dünyalarından aldığımız güç ve ilhamla yürüyüşümüze hız katarız.

CUMHURBAŞKANLIĞI 2021 KÜLTÜR VE SANAT BÜYÜK ÖDÜLLERİ

Bizler bu büyük hazinenin kapısında tembel tembel oturan insanlar değiliz, olmayız, olamayız. Yapmamız gereken, önce bu hazinenin kıymetini bilmek, sonra da yeni eserlerle onu zenginleştirmektir. Geçtiğimiz 19 yılda kültür, sanat alanında attığımız her adımı bu hissiyatla hayata geçirdik. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde verdiğimiz kültür, sanat ödüllerini de aynı yaklaşımla belirliyoruz.

Bu vesileyle, Cumhurbaşkanlığı 2021 Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerini takdim edeceğimiz isimleri de şu an açıklamak istiyorum:

Bilim-kültür alanında Teoman Duralı,

Müzik alanında İdil Biret,

Görsel sanatlar alanında Alev Ebüzziya,

Sinema alanında Cüneyt Arkın,

Edebiyat alanında Gürbüz Azak,

Kaligrafi alanında Etem Çalışkan,

Sahaflık alanında İbrahim Manav,

Vefa ödülü alanında Kemal Tahir.

Evet, önümüzdeki ay ödüllerini takdim edeceğimiz bu kıymetli kültür, sanat insanlarımızı şahsım, milletim adına tebrik ediyoruz.

Bu duygularla bir kez daha hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum, kalın sağlıcakla.”

Dünya

“2024 yılı ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık”

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Genç Gazeteciler

Haber

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programında yaptığı konuşmada, “Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. 2024 yılı mal ihracatımız, 2023 yılına göre yüzde 2,5 oranında artarak 262 milyar dolara çıktı” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) iş birliği ile Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programına katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, programdaki konuşmasında, katılımcıları selamlarken iş dünyasının, Türk milletinin, dost ve kardeş halkların yeni yılını tebrik etti.

Katılımcıların 1 Ocak itibarıyla başlayan üç aylarını da tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im bizleri Ramazan-ı Şerif’e de sağlık ve afiyetle kavuştursun diyorum” ifadesini kullandı.

“GAZZE MEZALİMİ İÇİMİZDE BÜYÜK BİR YARA OLARAK 2024 SENESİ BOYUNCA DA KANAMAYA DEVAM ETTİ”

Gazze ve Lübnan başta olmak üzere Türkiye’nin yakın çevresinde savaşların, katliamların ve çatışmaların eksik olmadığı zorlu bir yılın geride bırakıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tüm dünyanın gözleri önünde 15 aydır devam eden ve 50 bin masumun hayatına mal olan Gazze mezalimi içimizde büyük bir yara olarak 2024 senesi boyunca da kanamaya devam etti. 2024’ün son haftalarında Suriye’ye doğan özgürlük ve adalet güneşinin 2025 senesinde savaş uçaklarının kararttığı Gazze semalarında da sökün etmesini yürekten temenni ediyoruz. Suriye’de 13 yıl boyunca olduğu gibi 7 Ekim 2023’ten beri maruz kaldıkları zulüm karşısında Filistinli kardeşlerimizi de yalnız bırakmadık. Çeşitli kanallardan gönderdiğimiz 100 bin tonluk insani yardımla Gazzeli mazlumların yükünü bir nebze olsun hafifletmeye çalıştık. Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınması için diplomatik alanda yürütülen tüm çabalara hem destek verdik hem de öncülük ettik. İsrail’le ticari işlemleri tamamen durduran tek ülke yine Türkiye olmuştur.”

“KALICI BARIŞA GİDEN YOLUN ÖNÜNÜN AÇILMASI İÇİN YOĞUN GAYRET SARF EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca Filistin Serbest Ticaret Anlaşması’nı genişletme müzakerelerini tamamlayarak hem Filistin halkının alınan karardan zarar görmemesini temin ettiklerini hem de kendilerine ilave katkılarda bulunduklarını kaydetti.

Kış mevsiminin bastırmasıyla insani felaketin ağırlaştığı Gazze’de tek bir masumun daha hayattan kopartılmasına tahammülleri olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu anlayışla katliamların bir an önce durması ve kalıcı barışa giden yolun önünün açılması için yoğun gayret sarf ediyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde çok yönlü yürüttüğümüz bu çabalarımızın müspet sonuçlarını görmeyi ümit ediyoruz. Filistin halkıyla dayanışma adına hükûmetimizin aldığı bu karara destek veren iş dünyamızın tüm temsilcilerine bir kez daha şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. İçeriden ve dışarıdan gelen bütün eleştirilere rağmen nasıl Suriye’de haklı çıkan biz olduysak Gazze krizinde de tarih haklılığımızı teyit edecek, Türkiye’nin adaletten, barıştan ve merhametten yana olan tavrının isabetli olduğunu görecektir. Allah’ın izniyle bundan en küçük bir şüphe duymadık ve duymuyoruz.”

“ENFLASYONLA MÜCADELE DÜNYADA GEÇEN YILA DAMGASINI VURDU”

Her yıl, bir önceki yılın dış ticaret rakamlarını değerlendirmenin iktidarlarının âdeta bir geleneği hâline geldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karnemizi önümüze koyduğumuz, başarılarımızın ve eksiklerimizin muhasebesini yaptığımız bu toplantılarımıza büyük önem veriyoruz. Bunu, aynı zamanda halka hesap verme prensibimizin asli bir unsuru olarak görüyoruz. Bu gelenek inşallah bundan sonra da devam edecek” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her yıl artan dış ticaret rakamlarının bir tarafında hükûmetin, diğer tarafında özel sektörün bulunduğunu belirterek fedakârca çalışarak Türk ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştıran ihracatçıları ve iş dünyasının elçilerini tebrik etti.

“BÖLGEMİZDE YAŞANAN BÜTÜN ZORLUKLARA RAĞMEN TÜRKİYE HEDEFLERİNE DOĞRU EMİN ADIMLARLA İLERLEMEKTEDİR”

2024 yılında Türkiye’nin dış ticaret alanında yakaladığı ivmeyi tüm yönleriyle inceleyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dış ticaret rakamlarının objektif değerlendirmesini yaparken şu noktanın gözden ırak tutulmaması gerektiği kanaatindeyim. Türkiye olarak özellikle bölgesel gelişmeler bağlamında belirsizliklerle dolu son derece sancılı ve sarsıntılı bir yıl geçirdik. Karadeniz’den komşularımız olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, kimi zaman çok tehlikeli boyutlara vararak 2024 yılında da devam etti. Koronavirüs sürecinde geçici denilerek devreye alınan korumacı tedbirler maalesef geçen yıl da küresel ticareti olumsuz etkilemeyi sürdürdü. Tüketim, üretim ve enflasyon gibi temel ekonomik göstergelerde salgınla beraber başlayan bozulmanın üstesinden henüz gelinemedi. Jeopolitik gerilimler, siyasi çalkantılar ve henüz tam istenilen seviyelere gelinemeyen enflasyonla mücadele dünyada geçen yıla damgasını vurdu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 senesinde nispeten daha iyi bir yıl beklenildiğini, 2025’te küresel iktisadi faaliyetin toparlanmakla birlikte salgın öncesi ortalamalarının altında seyredeceğinin anlaşıldığını vurgulayarak, OECD’nin tahminlerine göre dünya ekonomisinin 2024 yılını yüzde 3,2’lik büyümeyle kapatacağının, 2025 yılında ise yüzde 3,3’lük bir büyüme oranına ulaşacağının öngörüldüğüne değindi.

ABD ekonomisinin sırasıyla yüzde 2,8 ve yüzde 2,2 oranında, Avro Bölgesi’nin ise yüzde 0,8 ve yüzde 1,2 oranında büyümesinin beklendiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “En büyük ticaret ortağımız olan Almanya’daki olumsuz görünümün bizim açımızdan Avro Bölgesi için önemli bir risk unsuru teşkil etmektedir. Ama kendimize yeni pazarlar, yeni ticaret ortakları bularak inşallah bu riski de minimize etmeye çalışacağız. Genel tabloya baktığımızda, şunu net bir şekilde görebiliyoruz. Küresel mal ve hizmet ticareti 2025 yılı için olumlu sinyaller vermesine karşın çözüme kavuşturulamayan sıcak çatışmalar ve jeopolitik gerilimler sebebiyle daha tedbirli, temkinli hareket etmemizi elzem kılmaktadır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonomide ve bölgede yaşanan bütün bu zorluklara rağmen Türkiye’nin hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlediğini belirtti.

“İSTİHDAM SON BİR YILDA 1 MİLYON 31 BİN KİŞİ ARTTI”

Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejisiyle yeni başarı hikâyeleri yazmaya devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu verileri paylaştı: “2024 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 2,1 oranında büyüme kaydeden ekonomimiz tam 17 çeyrektir, kesintisiz büyüyor. Böylece yılın ilk 9 ayında yüzde 3,2 oranında büyüme oranına ulaştık. 2023 yılında 1 trilyon 130 milyar dolar olan ekonomimiz 2024 yılının üçüncü çeyreğinde yıllıklandırılmış olarak 1 trilyon 260 milyar doları buldu. 2023 yılında 13 bin 243 dolar olan kişi başına gelirimizin 2024 yılında 15 bin doları aşmasını, 2025 yılında ise 17 bin dolar seviyesinin üzerine çıkmasını bekliyoruz; nereden nereye. 2025 yılı için net ihracat ve sabit sermaye yatırımlarının da desteğiyle yüzde 4 büyüme oranına ulaşmayı hedefliyoruz. Üretimin güçlü etkilerinin son açıklanan istihdam verilerine de yansıdığını memnuniyetle ifade etmek isterim. İstihdam son bir yılda 1 milyon 31 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı ekim ayında 32 milyon 970 bin kişiye ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini gördü. Ocak-Ekim 2024 döneminde, işsizlik oranımız ortalama yüzde 8,8 oranıyla son 23 yılın en düşük düzeyine inmiştir. Erkeklerde yüzde 6,6 ile yine işsizlikte tarihimizin en iyi oranını yakaladık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 yılı haziran ayında başlayan ve enflasyonla mücadelede sağlam bir zemin oluşturmayı amaçlayan geçiş sürecinin 2024 yılı haziran ayı itibarıyla sona erdiğini, ikinci aşama olan dezenflasyon sürecinin başladığını dile getirdi.

“2025 YILINDA DA ENFLASYON ORANIMIZ İLAN EDİLEN SEVİYELERDE GERÇEKLEŞECEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sabah TÜİK tarafından açıklanan 2024 yılına ait enflasyon verilerinin uyguladıkları politikaların doğruluğunu teyit ettiğini belirterek, “Enflasyon aralıkta aylık bazda yüzde 1,03 olurken yıllık bazda yüzde 44,38’e gerilemiştir. Yıllık enflasyon 2023 sonuna göre 20 puan, 2024 Mayıs ayındaki zirve seviyesine göre 31 puan düşmüştür. 2025 yılında da enflasyon oranımız orta vadeli programla ve enflasyon raporunda ilan edilen seviyelerle uyumlu şekilde gerçekleşecektir. Bu umut verici gelişmelerin arkası inşallah gelecek” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, piyasaların hükûmete, politikalara, ekonomi programına ve tüm bunlarla birlikte Türk ekonomisinin güçlü potansiyeline güvendiğini vurguladı.

Bu konuda ihracatçıların desteğinin çok kıymetli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek ihracatımızı hedeflerimizle uyumlu bir şekilde artırmaya gerekse enflasyonu tekrar tek haneli rakamlara düşürmeye katkıda bulunmak için iş dünyamızın tüm paydaşlarından samimi destek bekliyoruz” diye konuştu.

“İHRACATÇILARIMIZIN MESELELERİYLE İLGİLENDİK”

Türkiye’yi çok farklı seviyeye taşıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatçılar ve iş insanlarıyla yüzlerce seyahate çıkıp dünyayı adeta karış karış dolaştıklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gittikleri her yerde Türkiye’nin potansiyelini, gücünü ve imkânlarını devlet adamlarına ve iş dünyasının temsilcilerine birlikte anlattıklarını kaydederek, “Büyük-küçük ayrımı yapmadan ihracatçılarımızın meseleleriyle ilgilendik. Gümrük işlemlerinden vize sorunlarına, alacak tahsilatından serbest ticaret anlaşmalarına kadar her alanda çözümler ürettik. Zorluklarla karşılaşsak da hep yeni yollar, yöntemler ve pazarlar bulduk” diye konuştu.

Afrika ve Latin Amerika açılım politikaları sayesinde Türk iş dünyasının bu coğrafyalarda da engelleri aşarak güçlü varlık göstermeye başladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün hamdolsun dünyanın her köşesinde ihracattayız. İhracat, Türk ekonomisinin amiral gemisi vasfını hâlen koruyor. Nitekim 2024 yılının ihracat rakamlarına baktığımızda bunu net şekilde görebiliyoruz” ifadesini kullandı.

“2024’TE AVRUPA BİRLİĞİ’NE İHRACATIMIZ YÜZDE 4,2 ARTIŞLA 108,7 MİLYAR DOLARA ULAŞMIŞTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıla ait dış ticaret verilerine değinerek şunları paylaştı: “Öncelikle 2024 yılı aralık ayında ihracatımız yüzde 2,2 artışla 23,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Böylece aralık ayı aylık ihracat rekorunu kırdık. İthalatımız ise yüzde 11,1’lik artışla 32,3 milyar dolar oldu. Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. Biraz evvel ifade ettiğim olumsuzluklara rağmen 2024 yılı mal ihracatımız, 2023’e göre yüzde 2,5 oranında artışla 262 milyar dolara çıktı. Ayrıca son 19 ayın 12’sinde o ayın ihracat rekorunu kırdık. 2024 yılı ocak-aralık döneminde 31 ilimiz 1 milyar doların üzerinde ihracat yaparken, 54 ilimiz de ihracatını artırmıştır. En fazla ihracat yapan 5 ilimiz sırasıyla 56,8 milyar dolarla İstanbul, 32 milyar dolarla Kocaeli, 23,8 milyar dolarla İzmir, 18,2 milyar dolarla Bursa ve 13,2 milyar dolarla Tekirdağ’dır. 2024 yılı genelinde ise ithalatımız yüzde 4,9 düşüşle 344,1 milyar dolara inmiştir.”

Geçen yıl dış ticaret dengesinde olumlu kazanımlar elde ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “2023’te 106,3 milyar dolar olan dış ticaret açığını, 2024’te 82,2 milyar dolara kadar indirdik. Yani 2024’te dış ticaret açığını tam 24 milyar dolar düşürdük. 2024’te ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 5,5 puan artışla yüzde 76,1’e yükseldi. Bu oran, göreve geldiğimiz 2002 yılında sadece yüzde 50 civarındaydı. 2024 yılında ihracatımızda kıymet bazında artışta öne çıkan ilk üç ülke ise yüzde 22,2 artışla Birleşik Krallık, yüzde 9,9 artışla Amerika Birleşik Devletleri ve yüzde 52’lik artışla Suudi Arabistan olmuştur. 2024 yılında Avrupa Birliği’ne ihracatımız yüzde 4,2 artışla 108,7 milyar dolara ulaşmıştır. Avrupa Birliği’nin son 12 ayda ithalatının yüzde 7,5 gerilediği bir ortamda, ülkemizin bu pazara ihracatının artması çok mühimdir. Ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerine ihracatımız yüzde 6,1 artarak 70,1 milyar dolara, Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerine yüzde 12,9 artışla 11,1 milyar dolara yükselmiştir.”

“EKONOMİMİZ DAHA DENGELİ BÜYÜME TRENDİNDE İLERLEMEKTEDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İhracatın değer bazında en çok arttığı ilk üç fasılaya şöyle bir baktığımızda motorlu kara taşıtlarında yüzde 5,3 artışla 32,5 milyar doları, demir ve çelikte yüzde 15,1 artışla 10,2 milyar doları, elektrikli makine ve cihazlarda yüzde 6,4 artışla 16,4 milyar doları yakaladığımızı görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Üretimdeki orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün katkısının altını çizmek istediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2024 yılında yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı, kıymet bazında tam yüzde 19 oranında artışla 8,8 milyar dolara yükselmiştir. Orta-yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı ise yüzde 2,8 artışla 92,4 milyar dolara ulaşmıştır. 2022’de yüzde 36,9 olan orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının payı 2023’te yüzde 40,4’e, bu yıl yüzde 41’e çıkmıştır. Bu durum, ürünlerimizdeki nitelik artışının önemli işaretidir. Döviz ihtiyacımız azalırken makroekonomik istikrarımız güçlenmekte, dolayısıyla ekonomimiz daha dengeli büyüme trendinde ilerlemektedir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracat rakamlarının ülke, millet ve ekonomi için hayırlara vesile olmasını temenni ederek, “Bu başarının altında fabrikalarda alın teri döken işçiden ustabaşına, atölyelerde emek veren çıraktan kalfaya, insanımıza istihdam kapısı olan işveren ve yatırımcıdan ürünlerimizi dünyayla buluşturan ihracatçılarımıza kadar herkesin imzası vardır. Tabii bu rekor ihracat rakamlarına, kadınların yüzde 20’nin üzerinde katkı yaptığını memnuniyetle belirtmek isterim. Başta kadınlar olmak üzere bütün ihracatçılarımızı ve emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mal ihracatı gibi hizmet ihracatında da hedeflerini aşmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını söyledi.

“BU BAŞARILAR YALNIZCA BİRER BAŞLANGIÇ NOKTASIDIR”

2024 yılında hizmet ihracatı hedeflerinin 110 milyar dolar olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yılın ilk 10 ayında 97,1 milyar dolar hizmet ihracatına ve 54 milyar dolar hizmet ticareti fazlasına ulaştık. Yıllıklandırılmış olarak bakıldığında, ekim ayı itibarıyla gerçekleştirdiğimiz 112,5 milyar dolar hizmet ihracatı ile hedefimiz olan 110 milyar doların üzerine çıktık” diye konuştu.

Gerek mal ticaretinde gerçekleşen performansın gerekse hizmetlerin güçlü katkısının cari işlemler dengesine olumlu yansıdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Cari işlemler hesabı 5 yıl sonra ilk kez son 5 aydır aylık bazda fazla vermiştir. 2024 yılı sonunda cari işlemler açığının geçen yılki 40,4 milyar dolardan 10-11 milyar dolar seviyesine kadar gerileyeceği anlaşılıyor. Böylece 2024 yılında cari işlemler açığının millî gelire oranının yüzde 1’in altında kalacağına inanıyoruz. Hep söylediğim gibi bu başarılar yalnızca birer başlangıç noktasıdır. Çok daha büyük başarılara ulaşmak için durmadan, yorulmadan, yandık-bittik diyen felaket tellallarına aldırmadan çalışmaya devam edeceğiz.”

“İHRACAT DESTEKLERİNE TAHSİS ETTİĞİMİZ BÜTÇEYİ 2025 YILINDA 33 MİLYAR LİRAYA ÇIKARTIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ekonomisinin kıvanç kaynağı olan ihracatçıların dün olduğu gibi yarın ve daima yanlarında olacaklarını dile getirerek, “2024 yılında mal ve hizmet ihracatçılarımıza toplam 24,7 milyar lira destek sağladık. İhracat desteklerine tahsis ettiğimiz bütçeyi 2025 yılında 33 milyar liraya çıkartıyoruz” ifadelerini kullandı.

İhracatçıların finansmana erişimini kolaylaştırmak için devletin ilgili tüm kurumlarının ortak çaba harcadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, finansmanda sadece Eximbank’la yetinmediklerini, İhracatı Geliştirme Anonim Şirketiyle önemli bir adım atarken, kefalet sistemiyle de teminat sorununa çözüm getirdiklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkez Bankamız finansmana erişimi desteklemek amacıyla reeskont kredilerinin günlük limitini 13 kat artışla 4 milyar liraya çıkardı. Merkez Bankası son 1 yılda 573 milyar liralık reeskont kredisi kullandırdı” dedi.

“DESTEK SÜREÇLERİNİ HIZLANDIRMAYI AMAÇLIYORUZ”

Türkiye’yi daha güçlü, rekabetçi ve sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşturmak için yoğun çaba içinde olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ticaret Bakanlığımızca ‘2025 Yılı İhracat Planı’ çalışmalarını da başlatmış bulunuyoruz. İhracatçılarımızın yurt içi ve yurt dışı fuar katılımlarına yönelik desteklerin kapsamını genişletmeyi, desteklere erişimini kolaylaştırmayı ve destek süreçlerini hızlandırmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

Sadece 2024 yılının değerlendirmesini yapmadıklarını, aynı zamanda 2025’in de hedeflerini belirlediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz sene, 2024 yılı mal ve hizmet ihracatı için sizlere 375 milyar dolar hedefini koymuştum ve hamdolsun size olan güvenimi boşa çıkarmadınız. 2025 yılında mal ve hizmet ihracatı olarak toplamda 390 milyar doları geçeceğimize inanıyorum. Önümüzdeki yıl, hedeflerimizi de aşan bir ihracat rakamına ulaşacağınız konusunda Cumhurbaşkanınız olarak ben sizlere güveniyorum.”

Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamının ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ve ticaretin artırılması için özveriyle çalışan herkesi tebrik etti.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Okumaya devam edin

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darülaceze sakinlerini ziyaret etti

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Genç Gazeteciler

Haber

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutköy’de bulunan Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri’ni ziyaret etti.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Okumaya devam edin

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yeni yıl mesajı

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Genç Gazeteciler

Haber

on

“Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştüreceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında şunları kaydetti:

“Aziz milletim, hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün 2024’e veda ediyor, yeni umut, beklenti ve hayallerle 2025 senesini karşılıyoruz. Öncelikle yeni miladi yılın ülkemiz, milletimiz, gönül coğrafyamız ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.

“BİRBİRİMİZE DAHA SIKI KENETLENECEĞİZ”

Geçtiğimiz yıl boyunca istiklal ve istikbalimiz uğrunda toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Millet olarak 2025 yılında birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı, inşallah, daha da güçlendirecek, birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz.

Geride bıraktığımız 2024 senesi, ülkemiz içinde ve bölgemizde pek çok kritik gelişmeye sahne oldu. Mahallî idareler seçimlerini, tam bir demokrasi şöleni havasında, Türk demokrasisinin olgunluğunu tüm dünyaya yeniden gösterdiğimiz bir iklimde, hamdolsun, başarıyla gerçekleştirdik.

Milletimizin iradesi sandıkta özgürce tecelli ederken, kazanan demokrasimizle birlikte yine 85 milyon vatandaşımızın tamamı oldu. Tercihleri ne olursa olsun, seçim sandıklarını birer bayram yerine çeviren vatandaşlarıma bugün bir kez daha teşekkür ediyorum.

“KARARLILIKLA UYGULADIĞIMIZ EKONOMİ PROGRAMIMIZIN MEYVELERİNİ TOPLAMAYA BAŞLADIK”

Seçimlere ve bölgemizde patlak veren yeni krizlere rağmen, kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programımızın meyvelerini toplamaya başladık. İstihdamda, ihracatta, üretimde, turizmde, savunma sanayiinde ve diğer alanlarda çok önemli başarılara imza attık.

Deprem bölgemizi yeniden ayağa kaldırma çalışmalarımızda ciddi mesafe katettik. Yeni yılda bu çalışmalar daha da hızlanacak.

Enflasyondaki düşüşün, özellikle yılın son aylarında, artarak devam etmesi 2025 yılı hedeflerimize ulaşacağımızı teyit ediyor. Vatandaşımızın refah kaybını telafi edecek, alım gücünü artıracak politikalara ağırlık vermek suretiyle, inşallah, daha iyi yerlere geleceğiz.

“HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIZ”

Konut, kira ve gıda başta olmak üzere fahiş fiyatlarla milletin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadelemizi, 2025 senesinde de kararlılıkla devam ettireceğiz.

Vatandaşlarımdan, geçmişte Türkiye’ye çok ağır faturalar ödetmiş popülist söylemlere prim vermemelerini özellikle istirham ediyorum.

Son 22 yılda bu ülkenin ve milletin tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek, ekonomideki konjonktürel sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Doğru yoldayız, Allah’ın izniyle hedeflerimize de ulaşacağız. Sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış istiyoruz.

“YENİ DÖNEMİN SURİYE’DE KALICI İSTİKRARA KAPI ARALAMASI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ DESTEĞİ SAĞLAYACAĞIZ”

Aziz milletim, 2024 senesinin son haftaları köklü tarihî, beşerî ve komşuluk ilişkilerimizin bulunduğu Suriye’de yeni bir dönemin kıvılcımı oldu. Yeni dönemin Suriye’de kalıcı barışa, huzura, istikrara ve ekonomik refaha kapı aralaması için gereken her türlü desteği sağlayacağız.

Suriye’de istikrar ortamı kök saldıkça inanıyorum ki, 13 yıldır vatan hasreti çeken Suriyeli muhacirlerin gönüllü geri dönüşü de kolaylaşacaktır. Bu süre boyunca ensar millet olmanın en güzel örneklerini sergileyen tüm vatandaşlarımdan Allah razı olsun” diyorum.

“GAZZE’DEKİ KATLİAMLARA İLK GÜNDEN İTİBAREN EN GÜÇLÜ TEPKİYİ VEREN ÜLKEYİZ”

Gazze’deki katliamlara ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren, vicdanlı ve adaletli duruşunu her platformda ortaya koyan ülke konumundayız. Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında 15 aydır devam eden katliamların son bulması, burada da barışın tesisi için yoğun gayret sarf ediyoruz.

Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları temelinde özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devletinin kurulması için 2025 yılında da tüm gücümüzle çalışacağız.

“TEMENNİMİZ, 2025 YILINDA KUZEYİMİZDE DE YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLAMASIDIR”

Her ikisi de Karadeniz’den komşumuz olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın adil bir barışla sona erdirilmesi önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Temennimiz, 2025 yılında kuzeyimizde de yeni bir dönemin başlamasıdır.

Sınırlarımız ötesinde bütün bu diplomatik hamleleri hayata geçirirken, ülkemiz içinde en önemli gündemimiz iç cephemizin tahkimatı olacaktır.

“TÜRKİYE YÜZYILI’NI, KARDEŞLİĞİN YÜZYILI YAPMAKTA KARARLIYIZ”

Türkiye Yüzyılı’nı, kardeşliğin yüzyılı yapmakta kararlıyız. Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz.

Bu çerçevede 2025 yılında milletimize inşallah yeni müjdeler vermeyi ümit ve arzu ediyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.

Rabbim bizleri hizmetkârı olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimize ve umudunu Türkiye’ye bağlamış yüz milyonlarca mazluma mahcup etmesin diyorum. Bu temennilerle yeni takvim yılının ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diliyor, her birinizi saygıyla selamlıyorum.

Yeni miladi yılınız kutlu olsun. Kalın sağlıcakla.”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya devam edin
Reklamlar
Dünya3 gün önce

“2024 yılı ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık”

Dünya4 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darülaceze sakinlerini ziyaret etti

Dünya6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yeni yıl mesajı

Dünya1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’nde konuştu

Dünya2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile görüştü

Dünya2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomi programımızın olumlu etkilerini önümüzdeki dönemde daha fazla göreceğiz”

Dünya2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”

Dünya3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 Teşkilatı 11. Zirve Toplantısı’na katıldı

Dünya3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Mısır’da

Dünya3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim ile görüştü

Dünya3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ortak basın toplantısı düzenlendi.

Dünya3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB Komisyonu Başkanı von der Leyen ile görüştü

Dünya3 hafta önce

YERLİ VE MİLLİ LOKOMOTİF İÇİN 3 YENİ FABRİKA

Dünya3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi hiç olmadığı kadar huzurlu, müreffeh ve güzel günler bekliyor”

Dünya4 hafta önce

“Somali ve Etiyopya arasında, barış ve iş birliğine dayalı yeni bir başlangıcın ilk adımı atıldı”

Dünya4 hafta önce

“TÜRKİYE’YE YENİ REKORLARI, YENİ SEVİNÇLERİ YAŞATACAĞIZ”

Dünya1 ay önce

Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya geldi

Dünya1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile görüştü

Dünya1 ay önce

Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

Dünya1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Engelsiz Türkiye Programı”nda konuştu

Dünya1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş’ta 155.000 Konut Anahtar Teslimi ve Kura Çekimi Töreni’ne katıldı.

Dünya1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT World Forum’da konuştu

Dünya1 ay önce

“Umman ile ilişkilerimiz her alanda gelişmeye devam ediyor”

Dünya1 ay önce

Umman Sultanı Heysem bin Tarık Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

Dünya1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Umman Sultanı Heysem bin Tarık’ı karşıladı

Dünya1 ay önce

“Kadına şiddete geçit vermeyen bir Türkiye Yüzyılı hedefine ulaşana kadar sabırla yürüyeceğiz”

Dünya1 ay önce

Gabar Dağı’nda “Çok Özel” Bir Kutlama

Dünya1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü ve Öğretmen Atama Programı’nda konuştu

Dünya1 ay önce

11.Altın Palmiye Ödüllerinde yıldızlar geçidi.

Dünya2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MIKTA üyesi ülkelerin liderleriyle bir araya geldi

Dünya2 ay önce

“Gazze’de derhal ve kalıcı ateşkesin sağlanması çağrısında bulunuyorum”

Dünya2 ay önce

G20 Liderler Zirvesi Brezilya’da başladı

Dünya2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva ile görüştü

Dünya5 sene önce

Metin Aslım : İş ve Cemiyet Hayatının Sevilen Siması

Dünya5 sene önce

İyi ki varsın Emel USLU ATİK ;

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Sibel GÖZÜYUKARI

Dünya4 sene önce

Türkiye’nin Genç Patronları ; Ebru ÖZDEMİR

Dünya5 sene önce

İyi ki varsın Demet PEKER;

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Nalan ÖZKAN

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Filiz YILDIRIM

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Filiz AKKAŞ

Dünya6 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Ticarette korumacılığın artması, serbest ticaretin sekteye uğraması endişe vericidir”

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Meliha KARAMAN

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Ali Nihat GÖKYİĞİT

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Ayşegül ABACI

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Buse ALUÇ

Dünya6 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan,“G-20 platformu, küresel meselelerin çözümünde daha etkin ve güçlü bir mecra olmalı”

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Açelya ELMAS

Dünya4 sene önce

Burak Elmas, Galatasaray kulübünün 38. başkanı oldu

Dünya4 sene önce

Sektöre yön verenler, Ahmet ÇALLI

Dünya5 sene önce

İyi ki varsın Gül ALCANSOY;

Dünya5 sene önce

ASTOP, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş’e “Üstün Hizmet ve Başarı Beratı” verdi.

Dünya4 sene önce

Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, ETİ Maden Lityum Üretim Tesisi Açılış Töreni’nde konuştu

Dünya4 sene önce

Emel Uslu ATİK’le ZİRVE YOLUNDA

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Semra İĞTAÇ

Dünya6 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kyoto’da Ara Güler Fotoğraf Sergisi’ni açtı

Dünya4 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahlat Selçuklu Mezarlığı’nı ziyaret etti

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Burcu KARADAĞ

Dünya6 sene önce

“TÜRKİYE VE JAPONYA’NIN DOSTLUĞU; KÖKLÜ, DERİN VE SAMİMİ”

Dünya5 sene önce

İyi ki varsın Beril ÇAVUŞOĞLU

Dünya2 sene önce

İyi ki varsın Canan Alime Kocaman

Dünya6 sene önce

“TÜRKİYE İLE JAPONYA ARASINDAKİ İŞ BİRLİĞİNİN DEĞERİ DAHA DA YÜKSELMİŞTİR”

Dünya2 sene önce

“14 Mayıs 2023 tarihinde milletimiz, cumhurbaşkanını ve milletvekillerini seçmek üzere sandık başına gidecektir”

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın ; Mehmet Cengiz

Dünya6 sene önce

“TÜRKİYE İLE JAPONYA ARASINDAKİ DOSTLUK VE YAKIN İŞ BİRLİĞİ TAKDİRLE KARŞILANIYOR”

Dünya4 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “OECD İstanbul Merkezi Açılış Töreni”ne Video Mesaj Gönderdi

Reklamlar
Reklamlar

PATRONLAR

Son Dakika Haber

seers cmp badge