Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Necip Fazıl Ödülleri” töreninde yaptığı konuşmada, “Bu sene sekizincisi verilen Necip Fazıl Ödülleri, üstadın günden güne daha da büyüyen, kökleşen, zenginleşen mirasının en müşahhas nişanesidir. Bu ödüller aynı zamanda üstadın davasına, mücadelesine samimiyetle ve sadakatle bağlı kaldığımızın bir göstergesidir. Bu ödüller ayrıca, milletimizin ruh kökünü diri ve ayakta tutma çabamızın da timsalidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Necip Fazıl Ödülleri” törenine katılarak bir konuşma yaptı.
Ödül törenine katılanları selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ilim, sanat ve kültür hayatına yön veren eserleri bulunan isimlerle iki yıllık hasretin ardından tekrar bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Geçen sene pandemi sebebiyle Necip Fazıl Ödülleri’ni kazanan isimlerin açıklandığını, ancak ödül tevcih töreninin yapılamadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2014 yılında başlatılan Necip Fazıl Ödülleri’nde sekizinci senenin geride kaldığını söyledi.
Bu sekiz yıllık süre zarfında Türkiye’nin kültür, sanat ve ilim hayatına önemli katkılar yapan pek çok saygın isme ödüller verildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu ödüller vesilesiyle kültür ve sanat erbabımızın emeklerini takdir ve taltif ederken ülkemiz ve milletimiz adına şükran borcumuzu da bir nebze olsun ödemeye çalıştık. Âlim, sanatçı, şair ve münevverlerin hayattayken kıymetinin bilinmesinin önemini ödül verilen isimlere baktığımızda bugün daha iyi anlıyoruz. 2014 ve 2017 yıllarında bu kürsüde ödül takdim ettiğimiz iki büyük gönül ve fikir insanını maalesef ebedi âleme uğurladık. Necip Fazıl Saygı Ödülü’ne layık görülen Nuri Pakdil ağabeyimiz ile Prof. Dr. Teoman Duralı hocamızı burada rahmetle yâd ediyorum. Arkalarında bıraktıkları eserler dolayısıyla biz onların amel defterlerinin kapanmadığına, istifade edenler olduğu müddetçe de kıyamete kadar kapanmayacağına inanıyoruz. Rabbim mekânlarını cennet, makamlarını ali eylesin. Yine bu vesileyle 80 yıllık çileli ömrü boyunca bu ülkenin düşünce ufkunu genişleten, edebiyatında, sanatında ve estetiğinde derin izler bırakan üstat Necip Fazıl’ı da rahmetle, tazimle, hayır dua ile anıyoruz.”
“O BİR DAVA İNSANIYDI”
Necip Fazıl’ın izini süren güçlü bir düşünce ve edebiyat damarının bugün de, Türkiye’de ruhları beslemeye devam ettiğini memnuniyetle gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene sekizincisi verilen Necip Fazıl Ödüllerinin günden güne daha da büyüyen kökleşen, zenginleşen mirasının en müşahhas nişanesi olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üstat yılmadı. Üstat, korkmadı, korkutulamadı. Çünkü o bir dava insanıydı ve bir dava insanı olarak da hâkimler karşısında ‘Artık senden bıktık’ dedirtircesine o yoluna devam ediyordu. Verdiği cevap çok asildi, ‘Siz burada hancı, ben de bu davada yolcu oldukça bu hana daha çok uğrarım’ diyordu. Üstat bu. En basit bir yerde geri vitese takanlardan değildi. Dimdik ayakta yoluna devam edenlerdendi. Vefatının üzerinden geçen 38 yılı aşkın zamana rağmen üstat eserleriyle mücadelesiyle dik ve asil duruşuyla bizlere rehberlik etmeyi sürdürüyor. Bu ödüller aynı zamanda üstadın davasına, mücadelesine, samimiyetle ve sadakatle bağlı kaldığımızın bir göstergesidir. Bu ödüller ayrıca milletimizin ruh kökünü diri ve ayakta tutma çabamızın da timsalidir. Hem Star Medya Yayıncılığın sahiplenmesi hem Kültür Bakanlığımızın desteği hem de jürimizin gayretleri sayesinde Necip Fazıl Ödülleri, kültür sanat dünyamıza yön veren etkinliklerden biri hâline gelmiştir. Tabii bu süreç içerisinde de üstadın değerli evlatlarından Mehmet Beye de yine şahsım ve milletim adına çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ödüllerin asıl vasfının, kültür ve sanat hayatını esir alan, klan dayanışmasının ve ideolojik vesayet zincirlerinin parçalaması olduğunu belirtti.
“BU ÖDÜLLER FİKİR VE SANAT DÜNYAMIZIN ZORBALARINA KARŞI AÇILMIŞ BİR BAYRAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ödüller kendileri dışında hiç kimseye var olma hakkı tanımayan, fikir ve sanat dünyamızın zorbalarına karşı açılmış bir bayraktır. İlim ve fikir yoksunu bu zorbaların ilk günden itibaren Üstat Necip Fazıl’ı ve Necip Fazıl Ödülleri’ni dillerine dolamalarının sebebi işte budur. Necip Fazıl Ödülleri ile bu zorbaların konforu bozulmuş, yıllardır ‘al gülüm ver gülüm’ işlettikleri tezgâhları dağılmıştır” diye konuştu.
Sadece Atatürk Kültür Merkezi’nin inşaat sürecinde sergilenen rezilliklerin, bu zihniyetin gerçek yüzünün millet tarafından görülmesini sağladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Necip Fazıl Ödülleri, uzun süredir hasretini çektiğimiz Türkiye merkezli düşünme sürecine de önemli katkılar yapmaktadır. Özellikle genç yeteneklerimizin üretkenliğinin artmasında bu ödüllerin çok önemli payı vardır. Ödüllerimizin gelişim yolculuğunu, gençlerimizi daha fazla sürece dâhil eden kuşatıcı bir anlayışla sürdürmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu hassasiyetle hareket edildiğinde Necip Fazıl Ödülleri’nin ülkemizde yeni üstatların neşvünema bulmasına katkı sağlayacağına inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ilim, kültür ve sanat hayatına katkı sağlayan herkesin, bu ülkeye büyük bir hizmette bulunduğunu ifade ederek, bu hizmetlerin tanınması, bilinmesi, bu hizmetlerden daha fazla istifade edilmesi için gayret gösterdiklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2014 yılından beri takdim ettikleri Necip Fazıl Ödülleri’ne ilim, sanat ve kültür erbabına yönelik ahde vefanın tescili olarak baktıklarını belirterek, her yıl titiz bir çalışmayla kültür ve edebiyat dünyasının mümtaz isimlerini tespit eden ödül jürisine teşekkür etti.
Ödül jürisindeki hocaların, bu yıl da farklı dillerde 7 kıymetli ismi listeye aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Listemizin ilk sırasında şiir ödülü yer alıyor. 2021 Necip Fazıl Şiir Ödülü’nü -az önce de kendisiyle müşerref olduk- Mustafa Aydoğan’a takdim ediyoruz. Dingin, sade ve sabırlı üslubuyla okuyucularının gönlünü çelen Mustafa Aydoğan, lirik şiir geleneğimizin günümüzdeki en içten örneklerine imza atıyor. Eğer yanlış okursam af ola. ‘Boşluğa söylerim ben sözümü. Hava yutar onu. Kuşlar geçer ötesinden, berisinden. Yılan sezer, akrep duyar, kurt bilir. İnsan her şeyin az öncesidir.’ İşte bunun gibi mısralarla kalp tellerimizi titreten Mustafa Aydoğan kardeşimizi tebrik ediyorum. Hikâye ve roman alanında ise ‘Asla Pes Etme’, ‘Hatırlı Yara’, ‘Kar Makamı’ gibi eserleri edebiyat dünyamıza kazandıran, az önce kendileriyle müşerref olduğumuz Mukadder Gemici’yi görüyoruz. Mukadder Gemici, eserlerinde bu toprakların hâllerini, hasletlerini, hatıralarını hikâye ediyor. Onları okurken kimi zaman maziye kanat çırpıyor, kimi zaman uzak kasabalardan birine uğruyorsunuz. Fakat kişileri ve mekânları tasvir ederken, o kadar sahih ifadeler kullanıyor ki okuduğunuzun bir kurgu olduğunu unutuveriyorsunuz. Her bir hikâyesiyle okuyucusunu farklı iklimlere taşıyan Mukadder Gemici Hanımefendi’yi de canı gönülden tebrik ediyorum.”
“İNSANLIK SON İKİ ASIRDA BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜM YAŞADI”
Değişimin hayatın gerçeği olduğunu ancak değişim ile yozlaşma arasında keskin bir fark olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “İnsanlık son iki asırda kadim değerlerinin örselendiği büyük bir dönüşüm, bir yönüyle dejenerasyon yaşadı. Modernleşmeyle beraber insanın kendi fıtratına, çevresine, hayatı paylaştığı diğer mahlûkata yönelik bakış açısı da değişti. ‘İnsanı, insanın kurdu’ olarak gören hastalıklı yaklaşım altta kalanın canının çıktığı sadece güçlünün ayakta kaldığı bir sistem inşa etti. Afrikalılar başta olmak üzere modern batının dışında kalanlar, bu zihniyetin mensupları tarafından ezildi, hor görüldü, sömürgeleştirildi. Beyaz adam, vahşi toplumlara sözde medeniyet götürme iddiasıyla insanlık tarihinin en büyük katliamlarına soykırımlarına imza attı. Namibya’dan Kongo’ya, Cezayir’den Vietnam’a, Ruanda’dan Bosna Hersek’e kadar pek çok yerde tarihin en vahşi cinayetleri işlendi. Kimi zaman farklı etnik gruplar, kimi zaman farklı dili konuşanlar, kimi zaman da farklı inanca mensup olanlar bu zihniyetin kurbanı oldu. Son 2 asırda yaşadığımız birçok sorunun gerisinde, insanı fıtratından kopararak metalaştıran işte bu mağrur, bu mütekebbir anlayış bulunuyor.”
Sadece güçlünün hayat hakkını kutsayan bu yaklaşımın, biçim ve söylem değiştirerek bugün de varlığını sürdürdüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha birkaç yıl öncesine kadar Arakan’da şahit olduklarımızı hatırlayın. Akdeniz’de mülteci botlarına yapılan saldırıları hatırlayın. Avrupa sınırına dayanan Suriyeli sığınmacılara yönelik ırkçı eylemler, Müslümanlara ve yabancılara karşı hayata geçirilen faşist düzenlemeler, göç ettikleri Avrupa başkentlerinde kaybolan masum çocuklar, bir avuç zenginin refahı uğrunda köle gibi çalıştırılan emekçiler… İnsanı metalaştıran işte bu zihniyetin günümüzdeki yansımalarından sadece birkaçıdır” diye konuştu.
“YARATILMIŞLARIN EN ŞEREFLİSİ OLAN İNSANI DEĞERSİZLEŞTİREN HER TÜRLÜ YAKLAŞIMI REDDEDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin hem uluslararası ilişkilerde hem ekonomide ‘Dünya beşten büyüktür’ şiarıyla yürüttüğü mücadele de sömürü ve zulüm üzerine inşa edilen bu düzenin değişmesi içindir. Çünkü biz insanı, insanın kurdu olarak değil şifası olarak görüyoruz. Çünkü insan eşrefi mahlûkattır, yaratılmışların en şereflisidir. Yaratılmışların en şereflisi olan insanı değersizleştiren her türlü yaklaşımı reddediyoruz. Çağları aşan mesajlarıyla İslam medeniyetinin modern insanın içinde bulunduğu buhranlara kurtuluş reçetesi sunduğuna inanıyoruz. İlim, hikmet, ahlak ve adalet temelleri üzerine kurulan İslam medeniyeti, dünyayı güzelleştirmeyi ve bütün mahlûkat için daha yaşanılabilir hâle getirmeyi gaye ediniyor.”
Araştırmacı yazar Tahsin Görgün’ün “insanlığın kadim birikimini” işleyen eserlerinin doğunun ışığını bugüne taşıdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam düşüncesindeki kıymetli eserleriyle fikir dünyasını zenginleştiren Tahsin Görgün hocamızı tebrik ediyor ve bu yılki Fikir Araştırma Ödülü’nü kendilerine takdim ediyoruz. Tahsin hocamızdan tıpkı merhum Üstat gibi batıdan esen sert rüzgârlara karşı doğunun ruhunu harekete geçirecek yeni çalışmalar bekliyoruz” dedi.
“DAVASI İÇİN ÇALIŞTI, TER DÖKTÜ, GEREKTİĞİNDE BEDEL ÖDEDİ”
Necip Fazıl Kısakürek’in, hayatının hiçbir safhasında kendini sadece bir düşünür olarak görmediğini, fikirle eylemi bir araya getirerek hep düşüncesinin kavgasını verdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Necip Fazıl, dili kesilmiş, kültür birikimi söndürülmüş, eğitim imkânı elinden alınmış Anadolu insanının eksik olan neyi varsa oraya koşturmuştur. Tiyatro ihtiyacı mı doğmuş, Üstat bunu hemen kendi görevi bilmiş. Piyes, tiyatro eseri yazmıştır. Siyer-i Nebi’ye mi gerek duyulmuş? Üstat oturmuş, onu kaleme almıştır. Tarihî şahsiyetleri savunma ihtiyacı mı dolmuş? Üstat çalışmış, emek vermiş, linç edilme pahasına bir tarihçi titizliğiyle kitap yazmıştır. Dergi çıkarmak gerekiyorsa elini taşın altına koymuş, konferans vermek gerekiyorsa İstanbul’dan başlamış, Anadolu’nun yollarına revan olmuştur. Zaman zaman bana da spikerliğini yapmak nasip olmuştur. İstanbul’da, Ankara’da, Anadolu’da vesaire… Fikir ve yazı hayatının her alanında özgün, nitelikli ve adeta coşkun bir ırmak gibi akan eserler vermiştir. İşte Çile’de, Reis Bey’de, Tohum’da, Ulu Hakan’da, Çöle İnen Nur’da, Büyük Doğu’da, İdeolocya Örgüsü’nde, Sahte Kahramanlar’da, İman ve İslam Atlası’nda ve daha nice eserinde hep bu mücadelenin, bu mesuliyet duygusunun derin izleri vardır. O, doğuyu da batıyı da medeniyet kökleriyle birlikte bilen, yorumlayan bir entelektüel olarak hiçbir zaman fildişi kulesine çekilmedi. Bilakis, gerçek bir aksiyon adamında olması gereken samimiyeti, sahiciliği ve cesaretiyle davası için çalıştı, ter döktü, gerektiğinde bedel ödedi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl’ın meydanlarda haykıran gür sesi ile şiirleri, hikâyeleri, tiyatroları ve denemeleri ile millete özellikle de gençlere umut aşıladığını, “Ayasofya mutlaka açılacak” derken Sultanahmet Meydanı’ndan gençliğe böyle hitap ettiğini söyledi.
“ELHAMDÜLİLLAH BU DA BİZE NASİP OLDU VE AYASOFYA AÇILDI”
Bunun rast gele bir ses olmadığını, bunun imanın gür sedası olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elhamdülillah bu da bize nasip oldu ve Ayasofya açıldı. Sezai ağabeyin de dediği gibi ‘Kaderin üstünde bir kader vardır.’ Elhamdülillah ve kaderin üstündeki kaderi hem gördük hem yaşadık ve Ayasofya açıldı” dedi.
Necip Fazıl’ın, kendisinin de içinde bulunduğu kuşağın adeta bir mürşidi, muallimi, kültür ve sanat pınarlarını kurutan aydın vesayetine karşı bir direniş önderi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terörün, şiddetin ve Batı’ya öykünmenin kol gezdiği bir dönemde üstat sadece varlığıyla koca bir neslin kaybolup gitmesine de engel oldu. Üstat Necip Fazıl, hayattaki en büyük gayesinin tarihini, dilini, dinini, aslını bilen fikir Mehmetçikleri yetiştirmek olduğunu söylemiştir. Gençlerin okumasından, araştırmasından, medeniyet değerlerine sahip çıkmasından daima mutlu olmuştur. Biz de her sene üstadın bu hayalini en azından edebiyat alanında gerçeğe dönüştürmeye çalışıyoruz. İlk eser ödülleri ile genç kardeşlerimizi cesaretlendiriyor ve teşvik ediyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Star Yayın Grubu’na bu akşam gerek derece alanların eserlerini gerekse Necip Fazıl’ın eserlerini de birer hediye paketi olarak sunmalarından dolayı teşekkür etti.
“NİTELİKLİ, YÜREĞİMİZE DOKUNACAK YENİ ESERLER BEKLİYORUZ”
Bu yıl “ilk eserler” alanında Safiye Gölbaşı’nın “Serazat”, Kadir Daniş’in ise “Kitabü’l Acayip” adlı ilk eseri ile kitapseverlerin huzuruna çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anadolu’nun bereketli ikliminde filiz veren bu iki yetenekten gelecekte de çok değerli, nitelikli, yüreğimize dokunacak yeni eserler bekliyorum, bekliyoruz” dedi.
Bu yıl ki Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü’nü İspanya’nın Sevilla şehrinde doğan ve Kurtuba topraklarında hayatını sürdüren, farklı disiplinlerle çalışan ressam Haşim Kabrera’ya takdim ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabrera’nın resimlerinin yanında heykelleri ve fotoğrafları ile de ülkesinin en tanınmış isimleri arasında yer aldığını söyledi.
Endülüs denince akla Kurtuba Ulu Cami’nin geldiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Onun kubbesinde de ayet, o ayette de Allah’ın hangi hükmü var biliyor musunuz? ‘Ve la galibe illallah’. ‘Allah’tan başka galip yoktur, tek galip ancak Allah’tır.’ Bu, şu anda hâlâ Endülüs’te var. Hâlâ o caminin kubbesini çerçeveleyen ayet. Bunu yaşamak, bunu bilmek bizler için çok çok önemli. Endülüs esintileri taşıyan eserleri hangi ülkede sergilense, büyük bir merak ve ilgiyle karşılanıyor. El emeği eserleriyle olduğu gibi mimarlık, şehirleşme, peyzaj, endüstriyel toplum ve ekonomiye dair özgür fikirleriyle de dikkatleri üzerine çeken Haşim Kabrera aramızda yok ama hanımefendi adına bu hediyeyi aldılar, kendilerine teşekkür ediyorum.”
Necip Fazıl Saygı Ödülü’nün bu yıl eserleriyle Uludağ olan Prof. Dr. Süleyman Uludağ’a verildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu da doğrusu çok çok isabetli buluyorum. Süleyman Uludağ hocamız, tasavvuf, kelam, felsefe, fıkıh ve edebiyat sahalarında birçok eserde imzası bulunan mümtaz bir isimdir. İslam düşüncesinin yapısı, İslam’da inanç konuları ve itikadi mezhepler, İslam’da emir ve yasakların hikmeti gibi birçok kıymetli esere hocamız imza atmıştır. İslami ilimlerin hemen her sahasında araştırmaları bulunan Süleyman Uludağ hocamızı da kutluyor, kendilerine Rabbimden sıhhat ve afiyet içinde uzun bir ömür niyaz ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Ödülleri’ni tevcih ettikleri isimleri tebrik edip, ödül merasiminin hayırlara vesile olmasını dileyerek, üstat Necip Fazıl ile birlikte dili, düşünceyi, hayatı güzelleştiren bütün şairleri, edebiyatçıları saygı ile anarak, üstadın aziz hatırasını bu ödülle yaşatan Star Medya Grubu’na teşekkür etti.
NECİP FAZIL ÖDÜLLERİ
Necip Fazıl Kısakürek’in manevi ve kültürel mirasını yaşatmak amacıyla Star Gazetesi tarafından düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri’nde bu yıl 6 ayrı dalda 7 isim ödüle layık görüldü.
Prof. Dr. M. Fatih Andı, Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Prof. Dr. Turan Karataş, Dr. Ahmet Murat Özel ve Necip Tosun’dan oluşan jüri, Mustafa Aydoğan’ı “Necip Fazıl Şiir Ödülü”ne, yazar Mukadder Gemici’yi “Necip Fazıl Hikâye-Roman Ödülü”ne, Prof. Dr. Tahsin Görgün’ü “Necip Fazıl Fikir-Araştırma Ödülü”ne, Hashim Cabrera’yı “Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü”ne, Prof. Dr. Süleyman Uludağ’ı “Necip Fazıl Saygı Ödülü”ne, Safiye Gölbaşı ve Kadir Daniş’i de “Necip Fazıl İlk Eserler Ödülleri”ne layık gördü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programında yaptığı konuşmada, “Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. 2024 yılı mal ihracatımız, 2023 yılına göre yüzde 2,5 oranında artarak 262 milyar dolara çıktı” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) iş birliği ile Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programına katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programdaki konuşmasında, katılımcıları selamlarken iş dünyasının, Türk milletinin, dost ve kardeş halkların yeni yılını tebrik etti.
Katılımcıların 1 Ocak itibarıyla başlayan üç aylarını da tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im bizleri Ramazan-ı Şerif’e de sağlık ve afiyetle kavuştursun diyorum” ifadesini kullandı.
“GAZZE MEZALİMİ İÇİMİZDE BÜYÜK BİR YARA OLARAK 2024 SENESİ BOYUNCA DA KANAMAYA DEVAM ETTİ”
Gazze ve Lübnan başta olmak üzere Türkiye’nin yakın çevresinde savaşların, katliamların ve çatışmaların eksik olmadığı zorlu bir yılın geride bırakıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tüm dünyanın gözleri önünde 15 aydır devam eden ve 50 bin masumun hayatına mal olan Gazze mezalimi içimizde büyük bir yara olarak 2024 senesi boyunca da kanamaya devam etti. 2024’ün son haftalarında Suriye’ye doğan özgürlük ve adalet güneşinin 2025 senesinde savaş uçaklarının kararttığı Gazze semalarında da sökün etmesini yürekten temenni ediyoruz. Suriye’de 13 yıl boyunca olduğu gibi 7 Ekim 2023’ten beri maruz kaldıkları zulüm karşısında Filistinli kardeşlerimizi de yalnız bırakmadık. Çeşitli kanallardan gönderdiğimiz 100 bin tonluk insani yardımla Gazzeli mazlumların yükünü bir nebze olsun hafifletmeye çalıştık. Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınması için diplomatik alanda yürütülen tüm çabalara hem destek verdik hem de öncülük ettik. İsrail’le ticari işlemleri tamamen durduran tek ülke yine Türkiye olmuştur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca Filistin Serbest Ticaret Anlaşması’nı genişletme müzakerelerini tamamlayarak hem Filistin halkının alınan karardan zarar görmemesini temin ettiklerini hem de kendilerine ilave katkılarda bulunduklarını kaydetti.
Kış mevsiminin bastırmasıyla insani felaketin ağırlaştığı Gazze’de tek bir masumun daha hayattan kopartılmasına tahammülleri olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu anlayışla katliamların bir an önce durması ve kalıcı barışa giden yolun önünün açılması için yoğun gayret sarf ediyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde çok yönlü yürüttüğümüz bu çabalarımızın müspet sonuçlarını görmeyi ümit ediyoruz. Filistin halkıyla dayanışma adına hükûmetimizin aldığı bu karara destek veren iş dünyamızın tüm temsilcilerine bir kez daha şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. İçeriden ve dışarıdan gelen bütün eleştirilere rağmen nasıl Suriye’de haklı çıkan biz olduysak Gazze krizinde de tarih haklılığımızı teyit edecek, Türkiye’nin adaletten, barıştan ve merhametten yana olan tavrının isabetli olduğunu görecektir. Allah’ın izniyle bundan en küçük bir şüphe duymadık ve duymuyoruz.”
“ENFLASYONLA MÜCADELE DÜNYADA GEÇEN YILA DAMGASINI VURDU”
Her yıl, bir önceki yılın dış ticaret rakamlarını değerlendirmenin iktidarlarının âdeta bir geleneği hâline geldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karnemizi önümüze koyduğumuz, başarılarımızın ve eksiklerimizin muhasebesini yaptığımız bu toplantılarımıza büyük önem veriyoruz. Bunu, aynı zamanda halka hesap verme prensibimizin asli bir unsuru olarak görüyoruz. Bu gelenek inşallah bundan sonra da devam edecek” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her yıl artan dış ticaret rakamlarının bir tarafında hükûmetin, diğer tarafında özel sektörün bulunduğunu belirterek fedakârca çalışarak Türk ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştıran ihracatçıları ve iş dünyasının elçilerini tebrik etti.
“BÖLGEMİZDE YAŞANAN BÜTÜN ZORLUKLARA RAĞMEN TÜRKİYE HEDEFLERİNE DOĞRU EMİN ADIMLARLA İLERLEMEKTEDİR”
2024 yılında Türkiye’nin dış ticaret alanında yakaladığı ivmeyi tüm yönleriyle inceleyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dış ticaret rakamlarının objektif değerlendirmesini yaparken şu noktanın gözden ırak tutulmaması gerektiği kanaatindeyim. Türkiye olarak özellikle bölgesel gelişmeler bağlamında belirsizliklerle dolu son derece sancılı ve sarsıntılı bir yıl geçirdik. Karadeniz’den komşularımız olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, kimi zaman çok tehlikeli boyutlara vararak 2024 yılında da devam etti. Koronavirüs sürecinde geçici denilerek devreye alınan korumacı tedbirler maalesef geçen yıl da küresel ticareti olumsuz etkilemeyi sürdürdü. Tüketim, üretim ve enflasyon gibi temel ekonomik göstergelerde salgınla beraber başlayan bozulmanın üstesinden henüz gelinemedi. Jeopolitik gerilimler, siyasi çalkantılar ve henüz tam istenilen seviyelere gelinemeyen enflasyonla mücadele dünyada geçen yıla damgasını vurdu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 senesinde nispeten daha iyi bir yıl beklenildiğini, 2025’te küresel iktisadi faaliyetin toparlanmakla birlikte salgın öncesi ortalamalarının altında seyredeceğinin anlaşıldığını vurgulayarak, OECD’nin tahminlerine göre dünya ekonomisinin 2024 yılını yüzde 3,2’lik büyümeyle kapatacağının, 2025 yılında ise yüzde 3,3’lük bir büyüme oranına ulaşacağının öngörüldüğüne değindi.
ABD ekonomisinin sırasıyla yüzde 2,8 ve yüzde 2,2 oranında, Avro Bölgesi’nin ise yüzde 0,8 ve yüzde 1,2 oranında büyümesinin beklendiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “En büyük ticaret ortağımız olan Almanya’daki olumsuz görünümün bizim açımızdan Avro Bölgesi için önemli bir risk unsuru teşkil etmektedir. Ama kendimize yeni pazarlar, yeni ticaret ortakları bularak inşallah bu riski de minimize etmeye çalışacağız. Genel tabloya baktığımızda, şunu net bir şekilde görebiliyoruz. Küresel mal ve hizmet ticareti 2025 yılı için olumlu sinyaller vermesine karşın çözüme kavuşturulamayan sıcak çatışmalar ve jeopolitik gerilimler sebebiyle daha tedbirli, temkinli hareket etmemizi elzem kılmaktadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonomide ve bölgede yaşanan bütün bu zorluklara rağmen Türkiye’nin hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlediğini belirtti.
“İSTİHDAM SON BİR YILDA 1 MİLYON 31 BİN KİŞİ ARTTI”
Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejisiyle yeni başarı hikâyeleri yazmaya devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu verileri paylaştı: “2024 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 2,1 oranında büyüme kaydeden ekonomimiz tam 17 çeyrektir, kesintisiz büyüyor. Böylece yılın ilk 9 ayında yüzde 3,2 oranında büyüme oranına ulaştık. 2023 yılında 1 trilyon 130 milyar dolar olan ekonomimiz 2024 yılının üçüncü çeyreğinde yıllıklandırılmış olarak 1 trilyon 260 milyar doları buldu. 2023 yılında 13 bin 243 dolar olan kişi başına gelirimizin 2024 yılında 15 bin doları aşmasını, 2025 yılında ise 17 bin dolar seviyesinin üzerine çıkmasını bekliyoruz; nereden nereye. 2025 yılı için net ihracat ve sabit sermaye yatırımlarının da desteğiyle yüzde 4 büyüme oranına ulaşmayı hedefliyoruz. Üretimin güçlü etkilerinin son açıklanan istihdam verilerine de yansıdığını memnuniyetle ifade etmek isterim. İstihdam son bir yılda 1 milyon 31 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı ekim ayında 32 milyon 970 bin kişiye ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini gördü. Ocak-Ekim 2024 döneminde, işsizlik oranımız ortalama yüzde 8,8 oranıyla son 23 yılın en düşük düzeyine inmiştir. Erkeklerde yüzde 6,6 ile yine işsizlikte tarihimizin en iyi oranını yakaladık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 yılı haziran ayında başlayan ve enflasyonla mücadelede sağlam bir zemin oluşturmayı amaçlayan geçiş sürecinin 2024 yılı haziran ayı itibarıyla sona erdiğini, ikinci aşama olan dezenflasyon sürecinin başladığını dile getirdi.
“2025 YILINDA DA ENFLASYON ORANIMIZ İLAN EDİLEN SEVİYELERDE GERÇEKLEŞECEK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sabah TÜİK tarafından açıklanan 2024 yılına ait enflasyon verilerinin uyguladıkları politikaların doğruluğunu teyit ettiğini belirterek, “Enflasyon aralıkta aylık bazda yüzde 1,03 olurken yıllık bazda yüzde 44,38’e gerilemiştir. Yıllık enflasyon 2023 sonuna göre 20 puan, 2024 Mayıs ayındaki zirve seviyesine göre 31 puan düşmüştür. 2025 yılında da enflasyon oranımız orta vadeli programla ve enflasyon raporunda ilan edilen seviyelerle uyumlu şekilde gerçekleşecektir. Bu umut verici gelişmelerin arkası inşallah gelecek” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, piyasaların hükûmete, politikalara, ekonomi programına ve tüm bunlarla birlikte Türk ekonomisinin güçlü potansiyeline güvendiğini vurguladı.
Bu konuda ihracatçıların desteğinin çok kıymetli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek ihracatımızı hedeflerimizle uyumlu bir şekilde artırmaya gerekse enflasyonu tekrar tek haneli rakamlara düşürmeye katkıda bulunmak için iş dünyamızın tüm paydaşlarından samimi destek bekliyoruz” diye konuştu.
“İHRACATÇILARIMIZIN MESELELERİYLE İLGİLENDİK”
Türkiye’yi çok farklı seviyeye taşıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatçılar ve iş insanlarıyla yüzlerce seyahate çıkıp dünyayı adeta karış karış dolaştıklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gittikleri her yerde Türkiye’nin potansiyelini, gücünü ve imkânlarını devlet adamlarına ve iş dünyasının temsilcilerine birlikte anlattıklarını kaydederek, “Büyük-küçük ayrımı yapmadan ihracatçılarımızın meseleleriyle ilgilendik. Gümrük işlemlerinden vize sorunlarına, alacak tahsilatından serbest ticaret anlaşmalarına kadar her alanda çözümler ürettik. Zorluklarla karşılaşsak da hep yeni yollar, yöntemler ve pazarlar bulduk” diye konuştu.
Afrika ve Latin Amerika açılım politikaları sayesinde Türk iş dünyasının bu coğrafyalarda da engelleri aşarak güçlü varlık göstermeye başladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün hamdolsun dünyanın her köşesinde ihracattayız. İhracat, Türk ekonomisinin amiral gemisi vasfını hâlen koruyor. Nitekim 2024 yılının ihracat rakamlarına baktığımızda bunu net şekilde görebiliyoruz” ifadesini kullandı.
“2024’TE AVRUPA BİRLİĞİ’NE İHRACATIMIZ YÜZDE 4,2 ARTIŞLA 108,7 MİLYAR DOLARA ULAŞMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıla ait dış ticaret verilerine değinerek şunları paylaştı: “Öncelikle 2024 yılı aralık ayında ihracatımız yüzde 2,2 artışla 23,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Böylece aralık ayı aylık ihracat rekorunu kırdık. İthalatımız ise yüzde 11,1’lik artışla 32,3 milyar dolar oldu. Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. Biraz evvel ifade ettiğim olumsuzluklara rağmen 2024 yılı mal ihracatımız, 2023’e göre yüzde 2,5 oranında artışla 262 milyar dolara çıktı. Ayrıca son 19 ayın 12’sinde o ayın ihracat rekorunu kırdık. 2024 yılı ocak-aralık döneminde 31 ilimiz 1 milyar doların üzerinde ihracat yaparken, 54 ilimiz de ihracatını artırmıştır. En fazla ihracat yapan 5 ilimiz sırasıyla 56,8 milyar dolarla İstanbul, 32 milyar dolarla Kocaeli, 23,8 milyar dolarla İzmir, 18,2 milyar dolarla Bursa ve 13,2 milyar dolarla Tekirdağ’dır. 2024 yılı genelinde ise ithalatımız yüzde 4,9 düşüşle 344,1 milyar dolara inmiştir.”
Geçen yıl dış ticaret dengesinde olumlu kazanımlar elde ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “2023’te 106,3 milyar dolar olan dış ticaret açığını, 2024’te 82,2 milyar dolara kadar indirdik. Yani 2024’te dış ticaret açığını tam 24 milyar dolar düşürdük. 2024’te ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 5,5 puan artışla yüzde 76,1’e yükseldi. Bu oran, göreve geldiğimiz 2002 yılında sadece yüzde 50 civarındaydı. 2024 yılında ihracatımızda kıymet bazında artışta öne çıkan ilk üç ülke ise yüzde 22,2 artışla Birleşik Krallık, yüzde 9,9 artışla Amerika Birleşik Devletleri ve yüzde 52’lik artışla Suudi Arabistan olmuştur. 2024 yılında Avrupa Birliği’ne ihracatımız yüzde 4,2 artışla 108,7 milyar dolara ulaşmıştır. Avrupa Birliği’nin son 12 ayda ithalatının yüzde 7,5 gerilediği bir ortamda, ülkemizin bu pazara ihracatının artması çok mühimdir. Ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerine ihracatımız yüzde 6,1 artarak 70,1 milyar dolara, Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerine yüzde 12,9 artışla 11,1 milyar dolara yükselmiştir.”
“EKONOMİMİZ DAHA DENGELİ BÜYÜME TRENDİNDE İLERLEMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İhracatın değer bazında en çok arttığı ilk üç fasılaya şöyle bir baktığımızda motorlu kara taşıtlarında yüzde 5,3 artışla 32,5 milyar doları, demir ve çelikte yüzde 15,1 artışla 10,2 milyar doları, elektrikli makine ve cihazlarda yüzde 6,4 artışla 16,4 milyar doları yakaladığımızı görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Üretimdeki orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün katkısının altını çizmek istediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2024 yılında yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı, kıymet bazında tam yüzde 19 oranında artışla 8,8 milyar dolara yükselmiştir. Orta-yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı ise yüzde 2,8 artışla 92,4 milyar dolara ulaşmıştır. 2022’de yüzde 36,9 olan orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının payı 2023’te yüzde 40,4’e, bu yıl yüzde 41’e çıkmıştır. Bu durum, ürünlerimizdeki nitelik artışının önemli işaretidir. Döviz ihtiyacımız azalırken makroekonomik istikrarımız güçlenmekte, dolayısıyla ekonomimiz daha dengeli büyüme trendinde ilerlemektedir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracat rakamlarının ülke, millet ve ekonomi için hayırlara vesile olmasını temenni ederek, “Bu başarının altında fabrikalarda alın teri döken işçiden ustabaşına, atölyelerde emek veren çıraktan kalfaya, insanımıza istihdam kapısı olan işveren ve yatırımcıdan ürünlerimizi dünyayla buluşturan ihracatçılarımıza kadar herkesin imzası vardır. Tabii bu rekor ihracat rakamlarına, kadınların yüzde 20’nin üzerinde katkı yaptığını memnuniyetle belirtmek isterim. Başta kadınlar olmak üzere bütün ihracatçılarımızı ve emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mal ihracatı gibi hizmet ihracatında da hedeflerini aşmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını söyledi.
2024 yılında hizmet ihracatı hedeflerinin 110 milyar dolar olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yılın ilk 10 ayında 97,1 milyar dolar hizmet ihracatına ve 54 milyar dolar hizmet ticareti fazlasına ulaştık. Yıllıklandırılmış olarak bakıldığında, ekim ayı itibarıyla gerçekleştirdiğimiz 112,5 milyar dolar hizmet ihracatı ile hedefimiz olan 110 milyar doların üzerine çıktık” diye konuştu.
Gerek mal ticaretinde gerçekleşen performansın gerekse hizmetlerin güçlü katkısının cari işlemler dengesine olumlu yansıdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Cari işlemler hesabı 5 yıl sonra ilk kez son 5 aydır aylık bazda fazla vermiştir. 2024 yılı sonunda cari işlemler açığının geçen yılki 40,4 milyar dolardan 10-11 milyar dolar seviyesine kadar gerileyeceği anlaşılıyor. Böylece 2024 yılında cari işlemler açığının millî gelire oranının yüzde 1’in altında kalacağına inanıyoruz. Hep söylediğim gibi bu başarılar yalnızca birer başlangıç noktasıdır. Çok daha büyük başarılara ulaşmak için durmadan, yorulmadan, yandık-bittik diyen felaket tellallarına aldırmadan çalışmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ekonomisinin kıvanç kaynağı olan ihracatçıların dün olduğu gibi yarın ve daima yanlarında olacaklarını dile getirerek, “2024 yılında mal ve hizmet ihracatçılarımıza toplam 24,7 milyar lira destek sağladık. İhracat desteklerine tahsis ettiğimiz bütçeyi 2025 yılında 33 milyar liraya çıkartıyoruz” ifadelerini kullandı.
İhracatçıların finansmana erişimini kolaylaştırmak için devletin ilgili tüm kurumlarının ortak çaba harcadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, finansmanda sadece Eximbank’la yetinmediklerini, İhracatı Geliştirme Anonim Şirketiyle önemli bir adım atarken, kefalet sistemiyle de teminat sorununa çözüm getirdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkez Bankamız finansmana erişimi desteklemek amacıyla reeskont kredilerinin günlük limitini 13 kat artışla 4 milyar liraya çıkardı. Merkez Bankası son 1 yılda 573 milyar liralık reeskont kredisi kullandırdı” dedi.
“DESTEK SÜREÇLERİNİ HIZLANDIRMAYI AMAÇLIYORUZ”
Türkiye’yi daha güçlü, rekabetçi ve sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşturmak için yoğun çaba içinde olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ticaret Bakanlığımızca ‘2025 Yılı İhracat Planı’ çalışmalarını da başlatmış bulunuyoruz. İhracatçılarımızın yurt içi ve yurt dışı fuar katılımlarına yönelik desteklerin kapsamını genişletmeyi, desteklere erişimini kolaylaştırmayı ve destek süreçlerini hızlandırmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.
Sadece 2024 yılının değerlendirmesini yapmadıklarını, aynı zamanda 2025’in de hedeflerini belirlediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz sene, 2024 yılı mal ve hizmet ihracatı için sizlere 375 milyar dolar hedefini koymuştum ve hamdolsun size olan güvenimi boşa çıkarmadınız. 2025 yılında mal ve hizmet ihracatı olarak toplamda 390 milyar doları geçeceğimize inanıyorum. Önümüzdeki yıl, hedeflerimizi de aşan bir ihracat rakamına ulaşacağınız konusunda Cumhurbaşkanınız olarak ben sizlere güveniyorum.”
Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamının ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ve ticaretin artırılması için özveriyle çalışan herkesi tebrik etti.
“Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştüreceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında şunları kaydetti:
“Aziz milletim, hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün 2024’e veda ediyor, yeni umut, beklenti ve hayallerle 2025 senesini karşılıyoruz. Öncelikle yeni miladi yılın ülkemiz, milletimiz, gönül coğrafyamız ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
“BİRBİRİMİZE DAHA SIKI KENETLENECEĞİZ”
Geçtiğimiz yıl boyunca istiklal ve istikbalimiz uğrunda toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Millet olarak 2025 yılında birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı, inşallah, daha da güçlendirecek, birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz.
Geride bıraktığımız 2024 senesi, ülkemiz içinde ve bölgemizde pek çok kritik gelişmeye sahne oldu. Mahallî idareler seçimlerini, tam bir demokrasi şöleni havasında, Türk demokrasisinin olgunluğunu tüm dünyaya yeniden gösterdiğimiz bir iklimde, hamdolsun, başarıyla gerçekleştirdik.
Milletimizin iradesi sandıkta özgürce tecelli ederken, kazanan demokrasimizle birlikte yine 85 milyon vatandaşımızın tamamı oldu. Tercihleri ne olursa olsun, seçim sandıklarını birer bayram yerine çeviren vatandaşlarıma bugün bir kez daha teşekkür ediyorum.
Seçimlere ve bölgemizde patlak veren yeni krizlere rağmen, kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programımızın meyvelerini toplamaya başladık. İstihdamda, ihracatta, üretimde, turizmde, savunma sanayiinde ve diğer alanlarda çok önemli başarılara imza attık.
Deprem bölgemizi yeniden ayağa kaldırma çalışmalarımızda ciddi mesafe katettik. Yeni yılda bu çalışmalar daha da hızlanacak.
Enflasyondaki düşüşün, özellikle yılın son aylarında, artarak devam etmesi 2025 yılı hedeflerimize ulaşacağımızı teyit ediyor. Vatandaşımızın refah kaybını telafi edecek, alım gücünü artıracak politikalara ağırlık vermek suretiyle, inşallah, daha iyi yerlere geleceğiz.
“HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIZ”
Konut, kira ve gıda başta olmak üzere fahiş fiyatlarla milletin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadelemizi, 2025 senesinde de kararlılıkla devam ettireceğiz.
Vatandaşlarımdan, geçmişte Türkiye’ye çok ağır faturalar ödetmiş popülist söylemlere prim vermemelerini özellikle istirham ediyorum.
Son 22 yılda bu ülkenin ve milletin tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek, ekonomideki konjonktürel sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Doğru yoldayız, Allah’ın izniyle hedeflerimize de ulaşacağız. Sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış istiyoruz.
“YENİ DÖNEMİN SURİYE’DE KALICI İSTİKRARA KAPI ARALAMASI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ DESTEĞİ SAĞLAYACAĞIZ”
Aziz milletim, 2024 senesinin son haftaları köklü tarihî, beşerî ve komşuluk ilişkilerimizin bulunduğu Suriye’de yeni bir dönemin kıvılcımı oldu. Yeni dönemin Suriye’de kalıcı barışa, huzura, istikrara ve ekonomik refaha kapı aralaması için gereken her türlü desteği sağlayacağız.
Suriye’de istikrar ortamı kök saldıkça inanıyorum ki, 13 yıldır vatan hasreti çeken Suriyeli muhacirlerin gönüllü geri dönüşü de kolaylaşacaktır. Bu süre boyunca ensar millet olmanın en güzel örneklerini sergileyen tüm vatandaşlarımdan Allah razı olsun” diyorum.
“GAZZE’DEKİ KATLİAMLARA İLK GÜNDEN İTİBAREN EN GÜÇLÜ TEPKİYİ VEREN ÜLKEYİZ”
Gazze’deki katliamlara ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren, vicdanlı ve adaletli duruşunu her platformda ortaya koyan ülke konumundayız. Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında 15 aydır devam eden katliamların son bulması, burada da barışın tesisi için yoğun gayret sarf ediyoruz.
Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları temelinde özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devletinin kurulması için 2025 yılında da tüm gücümüzle çalışacağız.
“TEMENNİMİZ, 2025 YILINDA KUZEYİMİZDE DE YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLAMASIDIR”
Her ikisi de Karadeniz’den komşumuz olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın adil bir barışla sona erdirilmesi önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Temennimiz, 2025 yılında kuzeyimizde de yeni bir dönemin başlamasıdır.
Sınırlarımız ötesinde bütün bu diplomatik hamleleri hayata geçirirken, ülkemiz içinde en önemli gündemimiz iç cephemizin tahkimatı olacaktır.
Türkiye Yüzyılı’nı, kardeşliğin yüzyılı yapmakta kararlıyız. Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz.
Bu çerçevede 2025 yılında milletimize inşallah yeni müjdeler vermeyi ümit ve arzu ediyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Rabbim bizleri hizmetkârı olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimize ve umudunu Türkiye’ye bağlamış yüz milyonlarca mazluma mahcup etmesin diyorum. Bu temennilerle yeni takvim yılının ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diliyor, her birinizi saygıyla selamlıyorum.
Yeni miladi yılınız kutlu olsun. Kalın sağlıcakla.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.