Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Refah kaybı yaşayan dar ve orta gelir grubuna mensup vatandaşlarımıza yönelik destekleyici çalışmaları artırarak devam ettireceğiz. Asgari ücretten, emekli ve memur maaşlarını yükseltmeye, sosyal yardım programlarını yeni bir anlayışla ele alarak hakkaniyet ilkesine dayalı olarak tabanını genişletmeye kadar pek çok tedbiri adım adım hayata geçireceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Aziz milletim, değerli basın mensupları; sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum.
Son Kabine Toplantımızdan bugüne her anımızı ülkemiz ve milletimiz için eser ve hizmetlerle dolu bir şekilde geçirdik. Ülkemizi dünyada gururla temsil eden yurt dışı müteahhitlerimizle 24 Ağustos’ta bir araya gelerek başarı ödüllerini takdim ettik.
“ZAFERİN 100. YILINI DAHA ANLAMLI HÂLE GETİRDİK”
Anadolu’daki sarsılmaz kalemiz Ahlat’ı tarihî önemine ve ecdadın mirasına yakışır bir şekilde yeniden ihya ediyoruz. Bu amaçla 25 Ağustos’ta Ahlat’ta çeşitli programlara katıldık. Malazgirt Zaferi’nin 951. yıldönümünü Sultan Alparslan ve ordusunun Cuma namazı kıldığı yerde 26 Ağustos günü bir kez daha coşkuyla kutladık.
Daha sonraki günlerde millî mücadelemizin dönüm noktasını teşkil eden Büyük Taarruz’un başladığı ve zafere ulaştığı Kütahya, Afyonkarahisar’da vatandaşlarımızla kucaklaştık. Büyük Taarruz’un 100. yılı vesilesiyle Ordularımızın Başkomutanı Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve millî mücadele kahramanlarımızı bizzat yerinde yâd ettik. Bununla kalmadık, Kütahya ve Afyonkarahisar şehirlerimize kazandırdığımız eser ve hizmetlerin toplu açılışını yaparak zaferin 100. yılını daha anlamlı hâle getirdik.
30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Ankara’da bir dizi program gerçekleştirdik. Devlet Mezarlığı’nda, 30 Ağustos tebrikatında ve akşam düzenlenen konserde diğer davetlilerin yanı sıra millî mücadele kahramanlarımızın yakınlarıyla da bir araya geldik. Cumhurbaşkanlığı Külliyemizdeki 30 Ağustos konserinin büyük zaferin 100. yılının şanına yakışır bir program olduğuna inanıyorum.
Aynı gün Millî Savunma Üniversitemizin Kara Harp Okulundaki diploma ve sancak devir teslim törenlerinde ordumuzun saflarına yeni katılan teğmenlerimizin heyecanına da ortak olduk. Ertesi gün, yani 31 Ağustos’ta da İstanbul’da Deniz ve Hava Harp Okullarımızın diploma ve sancak devir teslim törenlerine iştirak ettik.
“YUNANİSTAN, NE SİYASİ, NE EKONOMİ, NE ASKERÎ BAKIMDAN BİZİM DENGİMİZ OLMADIĞI İÇİN MUHATABIMIZ DA DEĞİLDİR”
Bu vesileyle bir kez daha son dönemde ülkemize yönelik tacizlerini ve terbiyesizliklerini artıran Yunanistan’la ilgili olarak şu hatırlatmayı yapmak istiyorum: Yunanistan, ne siyasi, ne ekonomik ne askerî bakımdan bizim dengimiz olmadığı için muhatabımız da değildir.
Her yıl olduğu gibi 1 Eylül’de adli yıl açılış törenimizi gerçekleştirdik. Adli yıl açılış töreninde geçmişten bugüne adalet arayışımızı, bu doğrultuda gerçekleştirdiğimiz çalışmaları, ayrıca gelecekte hayata geçirmeyi planladığımız yenilikleri yargı mensuplarımızla paylaştık.
Geçtiğimiz cumartesi günü Samsun’da beşincisi düzenlenen TEKNOFEST’in Karadeniz ayağında gençlerimizle bir araya geldik. Artık sınırlarımızı aşıp bir dünya markası hâline dönüşen TEKNOFEST’te gençlerimizin bilgisine, kabiliyetine, çalışkanlığına, azmine her şahit oluşumuzda geleceğimize güvenimiz de artıyor.
Yarın Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan’ı kapsayan bir Balkan gezisine çıkıyoruz. Son dönemde gerginliklerin arttığı bu coğrafyada barışın, huzurun, kalkınmanın, hakkaniyetin temsilcisi Türkiye olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirmeyi sürdürüyoruz.
Önümüzdeki hafta Özbekistan’da Şangay Beşlisi’nin toplantısına iştirak ederek ülkemizin hak ve menfaatlerini Orta ve Doğu Asya coğrafyalarında geliştirmenin yollarını arayacağız.
Bir sonraki hafta da Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna katılarak, hem dünya ve bölge gündemine dair görüşlerimizi dile getirecek, hem de çok sayıda toplantı ve görüşme yapacağız.
Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada artan gücü, etkisi ve sorumlulukları, bize ufkumuzu sürekli genişletmemiz, ilişkilerimizi çeşitlendirmemiz, fırsatları değerlendirmemiz gerektiğini söylüyor. Bunun için hem ülke içinde siyasetten ekonomiye, her alanda hedeflerimize sıkı sarılmamız, hem de küresel gelişmeleri kendi lehimize yönlendirmemiz gerekiyor.
“TÜRKİYE GÜÇLÜ OLMAK, GÜCÜNÜ SÜREKLİ ARTIRMAK MECBURİYETİNDEDİR”
Gece-gündüz demeden, böylesine yoğun programlarla koşturmamızın tek sebebi; Türkiye ve Türk milleti olarak işte bu tarihî fırsatı en üst düzeyde kullanabilmektir. Her fırsatta altını çizerek tekrar ettiğimiz gibi, Türkiye güçlü olmak, gücünü sürekli artırmak mecburiyetindedir. Aksi takdirde ülkemizi çevremizde sayısız örneğini gördüğümüz felaketlerin içine sürüklemek isteyenlere fırsat vermiş oluruz. Siyasetçisinden sokaktaki vatandaşına kadar kendini bu ülkenin bir ferdi olarak gören herkesin de bu anlayışla hareket etmesini bekliyoruz.
Aziz milletim; geçtiğimiz hafta açıklanan 2022 ikinci çeyrek büyüme rakamları, Türk ekonomisinin yükselişine devam ettiğini göstermiştir. Hiç şüphesiz bu kendi-kendine ortaya çıkan bir başarı değildir. Bu tablo; yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla büyüme esasına dayanan Türkiye Ekonomi Programımıza uygun şekilde yolumuza devam ettiğimizin işaretidir.
Salgın döneminde herkes içine kapanırken biz üretim çarklarının dönmeye devam etmesini, istihdamın korunmasını, ihracatın artırılmasını hedef alan bir yaklaşımla hareket etmiştik. Her ne kadar o dönemde birileri bizi bu politikamızdan dolayı eleştirmiş olsa da, geldiğimiz noktada ne kadar doğru bir karar verdiğimizi onlar dahi inkâr edemiyor. Gelişmiş ülkelerin ekonomi politikalarını klasik modelleri bir kenara bırakarak bizimkine benzer bir anlayışla değiştirilmeye başlamaları da programımızın isabetini teyit eden bir diğer gelişmedir.
“EN YÜKSEK BÜYÜME KAYDEDEN İKİNCİ ÜLKE KONUMUNDAYIZ”
Bizim mandacı iktisatçılar dediğimiz kesim bile artık eski görüşlerinde ısrar edemiyor, sürekli bardağın boş tarafını göstererek de olsa farklı şeyler söylemeye çalışıyor. Büyüme rakamlarımızı işte bu fotoğraf içinde değerlendirmek gerekiyor. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,5 olan büyüme oranımız, ikinci çeyrekte yüzde 7,6 olarak gerçekleşmiştir. İkinci çeyrekteki büyüme oranımızla hem OECD, hem de G-20 içinde en yüksek büyüme kaydeden ikinci ülke konumundayız. Üstelik bu büyümeyi iç talep yanında dış talepteki güçlü artış da desteklemiştir.
Dengeli büyümemizin içindeki makine-teçhizat yatırımı harcamalarının ortalamanın neredeyse 2 katı seviyesinde bir yere sahip olması, gelecekte daha ileri seviyelere ulaşma umudumuzu güçlendiriyor. Elbette bu büyüme oranına, etrafımızda yaşanan güvenlik krizlerine, insani trajedilere, ülkemize yönelik pek çok haksız saldırıya rağmen ulaştığımızı da unutmamalıyız.
Kış mevsiminin yaklaşmasıyla Avrupa merkezli olarak başlayan, ancak küresel etkilere sahip enerji krizinin derinleşme kaygısı Türkiye’nin üretim ve ihracat potansiyelini daha da önemli hâle getiriyor. Artık 251 milyar dolarlık bir ihracat seviyesine ulaşan ekonomimizin, küresel mal ticaretinden aldığı pay da yüzde 1’in üzerine çıkmıştır.
“TURİZMDE HEDEFLERİN ÜZERİNDE BİR GERÇEKLEŞMEYE DOĞRU GİDİYORUZ”
Turizmde de hamdolsun hedeflerin üzerinde bir gerçekleşmeye doğru gidiyoruz. Sadece güney bölgelerimizde değil ülkemizin her yerinde, otellerde, uçaklarda, turizm tesislerinde boş yer bulmanın neredeyse imkânsız olduğu bir sezon geçiriyoruz.
İthalatımızdaki artışın ve dolayısıyla cari denge hedefimizdeki bozulmanın sebebi ise, enerji ve emtia fiyatlarındaki öngörülemez yükselişlerdir. Nitekim yılın ilk 6 ayındaki cari işlemler dengemiz, enerji hariç bakıldığında 8,1 milyar dolar fazla vermektedir. Buna rağmen enerji dâhil cari fazla vermek için çalışmalarımızı artan bir hızla sürdürüyoruz. Güvenlik krizleri başta olmak üzere küresel dengeleri bozan gelişmelerin normalleşmeye başlamasıyla bu sorunun da üstesinden geleceğimize inanıyorum.
Yine bu çerçevede ülkemizin enerji ihtiyacının yerli, millî, sürdürülebilir kaynaklardan teminine yönelik çok sayıda projeyi hayata geçiriyoruz. Yeni programımızı istihdam merkezli oluşturduğumuzu her fırsatta vurguluyoruz. Son 2 yılda istihdamda net 5 milyon kişilik artışla, toplam istihdamın tarihimizin en yüksek rakamı olan 31 milyon sınırına dayanmış olması bu alandaki hedeflerimize de ulaştığımız ispatıdır.
Merkez Bankası rezervlerinden millî gelir hesaplarına kadar her alanda benzer olumlu gelişmeleri görmek mümkündür. Vatandaşlarımıza yaptığımız kendi paramız Türk Lirasına güvenme ve sahip çıkma çağrımız hamdolsun çok önemli bir karşılık bulmuştur. Kur korumalı mevduat hesaplarına geçişe gösterilen ilgi sayesinde bir ara 239 milyar dolar seviyesine kadar ulaşan vatandaşlarımızın yabancı para hesap tutarları geçtiğimiz ay sonu 212 milyar dolara kadar gerilemiştir. Borsamızın sürekli rekorlar kırması da sermaye piyasalarındaki güvenin ifadesidir.
Tüm bu fotoğraf içinde enflasyon hâlâ en ciddi sorunumuz olmayı sürdürüyor. Dünyanın her ülkesi kendi ekonomik gerçekliğine göre son 40-50 yılda eşi benzeri görülmemiş enflasyon tehditleriyle mücadele ediyor. Özellikle gelişmiş ülkeler aldıkları tüm önlemelere rağmen henüz enflasyon sorununa çözüm bulabilmiş değiller.
“YILBAŞINDAN SONRA ÜLKEMİZDEKİ ENFLASYONUN HIZLI BİR ŞEKİLDE İNİŞİNE ŞAHİTLİK EDECEĞİZ”
Türkiye olarak inşallah yılbaşından sonra ülkemizdeki enflasyonun hızlı bir şekilde inişine şahitlik edeceğiz. Önce 40’lı, ardından 30’lu, yılsonuna doğru 20’li rakamlardaki enflasyonla ülkemizi bu tehdidin gölgesinden de çıkarmayı planlıyoruz. Bu süreçte refah kaybı yaşayan dar ve orta gelir grubuna mensup vatandaşlarımıza yönelik destekleyici çalışmaları artırarak devam ettireceğiz. Asgari ücretten, emekli ve memur maaşlarını yükseltmeye, sosyal yardım programlarını yeni bir anlayışla ele alarak hakkaniyet ilkesine dayalı olarak tabanını genişletmeye kadar pek çok tedbiri adım adım hayata geçireceğiz.
Dünkü Resmî Gazete’de yayınlanan Orta Vadeli Program, enflasyonun düşürülmesi başta olmak üzere bu mücadelenin yol haritasıdır.
Aziz milletim; Cumhurbaşkanlığının koordinasyonunda tüm bakanlıklarımızın ve kurumlarımızın katılımıyla hazırlanan Orta Vadeli Program, 2023 ve 2025 yılları arasındaki çalışmalarımızın rehberi olacaktır. Program döneminde ülkemizin kalkınma potansiyelini ve istihdamı artıran yüksek katma değerli üretime öncelik veren, ihracat temelli sürdürülebilir büyümeyi hedef alan bir strateji uygulayacağız. Bu dönemde hizmet gelirlerindeki zaten yaşanmakta olan artışın düzenli şekilde sürmesini bekliyoruz.
İhracatımızı ülke ve ürün çeşitliliğiyle desteklemeyi sürdüreceğiz. İthalatı dengelemek için enerji dâhil her alanda ülkemizin imkânlarını harekete geçirecek projelere öncelik vereceğiz.
Hem finansal istikrarı, hem fiyat istikrarını program dönemi sonunda hedeflediğimiz seviyeye getirmek istiyoruz. İstihdamı daha da geliştirmek, gençlerimiz ve kadınlarımız başta olmak üzere çalışmak isteyen istinasız herkese imkân sağlamak için aktif iş gücü politikalarını güçlendireceğiz.
Elbette bu süreçte de geçmişten bugüne olduğu gibi bütçe disiplininden taviz vermeyeceğiz. Maliye politikalarımızı kamu açıklarını azaltma ve bütçe dengelerini güçlendirme yönünde sürekli tahkim edeceğiz.
İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında çevre, sosyal ve ekonomik dönüşüm politikalarıyla yeşil dönüşümün gerçekleştirilmesi de Orta Vadeli Programın önemli unsurları arasındadır.
Program sonunda millî gelirimizi 1 trilyon doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Esasen son 8-9 yıldır yaşadığımız saldırılar ve bunların kur-faiz-enflasyon şer üçgeninde yürüyen ekonomik ayakları olmasaydı, bugün millî gelirimizi 1,5 trilyon doların üzerine çıkışını konuşacaktık. Her şeye rağmen satın alma paritesi itibarıyla ülkemizin dünya millî gelir sıralamasında 11’inciliğe yükselmesini de önemli bir başarı olarak görüyoruz. Önce satın alma paritesinde, arkasından toplam millî gelir sıralamasında dünyada ilk 10’a gireceğimizin özellikle çok uzak olmadığına yürekten inandığımı söylemek isterim.
Sanayicilerimiz kendilerini küresel değişimlere adapte etme konusunda oldukça gayretliler; biz de doğru teşvik politikalarıyla bu çabayı destekliyoruz. Yeni girişimlerimizin önünü açmak, cesaretlerini artırmak için de pek çok farklı program uyguluyoruz.
Türkiye Kalkınma Fonunu katma değerli yerli ve yenilikçi üretim yapan girişimcilerimiz için daha etkin şekilde kullanacağız. Hiç şüphesiz bu girişimler arasında enerji arz güvenliğimize katkıda bulunacak projeleri daha güçlü şekilde destekleyeceğiz.
Teknoloji odaklı sanayi hamlesi programıyla da yükselen küresel teknolojileri ve ürünleri geliştiren projeleri özel olarak teşvik edeceğiz. Afetlere hazır, enerji verimliliği yüksek, kültürel değerlerimizi koruyan, yatay mimariyi esas alan kentsel dönüşüm çalışmaları da programımızın öncelikleri arasındadır.
Pek çok detayı bulunan Orta Vadeli Programa göre, tüm kurumlarımız kendi bütçe hazırlıklarını başlatmışlardır. Meclisimizin de takdiriyle yürürlüğe girecek 2023 bütçemizi ülkemizin hedeflerine doğru atmış olduğumuz yeni ve önemli adımların zemini kılmak istiyoruz. Ne seçim sürecinin, ne de başka herhangi bir iç veya dış gelişmenin 85 milyonun geleceği bakımından kritik öneme sahip bu program ve bütçe dengelerini bozmasına rıza göstermeyeceğiz. Orta Vadeli Programın ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Programın hazırlanmasında ve bütçe çalışmalarında emeği geçen Cumhurbaşkanı Yardımcımızdan Hazine ve Maliye Bakanımıza, Bütçe ve Strateji Başkanımızdan bakanlıklarımıza kadar herkesi tebrik ediyorum.
“TÜM MAZLUMLARIN VE MAĞDURLARIN UMUDU OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”
Aziz milletim; Türkiye, dünyanın neresinde olursa olsun mağdur ve mazlum duruma düşmüş herkesle dayanışma içinde olmayı, medeniyetinin ve tarihinin üzerine yüklediği bir sorumluluk olarak görmektedir. Bu anlayışla ilgili resmî kuruluşlarımız ve sivil toplum yapılarımızla millî gelirine kıyasla dünyanın en çok insani kalkınma yardımı yapan ülkesi hâline geldik. Paylaşmanın bereketine inanan bir millet vasfıyla tüm mazlumların ve mağdurların umudu olmayı sürdüreceğiz.
Pakistan’da yaşanan sel felaketi karşısında da aynı tavrı gösteriyoruz. Bununla birlikte Pakistan, Türk Devleti ve milleti için dünyadaki ülkelerden bir ülke olmanın çok ötesinde anlama sahiptir. Asırlar öncesinde aynı devlet köklerine sahip olduğumuz bu coğrafya halkı, her dönemde kardeşlik hukukumuza sahip çıkmış, vefasını göstermiştir. Millî mücadelede bize en büyük desteği o zamanlar Hindistan Müslümanları içinde yer alan Pakistanlı kardeşlerimizin verdiğini asla unutmadık, unutmayacağız. Cumhuriyet tarihi boyunca da başımız her sıkıştığında Pakistan halkını ve devletini yanımızda bulduk.
Geçtiğimiz günlerde Pakistan’da etkili olan ve ülkenin önemli bir kısmını sular altına bırakan sel felaketi sonrası ortaya çıkan görüntüler, 85 milyon olarak hepimizin yüreğini dağlamıştır. Muson yağmurlarının etkisi ve küresel ısınma sebebiyle yüksek dağlardaki buzulların erimesiyle ülke topraklarının 3’te ikisi sel suları altında kalmıştır.
Bugüne kadar 1100 kişinin ölümüne, 325 bin evin yıkılmasına, 733 bin evin hasar görmesine, 800 bin hektar ekili arazinin çamura gömülmesine, 735 bin besi hayvanının telefine yol açan bu felaket sebebiyle, Pakistan halkına başsağlığı dileklerimizi ve üzüntülerimizi iletiyoruz.
Sağlıktan gıdaya, altyapıdan iskâna kadar pek çok soruna yol açan bu durum karşısında, Türkiye ve Türk milleti olarak kayıtsız kalamazdık, kalmadık. İçişleri ile Çevre ve Şehircilik bakanlarımız bizzat bölgeye giderek felaketi ve yapılması gereken çalışmaları bizzat yerinde gördü ve incelediler. AFAD Başkanlığımızın koordinasyonunda 16 sivil toplum kuruluşumuzun desteğiyle 50 bin çadır, 100 bin gıda ve temizlik kolisi bölgeye gönderilmek üzere hazırlandı.
Bugün itibariyle 11 uçak ve 2 iyilik treni bölgeye hareket etti, 3. trende yarın yola çıkıyor. Ayrıca, mahallinden temin edilen temel ihtiyaç malzemeleri de afet zedelere dağıtılmaya başlandı. Oluşturulan hava köprüsü ve iyilik trenleri ile Pakistanlı kardeşlerimizin yaralarını sarana kadar elimizdeki imkânları kendileriyle paylaşmayı sürdüreceğiz. Hedefimiz, yarısı valiliklerimiz, yarısı sivil toplum kuruluşlarımız tarafından temin edilecek toplam 500 bin gıda kolisini her hafta iki tren kaldırarak 14 seferde Pakistan’a ulaştırmaktır.
Hayırseverlerimizi Pakistanlı afetzede kardeşlerimiz için AFAD ve sivil toplum kuruluşlarımız tarafından yürütülen yardım kampanyasına destek vermeye davet ediyorum. Bir kez daha Pakistanlı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
“GENEL SAĞLIK SİGORTASI SİSTEMİMİZİN DÜNYADA EŞİ BENZERİ YOKTUR”
Aziz milletim; Türkiye’nin son 20 yılında gerçekleştirdiği kalkınma devriminin en iftihar verici sonuçlarından biri de sağlıkta yaşanmıştır. Vatandaşlarımızın hemen tamamını kapsayan genel sağlık sigortası sistemimizin dünyada eşi benzeri yoktur. Ülkemiz en ücra köşelerine kadar yayılan tam teşekküllü hastanelerimiz ve herkesin erişimine açık teşhis, tedavi, ilaç temini mekanizmalarımızla vatandaşlarımıza en yaygın ve kaliteli sağlık hizmetini sunuyoruz.
Şehir hastanelerimiz salgın döneminde önemi daha iyi anlaşılan ve bu sistemi bir adım daha öteye taşıyan benzersiz bir yeniliktir. Son dönem de sağlık çalışanlarımızın, özellikle de doktorlarımızın özlük haklarıyla ilgili tartışmalar sağlıktaki bu güzel tabloyu gölgelemeye başlamıştı. Bunun üzerine, 14 Mart Tıp Bayramı’nda sağlık çalışanlarımıza tüm sorunlarını çözme sözü verdik.
Sağlık çalışanlarımızın sabit ek ödemelerini merkezi yönetim bütçesini alarak bu konuda yaşanan karmaşayı ve memnuniyetsizliği ortadan kaldırdık. Mahsuplaşmanın uygulamada ortadan kalkmasıyla, hizmet veren her sağlık çalışanı ek ödeme alma imkânına kavuşmuştur. Aile hekimlerimizin özlük haklarında da benzer bir düzenlemeye gittik.
Emeklilerine de yansıyacak şekilde özlük haklarında yaptığımız iyileştirmelerin sağlık çalışanlarımız tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandığını görmekten mutluluk duyuyoruz. Şimdi aynı düzenlemeyi üniversite hastanelerimizde görev yapan sağlık çalışanlarımıza da teşmil ediyoruz. Böylece Sağlık Bakanlığı ile üniversite hastanelerinde çalışanlar, doktorlarımız arasında ortaya çıkan farkı kapatmış oluyoruz.
Sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırılması için hayata geçirdiğimiz beyaz reformun meyvelerini 6 bin hekimimizin kamuya dönmek için müracaatıyla almaya başladık. Amacımız, 85 milyonun tamamına en iyi sağlık hizmetlerini vermek ve bunu yapan sağlık çalışanlarımızın huzur içinde görevlerini yerine getirmelerini temin etmektir.
Bugün kamuoyuyla paylaşmak istediğimiz bir başka müjdemiz de icra takibine düşmüş dosyası bulunan vatandaşlarımızla ilgilidir.
Bilindiği gibi, Hükûmet olarak bir yandan ülkemizin ihtiyacı olan altyapı ve üstyapı yatırımlarını yaparken, diğer yandan refahı artırmak ve artan refahı adil dağıtmak için de çalışıyoruz. Milletimizin can ve mal emniyeti, huzuru, refahı, barış ve güven içinde yaşaması, her vakit olduğu gibi bugün de birinci önceliğimizdir. Bu anlayışa, işçilerimizin, emeklilerimizin, memurlarımızın ücretlerinde önemli iyileştirmeler yaptık. Buğday, arpa, çay, fındık, üzüm başta olmak üzere çiftçilerimizin alın tellerinin mahsulü olan tüm ürünlere hakları olan fiyatları vererek çiftçilerimizi memnun eden adımları attık.
İCRA TAKİBİNDEKİ 2 BİN LİRA VE ALTINDAKİ BORÇLARIN TASFİYESİ
Bugün aldığımız yeni bir kararla da vatandaşlarımızın bir kısmının icra takibine uğramasına yol açan 2000 lira ve altındaki borçlarını tasfiye ediyoruz. Buna göre, 15 Ağustos 2022 tarihinden önce icra takibi başlatılmış 2000 lira ve altındaki alacakların gider gösterilerek vergiden düşürülebilmesini ve böylece tasfiyesini sağlıyoruz. Varlık yönetim şirketlerine devredilmiş alacaklar da buna dahildir.
Böylece, icra takibine konu yaklaşık 10 milyon dosya ve yaklaşık 5,5 milyon vatandaşımız icra takibinden kurtulmuş olacaktır. Hükûmet olarak aldığımız bu kararın yasal düzenleme boyutunu ekim ayında Meclisin açılmasıyla birlikte Cumhur İttifakı’nın meclis grupları hemen atacaktır.
Aldığımız kararın bu düzenlemeden yararlanacak her bir vatandaşımıza hayırlı olmasını diliyorum.
Bir müjdemiz de önümüzdeki hafta başlayacak 2022-2023 eğitim-öğretim yılıyla ilgili hazırlıklarını yürüten ihtiyaç sahibi ailelerimize olacaktır. Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarımıza, bu ailelerimize daha güçlü destek vermek amacıyla ilave kaynak aktarımı yaptık. İhtiyaç sahibi ailelerimizin eğitim-öğretim yılı desteği için ilçelerindeki vakıflara başvurmaları gerekiyor.
“DOĞAL GAZ TÜKETİM DESTEĞİ PROGRAMINI BU YIL DA SÜRDÜRECEĞİZ”
Geçtiğimiz kış başlattığımız doğal gaz tüketim desteği programını bu yıl da sürdüreceğiz. Bu destekten yararlanmak isteyen ev sahibi veya kiracı fark etmeksizin tüm vatandaşlarımız 5 Eylül’den itibaren elektronik devlet üzerinden başvurularını yapabilirler.
Kronik hastaların veya yaşam destek cihazlarına bağlı kişilerin bulunduğu hanelere doğal gaz desteği yüzde 5 fazlasıyla yapılacaktır.
Türkiye, aile destek programını geçtiğimiz aylarda uygulamaya alarak sosyal koruma kalkanımızın kapsamını genişletmiştik. Şartları tutmadığı için diğer yardımlardan yararlanamayan ve belirli bir gelir seviyesinin altında olan 831 bin vatandaşımıza Temmuz ayında 427 milyon lira destek sağlamıştık. Mevcut ve yeni hak sahibi 1,6 milyon kişinin 1 milyar lirayı bulan Ağustos ayı ödemelerini 7 Eylül’de gerçekleştiriyoruz.
Tüm bu sosyal desteklerin de vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Hepinizi tekrar sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programında yaptığı konuşmada, “Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. 2024 yılı mal ihracatımız, 2023 yılına göre yüzde 2,5 oranında artarak 262 milyar dolara çıktı” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) iş birliği ile Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programına katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programdaki konuşmasında, katılımcıları selamlarken iş dünyasının, Türk milletinin, dost ve kardeş halkların yeni yılını tebrik etti.
Katılımcıların 1 Ocak itibarıyla başlayan üç aylarını da tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im bizleri Ramazan-ı Şerif’e de sağlık ve afiyetle kavuştursun diyorum” ifadesini kullandı.
“GAZZE MEZALİMİ İÇİMİZDE BÜYÜK BİR YARA OLARAK 2024 SENESİ BOYUNCA DA KANAMAYA DEVAM ETTİ”
Gazze ve Lübnan başta olmak üzere Türkiye’nin yakın çevresinde savaşların, katliamların ve çatışmaların eksik olmadığı zorlu bir yılın geride bırakıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tüm dünyanın gözleri önünde 15 aydır devam eden ve 50 bin masumun hayatına mal olan Gazze mezalimi içimizde büyük bir yara olarak 2024 senesi boyunca da kanamaya devam etti. 2024’ün son haftalarında Suriye’ye doğan özgürlük ve adalet güneşinin 2025 senesinde savaş uçaklarının kararttığı Gazze semalarında da sökün etmesini yürekten temenni ediyoruz. Suriye’de 13 yıl boyunca olduğu gibi 7 Ekim 2023’ten beri maruz kaldıkları zulüm karşısında Filistinli kardeşlerimizi de yalnız bırakmadık. Çeşitli kanallardan gönderdiğimiz 100 bin tonluk insani yardımla Gazzeli mazlumların yükünü bir nebze olsun hafifletmeye çalıştık. Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınması için diplomatik alanda yürütülen tüm çabalara hem destek verdik hem de öncülük ettik. İsrail’le ticari işlemleri tamamen durduran tek ülke yine Türkiye olmuştur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca Filistin Serbest Ticaret Anlaşması’nı genişletme müzakerelerini tamamlayarak hem Filistin halkının alınan karardan zarar görmemesini temin ettiklerini hem de kendilerine ilave katkılarda bulunduklarını kaydetti.
Kış mevsiminin bastırmasıyla insani felaketin ağırlaştığı Gazze’de tek bir masumun daha hayattan kopartılmasına tahammülleri olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu anlayışla katliamların bir an önce durması ve kalıcı barışa giden yolun önünün açılması için yoğun gayret sarf ediyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde çok yönlü yürüttüğümüz bu çabalarımızın müspet sonuçlarını görmeyi ümit ediyoruz. Filistin halkıyla dayanışma adına hükûmetimizin aldığı bu karara destek veren iş dünyamızın tüm temsilcilerine bir kez daha şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. İçeriden ve dışarıdan gelen bütün eleştirilere rağmen nasıl Suriye’de haklı çıkan biz olduysak Gazze krizinde de tarih haklılığımızı teyit edecek, Türkiye’nin adaletten, barıştan ve merhametten yana olan tavrının isabetli olduğunu görecektir. Allah’ın izniyle bundan en küçük bir şüphe duymadık ve duymuyoruz.”
“ENFLASYONLA MÜCADELE DÜNYADA GEÇEN YILA DAMGASINI VURDU”
Her yıl, bir önceki yılın dış ticaret rakamlarını değerlendirmenin iktidarlarının âdeta bir geleneği hâline geldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karnemizi önümüze koyduğumuz, başarılarımızın ve eksiklerimizin muhasebesini yaptığımız bu toplantılarımıza büyük önem veriyoruz. Bunu, aynı zamanda halka hesap verme prensibimizin asli bir unsuru olarak görüyoruz. Bu gelenek inşallah bundan sonra da devam edecek” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her yıl artan dış ticaret rakamlarının bir tarafında hükûmetin, diğer tarafında özel sektörün bulunduğunu belirterek fedakârca çalışarak Türk ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştıran ihracatçıları ve iş dünyasının elçilerini tebrik etti.
“BÖLGEMİZDE YAŞANAN BÜTÜN ZORLUKLARA RAĞMEN TÜRKİYE HEDEFLERİNE DOĞRU EMİN ADIMLARLA İLERLEMEKTEDİR”
2024 yılında Türkiye’nin dış ticaret alanında yakaladığı ivmeyi tüm yönleriyle inceleyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dış ticaret rakamlarının objektif değerlendirmesini yaparken şu noktanın gözden ırak tutulmaması gerektiği kanaatindeyim. Türkiye olarak özellikle bölgesel gelişmeler bağlamında belirsizliklerle dolu son derece sancılı ve sarsıntılı bir yıl geçirdik. Karadeniz’den komşularımız olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, kimi zaman çok tehlikeli boyutlara vararak 2024 yılında da devam etti. Koronavirüs sürecinde geçici denilerek devreye alınan korumacı tedbirler maalesef geçen yıl da küresel ticareti olumsuz etkilemeyi sürdürdü. Tüketim, üretim ve enflasyon gibi temel ekonomik göstergelerde salgınla beraber başlayan bozulmanın üstesinden henüz gelinemedi. Jeopolitik gerilimler, siyasi çalkantılar ve henüz tam istenilen seviyelere gelinemeyen enflasyonla mücadele dünyada geçen yıla damgasını vurdu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 senesinde nispeten daha iyi bir yıl beklenildiğini, 2025’te küresel iktisadi faaliyetin toparlanmakla birlikte salgın öncesi ortalamalarının altında seyredeceğinin anlaşıldığını vurgulayarak, OECD’nin tahminlerine göre dünya ekonomisinin 2024 yılını yüzde 3,2’lik büyümeyle kapatacağının, 2025 yılında ise yüzde 3,3’lük bir büyüme oranına ulaşacağının öngörüldüğüne değindi.
ABD ekonomisinin sırasıyla yüzde 2,8 ve yüzde 2,2 oranında, Avro Bölgesi’nin ise yüzde 0,8 ve yüzde 1,2 oranında büyümesinin beklendiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “En büyük ticaret ortağımız olan Almanya’daki olumsuz görünümün bizim açımızdan Avro Bölgesi için önemli bir risk unsuru teşkil etmektedir. Ama kendimize yeni pazarlar, yeni ticaret ortakları bularak inşallah bu riski de minimize etmeye çalışacağız. Genel tabloya baktığımızda, şunu net bir şekilde görebiliyoruz. Küresel mal ve hizmet ticareti 2025 yılı için olumlu sinyaller vermesine karşın çözüme kavuşturulamayan sıcak çatışmalar ve jeopolitik gerilimler sebebiyle daha tedbirli, temkinli hareket etmemizi elzem kılmaktadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonomide ve bölgede yaşanan bütün bu zorluklara rağmen Türkiye’nin hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlediğini belirtti.
“İSTİHDAM SON BİR YILDA 1 MİLYON 31 BİN KİŞİ ARTTI”
Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejisiyle yeni başarı hikâyeleri yazmaya devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu verileri paylaştı: “2024 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 2,1 oranında büyüme kaydeden ekonomimiz tam 17 çeyrektir, kesintisiz büyüyor. Böylece yılın ilk 9 ayında yüzde 3,2 oranında büyüme oranına ulaştık. 2023 yılında 1 trilyon 130 milyar dolar olan ekonomimiz 2024 yılının üçüncü çeyreğinde yıllıklandırılmış olarak 1 trilyon 260 milyar doları buldu. 2023 yılında 13 bin 243 dolar olan kişi başına gelirimizin 2024 yılında 15 bin doları aşmasını, 2025 yılında ise 17 bin dolar seviyesinin üzerine çıkmasını bekliyoruz; nereden nereye. 2025 yılı için net ihracat ve sabit sermaye yatırımlarının da desteğiyle yüzde 4 büyüme oranına ulaşmayı hedefliyoruz. Üretimin güçlü etkilerinin son açıklanan istihdam verilerine de yansıdığını memnuniyetle ifade etmek isterim. İstihdam son bir yılda 1 milyon 31 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı ekim ayında 32 milyon 970 bin kişiye ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini gördü. Ocak-Ekim 2024 döneminde, işsizlik oranımız ortalama yüzde 8,8 oranıyla son 23 yılın en düşük düzeyine inmiştir. Erkeklerde yüzde 6,6 ile yine işsizlikte tarihimizin en iyi oranını yakaladık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 yılı haziran ayında başlayan ve enflasyonla mücadelede sağlam bir zemin oluşturmayı amaçlayan geçiş sürecinin 2024 yılı haziran ayı itibarıyla sona erdiğini, ikinci aşama olan dezenflasyon sürecinin başladığını dile getirdi.
“2025 YILINDA DA ENFLASYON ORANIMIZ İLAN EDİLEN SEVİYELERDE GERÇEKLEŞECEK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sabah TÜİK tarafından açıklanan 2024 yılına ait enflasyon verilerinin uyguladıkları politikaların doğruluğunu teyit ettiğini belirterek, “Enflasyon aralıkta aylık bazda yüzde 1,03 olurken yıllık bazda yüzde 44,38’e gerilemiştir. Yıllık enflasyon 2023 sonuna göre 20 puan, 2024 Mayıs ayındaki zirve seviyesine göre 31 puan düşmüştür. 2025 yılında da enflasyon oranımız orta vadeli programla ve enflasyon raporunda ilan edilen seviyelerle uyumlu şekilde gerçekleşecektir. Bu umut verici gelişmelerin arkası inşallah gelecek” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, piyasaların hükûmete, politikalara, ekonomi programına ve tüm bunlarla birlikte Türk ekonomisinin güçlü potansiyeline güvendiğini vurguladı.
Bu konuda ihracatçıların desteğinin çok kıymetli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek ihracatımızı hedeflerimizle uyumlu bir şekilde artırmaya gerekse enflasyonu tekrar tek haneli rakamlara düşürmeye katkıda bulunmak için iş dünyamızın tüm paydaşlarından samimi destek bekliyoruz” diye konuştu.
“İHRACATÇILARIMIZIN MESELELERİYLE İLGİLENDİK”
Türkiye’yi çok farklı seviyeye taşıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatçılar ve iş insanlarıyla yüzlerce seyahate çıkıp dünyayı adeta karış karış dolaştıklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gittikleri her yerde Türkiye’nin potansiyelini, gücünü ve imkânlarını devlet adamlarına ve iş dünyasının temsilcilerine birlikte anlattıklarını kaydederek, “Büyük-küçük ayrımı yapmadan ihracatçılarımızın meseleleriyle ilgilendik. Gümrük işlemlerinden vize sorunlarına, alacak tahsilatından serbest ticaret anlaşmalarına kadar her alanda çözümler ürettik. Zorluklarla karşılaşsak da hep yeni yollar, yöntemler ve pazarlar bulduk” diye konuştu.
Afrika ve Latin Amerika açılım politikaları sayesinde Türk iş dünyasının bu coğrafyalarda da engelleri aşarak güçlü varlık göstermeye başladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün hamdolsun dünyanın her köşesinde ihracattayız. İhracat, Türk ekonomisinin amiral gemisi vasfını hâlen koruyor. Nitekim 2024 yılının ihracat rakamlarına baktığımızda bunu net şekilde görebiliyoruz” ifadesini kullandı.
“2024’TE AVRUPA BİRLİĞİ’NE İHRACATIMIZ YÜZDE 4,2 ARTIŞLA 108,7 MİLYAR DOLARA ULAŞMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıla ait dış ticaret verilerine değinerek şunları paylaştı: “Öncelikle 2024 yılı aralık ayında ihracatımız yüzde 2,2 artışla 23,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Böylece aralık ayı aylık ihracat rekorunu kırdık. İthalatımız ise yüzde 11,1’lik artışla 32,3 milyar dolar oldu. Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. Biraz evvel ifade ettiğim olumsuzluklara rağmen 2024 yılı mal ihracatımız, 2023’e göre yüzde 2,5 oranında artışla 262 milyar dolara çıktı. Ayrıca son 19 ayın 12’sinde o ayın ihracat rekorunu kırdık. 2024 yılı ocak-aralık döneminde 31 ilimiz 1 milyar doların üzerinde ihracat yaparken, 54 ilimiz de ihracatını artırmıştır. En fazla ihracat yapan 5 ilimiz sırasıyla 56,8 milyar dolarla İstanbul, 32 milyar dolarla Kocaeli, 23,8 milyar dolarla İzmir, 18,2 milyar dolarla Bursa ve 13,2 milyar dolarla Tekirdağ’dır. 2024 yılı genelinde ise ithalatımız yüzde 4,9 düşüşle 344,1 milyar dolara inmiştir.”
Geçen yıl dış ticaret dengesinde olumlu kazanımlar elde ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “2023’te 106,3 milyar dolar olan dış ticaret açığını, 2024’te 82,2 milyar dolara kadar indirdik. Yani 2024’te dış ticaret açığını tam 24 milyar dolar düşürdük. 2024’te ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 5,5 puan artışla yüzde 76,1’e yükseldi. Bu oran, göreve geldiğimiz 2002 yılında sadece yüzde 50 civarındaydı. 2024 yılında ihracatımızda kıymet bazında artışta öne çıkan ilk üç ülke ise yüzde 22,2 artışla Birleşik Krallık, yüzde 9,9 artışla Amerika Birleşik Devletleri ve yüzde 52’lik artışla Suudi Arabistan olmuştur. 2024 yılında Avrupa Birliği’ne ihracatımız yüzde 4,2 artışla 108,7 milyar dolara ulaşmıştır. Avrupa Birliği’nin son 12 ayda ithalatının yüzde 7,5 gerilediği bir ortamda, ülkemizin bu pazara ihracatının artması çok mühimdir. Ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerine ihracatımız yüzde 6,1 artarak 70,1 milyar dolara, Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerine yüzde 12,9 artışla 11,1 milyar dolara yükselmiştir.”
“EKONOMİMİZ DAHA DENGELİ BÜYÜME TRENDİNDE İLERLEMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İhracatın değer bazında en çok arttığı ilk üç fasılaya şöyle bir baktığımızda motorlu kara taşıtlarında yüzde 5,3 artışla 32,5 milyar doları, demir ve çelikte yüzde 15,1 artışla 10,2 milyar doları, elektrikli makine ve cihazlarda yüzde 6,4 artışla 16,4 milyar doları yakaladığımızı görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Üretimdeki orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün katkısının altını çizmek istediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2024 yılında yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı, kıymet bazında tam yüzde 19 oranında artışla 8,8 milyar dolara yükselmiştir. Orta-yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı ise yüzde 2,8 artışla 92,4 milyar dolara ulaşmıştır. 2022’de yüzde 36,9 olan orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının payı 2023’te yüzde 40,4’e, bu yıl yüzde 41’e çıkmıştır. Bu durum, ürünlerimizdeki nitelik artışının önemli işaretidir. Döviz ihtiyacımız azalırken makroekonomik istikrarımız güçlenmekte, dolayısıyla ekonomimiz daha dengeli büyüme trendinde ilerlemektedir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracat rakamlarının ülke, millet ve ekonomi için hayırlara vesile olmasını temenni ederek, “Bu başarının altında fabrikalarda alın teri döken işçiden ustabaşına, atölyelerde emek veren çıraktan kalfaya, insanımıza istihdam kapısı olan işveren ve yatırımcıdan ürünlerimizi dünyayla buluşturan ihracatçılarımıza kadar herkesin imzası vardır. Tabii bu rekor ihracat rakamlarına, kadınların yüzde 20’nin üzerinde katkı yaptığını memnuniyetle belirtmek isterim. Başta kadınlar olmak üzere bütün ihracatçılarımızı ve emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mal ihracatı gibi hizmet ihracatında da hedeflerini aşmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını söyledi.
2024 yılında hizmet ihracatı hedeflerinin 110 milyar dolar olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yılın ilk 10 ayında 97,1 milyar dolar hizmet ihracatına ve 54 milyar dolar hizmet ticareti fazlasına ulaştık. Yıllıklandırılmış olarak bakıldığında, ekim ayı itibarıyla gerçekleştirdiğimiz 112,5 milyar dolar hizmet ihracatı ile hedefimiz olan 110 milyar doların üzerine çıktık” diye konuştu.
Gerek mal ticaretinde gerçekleşen performansın gerekse hizmetlerin güçlü katkısının cari işlemler dengesine olumlu yansıdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Cari işlemler hesabı 5 yıl sonra ilk kez son 5 aydır aylık bazda fazla vermiştir. 2024 yılı sonunda cari işlemler açığının geçen yılki 40,4 milyar dolardan 10-11 milyar dolar seviyesine kadar gerileyeceği anlaşılıyor. Böylece 2024 yılında cari işlemler açığının millî gelire oranının yüzde 1’in altında kalacağına inanıyoruz. Hep söylediğim gibi bu başarılar yalnızca birer başlangıç noktasıdır. Çok daha büyük başarılara ulaşmak için durmadan, yorulmadan, yandık-bittik diyen felaket tellallarına aldırmadan çalışmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ekonomisinin kıvanç kaynağı olan ihracatçıların dün olduğu gibi yarın ve daima yanlarında olacaklarını dile getirerek, “2024 yılında mal ve hizmet ihracatçılarımıza toplam 24,7 milyar lira destek sağladık. İhracat desteklerine tahsis ettiğimiz bütçeyi 2025 yılında 33 milyar liraya çıkartıyoruz” ifadelerini kullandı.
İhracatçıların finansmana erişimini kolaylaştırmak için devletin ilgili tüm kurumlarının ortak çaba harcadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, finansmanda sadece Eximbank’la yetinmediklerini, İhracatı Geliştirme Anonim Şirketiyle önemli bir adım atarken, kefalet sistemiyle de teminat sorununa çözüm getirdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkez Bankamız finansmana erişimi desteklemek amacıyla reeskont kredilerinin günlük limitini 13 kat artışla 4 milyar liraya çıkardı. Merkez Bankası son 1 yılda 573 milyar liralık reeskont kredisi kullandırdı” dedi.
“DESTEK SÜREÇLERİNİ HIZLANDIRMAYI AMAÇLIYORUZ”
Türkiye’yi daha güçlü, rekabetçi ve sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşturmak için yoğun çaba içinde olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ticaret Bakanlığımızca ‘2025 Yılı İhracat Planı’ çalışmalarını da başlatmış bulunuyoruz. İhracatçılarımızın yurt içi ve yurt dışı fuar katılımlarına yönelik desteklerin kapsamını genişletmeyi, desteklere erişimini kolaylaştırmayı ve destek süreçlerini hızlandırmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.
Sadece 2024 yılının değerlendirmesini yapmadıklarını, aynı zamanda 2025’in de hedeflerini belirlediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz sene, 2024 yılı mal ve hizmet ihracatı için sizlere 375 milyar dolar hedefini koymuştum ve hamdolsun size olan güvenimi boşa çıkarmadınız. 2025 yılında mal ve hizmet ihracatı olarak toplamda 390 milyar doları geçeceğimize inanıyorum. Önümüzdeki yıl, hedeflerimizi de aşan bir ihracat rakamına ulaşacağınız konusunda Cumhurbaşkanınız olarak ben sizlere güveniyorum.”
Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamının ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ve ticaretin artırılması için özveriyle çalışan herkesi tebrik etti.
“Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştüreceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında şunları kaydetti:
“Aziz milletim, hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün 2024’e veda ediyor, yeni umut, beklenti ve hayallerle 2025 senesini karşılıyoruz. Öncelikle yeni miladi yılın ülkemiz, milletimiz, gönül coğrafyamız ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
“BİRBİRİMİZE DAHA SIKI KENETLENECEĞİZ”
Geçtiğimiz yıl boyunca istiklal ve istikbalimiz uğrunda toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Millet olarak 2025 yılında birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı, inşallah, daha da güçlendirecek, birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz.
Geride bıraktığımız 2024 senesi, ülkemiz içinde ve bölgemizde pek çok kritik gelişmeye sahne oldu. Mahallî idareler seçimlerini, tam bir demokrasi şöleni havasında, Türk demokrasisinin olgunluğunu tüm dünyaya yeniden gösterdiğimiz bir iklimde, hamdolsun, başarıyla gerçekleştirdik.
Milletimizin iradesi sandıkta özgürce tecelli ederken, kazanan demokrasimizle birlikte yine 85 milyon vatandaşımızın tamamı oldu. Tercihleri ne olursa olsun, seçim sandıklarını birer bayram yerine çeviren vatandaşlarıma bugün bir kez daha teşekkür ediyorum.
Seçimlere ve bölgemizde patlak veren yeni krizlere rağmen, kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programımızın meyvelerini toplamaya başladık. İstihdamda, ihracatta, üretimde, turizmde, savunma sanayiinde ve diğer alanlarda çok önemli başarılara imza attık.
Deprem bölgemizi yeniden ayağa kaldırma çalışmalarımızda ciddi mesafe katettik. Yeni yılda bu çalışmalar daha da hızlanacak.
Enflasyondaki düşüşün, özellikle yılın son aylarında, artarak devam etmesi 2025 yılı hedeflerimize ulaşacağımızı teyit ediyor. Vatandaşımızın refah kaybını telafi edecek, alım gücünü artıracak politikalara ağırlık vermek suretiyle, inşallah, daha iyi yerlere geleceğiz.
“HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIZ”
Konut, kira ve gıda başta olmak üzere fahiş fiyatlarla milletin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadelemizi, 2025 senesinde de kararlılıkla devam ettireceğiz.
Vatandaşlarımdan, geçmişte Türkiye’ye çok ağır faturalar ödetmiş popülist söylemlere prim vermemelerini özellikle istirham ediyorum.
Son 22 yılda bu ülkenin ve milletin tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek, ekonomideki konjonktürel sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Doğru yoldayız, Allah’ın izniyle hedeflerimize de ulaşacağız. Sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış istiyoruz.
“YENİ DÖNEMİN SURİYE’DE KALICI İSTİKRARA KAPI ARALAMASI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ DESTEĞİ SAĞLAYACAĞIZ”
Aziz milletim, 2024 senesinin son haftaları köklü tarihî, beşerî ve komşuluk ilişkilerimizin bulunduğu Suriye’de yeni bir dönemin kıvılcımı oldu. Yeni dönemin Suriye’de kalıcı barışa, huzura, istikrara ve ekonomik refaha kapı aralaması için gereken her türlü desteği sağlayacağız.
Suriye’de istikrar ortamı kök saldıkça inanıyorum ki, 13 yıldır vatan hasreti çeken Suriyeli muhacirlerin gönüllü geri dönüşü de kolaylaşacaktır. Bu süre boyunca ensar millet olmanın en güzel örneklerini sergileyen tüm vatandaşlarımdan Allah razı olsun” diyorum.
“GAZZE’DEKİ KATLİAMLARA İLK GÜNDEN İTİBAREN EN GÜÇLÜ TEPKİYİ VEREN ÜLKEYİZ”
Gazze’deki katliamlara ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren, vicdanlı ve adaletli duruşunu her platformda ortaya koyan ülke konumundayız. Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında 15 aydır devam eden katliamların son bulması, burada da barışın tesisi için yoğun gayret sarf ediyoruz.
Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları temelinde özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devletinin kurulması için 2025 yılında da tüm gücümüzle çalışacağız.
“TEMENNİMİZ, 2025 YILINDA KUZEYİMİZDE DE YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLAMASIDIR”
Her ikisi de Karadeniz’den komşumuz olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın adil bir barışla sona erdirilmesi önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Temennimiz, 2025 yılında kuzeyimizde de yeni bir dönemin başlamasıdır.
Sınırlarımız ötesinde bütün bu diplomatik hamleleri hayata geçirirken, ülkemiz içinde en önemli gündemimiz iç cephemizin tahkimatı olacaktır.
Türkiye Yüzyılı’nı, kardeşliğin yüzyılı yapmakta kararlıyız. Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz.
Bu çerçevede 2025 yılında milletimize inşallah yeni müjdeler vermeyi ümit ve arzu ediyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Rabbim bizleri hizmetkârı olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimize ve umudunu Türkiye’ye bağlamış yüz milyonlarca mazluma mahcup etmesin diyorum. Bu temennilerle yeni takvim yılının ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diliyor, her birinizi saygıyla selamlıyorum.
Yeni miladi yılınız kutlu olsun. Kalın sağlıcakla.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.