Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bitlis’in Ahlat ilçesinde vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmada, “Tarih, bir milletin hafızası olmasının yanı sıra istikbalinin de pusulasıdır. Geçmişini unutan, geçmişine sırtını dönen toplumlar, tıpkı kökleriyle bağı kopmuş ağaçlar gibi devrilmeye mahkûmdur. Biz binlerce yıllık tarihini şanlı zaferlerle ilmek ilmek dokumuş bir devletiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Bitlis’in Ahlat ilçesinde düzenlenen programa katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, program öncesinde Ahlat’ta Selçuklu Meydan Mezarlığı’nı ziyaret etti, ilçede devam eden Cumhurbaşkanlığı Külliyesi inşaatında incelemelerde bulundu.
Program dolayısıyla Okçular Vakfı’na ve vakfın yöneticilerine şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Okçular Vakfı’nın bu yıl ki kutlama programını KKTC’den başlatmasıyla Türkiye ile Kıbrıs Türkleri arasındaki dayanışmanın seviyesinin dost düşman herkese gösterildiğini söyledi.
“ANADOLU’YU İRFAN, HİKMET VE AŞKLA YOĞURANLARIN DESTANINA ŞAHİTLİK ETMEK ÜZERE AHLAT’TAYIZ”
Malazgirt Zaferi’nin 948. sene-i devriyesinin ülke ve millet için kutlu ve mübarek olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Demiri demirle dövenlerin, Anadolu’yu irfan, hikmet ve aşkla yoğuranların destanına şahitlik etmek üzere bir kez daha Ahlat’tayız, Malazgirt’teyiz. Her karışında bir yiğidin yattığı bu mübarek topraklarda aziz şehitlerimizin manevi huzurunda bulunmanın heyecanını yaşıyoruz. Az önce Ahlat Kabristanı’nı dolaştık, dualarımızı ettik. Ondan önce Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki inşaatı ziyaret ettim. İnşallah önümüzdeki yıl Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bitmiş olacak. Ahlat böyle muhteşem bir esere kavuşmuş olacak. Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümünde cesaretleriyle, mücadeleleriyle Anadolu’yu bize ebedi vatan kılan şehitlerimizin her birine Allah’tan rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta trafik kazasında yaşamını yitiren Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’a rahmet dileyerek, şunları kaydetti: “O da burayı kontrole gelmişti. Haluk Dursun Hoca, hep ‘Ahlat’ı görmeden tarihi anlayamazsınız’ derdi. O bir tarihçiydi. Mevla’da ondan emanetini bir Ahlat yolculuğundan dönerken aldı. Ömrünün tamamını ilme, tarihe ve kültüre adayan Haluk Dursun Hocamız yetiştirdiği öğrencilerle, ilmi alandaki eserleriyle, bürokrasideki dürüstlüğü ve gayretiyle geride eşsiz bir miras bıraktı. Haluk Dursun Hoca bu dünyadan ayrılmadan önce bize ‘Dicle’nin kuzularını çakallara kaptırtmama’ vazifesi de verdi. Ben de diyorum ki Haluk Hoca, inşallah bizler de hem devlet hem de sivil toplum olarak senin emanetine sahip çıkıp, Dicle’nin, Fırat’ın kuzularını çakallara kaptırtmayacağız.”
“TARİHE DAMGA VURAN BİR MİLLET OLARAK AYNI BAŞARIYI TARİHİMİZE SAHİP ÇIKMA HUSUSUNDA GÖSTEREMİYORUZ”
Tarihin bir milletin hafızası olmasının yanı sıra istikbalinin de pusulası olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmişini unutan, geçmişine sırtını dönen toplumlar, tıpkı kökleriyle bağı kopmuş ağaçlar gibi devrilmeye mahkûmdur. Biz binlerce yıllık tarihi şanlı zaferlerle ilmek ilmek dokumuş bir devletiz. Biz çağ kapatıp, çağ açan fetihlere imza atmış bir milletiz. Tarih yazan, tarihe damga vuran bir millet olarak maalesef aynı başarıyı tarihimize sahip çıkma hususunda gösteremiyoruz. Evlatlarımıza tarih şuuru, kimlik bilinci kazandırmak konusunda hâlen pek çok eksiğimiz bulunuyor. Gençliğimiz Ahlat’ı, Malazgirt’i yeterince tanımıyor. Buradan milletime sesleniyorum; Malazgirt’i görmeden, Ahlat’ı görmeden ‘Türkiye’yi tanıyorum’ demeyin. Buraları tanırsanız, Anadolu’yu tanırsınız” diye konuştu.
Ahlat’ın Türk tarihinde tekabül ettiği yerin çok çok önemli olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehrin Anadolu’nun kapısı ve Türkiye’nin tapusu addedildiğini vurguladı.
Osmanlı’nın Ahlat’ı “ata şehir” olarak gördüğünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahlat’ın Belh ve Buhara ile birlikte Kubbet-ül İslam unvanına sahip yegane belde olduğuna değindi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Toplam 8 bin 200 ecdat mezarının bulunduğu Selçuklu Kabristanı’ndaki her bir şahide, her bir kitabe aynı zamanda bizim bu topraklardaki binlerce yıllık varlığımızın hafıza kayıtlarıdır. Sultan Alparslan Malazgirt Zaferi’nden önce son otağını burada kurmuş, Kutalmışoğlu Süleyman Bey Anadolu’nun fethini buradan planlamıştır. Osmanlı’yı kuran Kayı Aşireti yıllarca Ahlat’ta yaşamış, Osman Gazi’nin babası Ertuğrul Gazi yine burada doğmuştur. Tarihimiz boyunca Ahlat’ta alimler, arifler ve gönül erleri Anadolu’ya İslam mührünün vurulmasında çok büyük rol oynamışlardır. 1. Dünya Harbi esnasında Ermeni çetelerinin ağır zulmüne uğrayan Ahlat, Millî Mücadele’nin en büyük destekçilerinden biri olmuştur.”
“TÜRK MİLLETİNİN RUH KÖKÜYLE BAĞINI KESMEK İSTEYENLER AHLAT’I İHMAL ETTİ”
Tarihi 1923’ten başlatan zihniyetin Ahlat’a da gereken kıymeti vermediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk milletinin ruh köküyle bağını kesmek isteyenler diğer pek çok değerimiz gibi Ahlat’ı da ihmal etti, görmezden geldi. Nasıl kütüphanelerimizdeki gibi nadide eserler hurda diye yabancılara satılmışsa Ahlat gibi yaşayan kütüphaneler de yıllarca umursanmadı” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, düzenledikleri etkinliklerle Ahlat’ın makus tarihini değiştirmeye çalıştıklarına işaret ederek, “Bu külliyemizle beraber çevresinde butik birkaç otel de yapacağız. Bu kabristanları ziyarete gelenler inşallah oralarda iskân etme imkânı da bulsunlar. Ahlat’ı daha iyi tanısınlar” dedi.
Malazgirt Zaferi’ni manasına uygun şekilde kutlarken Ahlat’ın kadim mirasının da daha yakından tanınmasını sağladıklarını vurgulayan Erdoğan, “Anadolu’nun Orhun Abideleri” olarak bilinen tarihî eserleri UNESCO listesine aldırmak için mücadele ettiklerini söyledi.
“ATA SPORLARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ”
Malazgirt Savaşı’nın yaşandığı bölgeyi de Millî Park olarak ilan ederek örnek bir yer hâline getirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçen sene Cumhurbaşkanlığı olarak burada Ahlat’ın gururu olacak sembol bir eserin inşaatına başladık. Atamız Sultan Alparslan’dan ilhamla Ahlat’ta 10 dönüm arazi üzerine bin 71 metrekare oturma alanına sahip bir Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni kuruyoruz. Bu inşaatla ilgili çalışmaları çok yakından takip ediyorum. Birileri rahatsız olsa, engellemeye çalışsa da inşallah biz bu otağı ilçemize kazandıracağız” değerlendirmesinde bulundu.
Gelecek süreçte Ahlat’ın tarihî kimliğini güçlendirecek ve sahip olduğu zengin mirasın gençlere aktarılmasını sağlayacak faaliyetlere hız vereceklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahlat’ın Türk tarihindeki önemine uygun şekilde tanınması, bilinmesi ve hak ettiği konuma ulaşması gerektiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanat ile spor, tarih ile kültür, mimari ile müziğin birbirinin tamamlayıcısı olduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tarihî şehirlerimize nasıl sahip çıkıyorsak, ecdat mirası ata sporlarımıza da aynı hassasiyetle sahip çıkacağız. Güreş, binicilik, okçuluk gibi ata sporlarımızın hepsinde hayata dair belli ilkeler, kurallar, belli ahlaki ve insani değerler vardır. Osmanlı Dönemi’nde ok meydanına abdestsiz ve sarhoş girilmesi yasaktı. Okçular, kabza sınavında kabiliyetleri yanında ahlak ve karakterleriyle de imtihan edilirlerdi. Pehlivanların ferdi hayatlarında da civan mert olmaları beklenirdi.”
Ata sporlarıyla ilgili pek çok kural, kaide ve prensip bulunduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, geleneksel spor dallarının ihyasının bu değerlerin inşası, bu sporların yaygınlaşmasının kültürle olan bağların güçlenmesi, daha fazla insan tarafından icrasının da tarihî hafızanın yeniden canlanması demek olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu alanda son dönemde farklı bir ivme yakaladıklarını belirterek, yılların ihmalini giderecek, ata sporlarını tanıtacak birçok projeyi devreye aldıklarını, Okçular Vakfı ve Dünya Etnospor Konfederasyonu’nun çok kıymetli çalışmalara imza attığını söyledi.
Gelecek yıl dördüncüsü yapılacak Dünya Göçebe Oyunları’nın ev sahibinin Türkiye olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece Türk dünyası ile bir araya gelerek dostluk ve muhabbet bağlarının yenilenme imkânı bulunacağını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Okçular Vakfı’nın Malazgirt’te olduğu gibi Ahlat’ta da güzel bir çalışma ortaya koyduğunu belirterek, gerçekleştirilen etkinlikler hakkında bilgi verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada hep beraber bir kez daha millet olmanın, kardeş olmanın bir ve beraber olmanın şuuruna erdiklerini belirterek, “Ahlat ile Lefkoşa’nın, Söğüt ile Malazgirt’in, Girne ile İstanbul’un kaderdaşlığının tekrar farkına vardık” diye konuştu.
Sultan Alparslan’ın Malazgirt Savaşı’ndan sonra “Size öyle bir vatan bıraktım ki ebediyen sizin olacaktır” dediğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: ” Hiç kimsenin bizi bölmesine, bizi birbirimize düşürmesine, 82 milyonun fertleri arasına nifak tohumları ekmesine fırsat vermeyeceğiz. Ne Haçlı artıklarının ne Bizans heveslilerinin ne PKK denilen o kendini bilmezlerin, terör örgütlerinin bizimle hedeflerimiz arasına girmesine müsaade etmeyeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da birlik, dirlik ve bağımsızlığımızın teminatı olan rabiamıza dört elle sarılacağız. ‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ diyeceğiz, 82 milyon bir ve beraber olarak Malazgirt ruhuna sahip çıkacağız. Şunu unutmayın, biz bu dört ilkeye sarılırsak kimse bizi bölemez. Biz bir olursak, iri olursak, diri olursak, kardeş olursak biliniz ki Cumhur İttifakı çok daha güçlü bir şekilde geleceğe yürüyecektir. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını Sultan Alparslan’ı ve aziz şehitleri anarak ve Okçular Vakfı’na organizasyon için teşekkür ederek tamamladı.
“Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştüreceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında şunları kaydetti:
“Aziz milletim, hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün 2024’e veda ediyor, yeni umut, beklenti ve hayallerle 2025 senesini karşılıyoruz. Öncelikle yeni miladi yılın ülkemiz, milletimiz, gönül coğrafyamız ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
“BİRBİRİMİZE DAHA SIKI KENETLENECEĞİZ”
Geçtiğimiz yıl boyunca istiklal ve istikbalimiz uğrunda toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Millet olarak 2025 yılında birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı, inşallah, daha da güçlendirecek, birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz.
Geride bıraktığımız 2024 senesi, ülkemiz içinde ve bölgemizde pek çok kritik gelişmeye sahne oldu. Mahallî idareler seçimlerini, tam bir demokrasi şöleni havasında, Türk demokrasisinin olgunluğunu tüm dünyaya yeniden gösterdiğimiz bir iklimde, hamdolsun, başarıyla gerçekleştirdik.
Milletimizin iradesi sandıkta özgürce tecelli ederken, kazanan demokrasimizle birlikte yine 85 milyon vatandaşımızın tamamı oldu. Tercihleri ne olursa olsun, seçim sandıklarını birer bayram yerine çeviren vatandaşlarıma bugün bir kez daha teşekkür ediyorum.
Seçimlere ve bölgemizde patlak veren yeni krizlere rağmen, kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programımızın meyvelerini toplamaya başladık. İstihdamda, ihracatta, üretimde, turizmde, savunma sanayiinde ve diğer alanlarda çok önemli başarılara imza attık.
Deprem bölgemizi yeniden ayağa kaldırma çalışmalarımızda ciddi mesafe katettik. Yeni yılda bu çalışmalar daha da hızlanacak.
Enflasyondaki düşüşün, özellikle yılın son aylarında, artarak devam etmesi 2025 yılı hedeflerimize ulaşacağımızı teyit ediyor. Vatandaşımızın refah kaybını telafi edecek, alım gücünü artıracak politikalara ağırlık vermek suretiyle, inşallah, daha iyi yerlere geleceğiz.
“HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIZ”
Konut, kira ve gıda başta olmak üzere fahiş fiyatlarla milletin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadelemizi, 2025 senesinde de kararlılıkla devam ettireceğiz.
Vatandaşlarımdan, geçmişte Türkiye’ye çok ağır faturalar ödetmiş popülist söylemlere prim vermemelerini özellikle istirham ediyorum.
Son 22 yılda bu ülkenin ve milletin tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek, ekonomideki konjonktürel sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Doğru yoldayız, Allah’ın izniyle hedeflerimize de ulaşacağız. Sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış istiyoruz.
“YENİ DÖNEMİN SURİYE’DE KALICI İSTİKRARA KAPI ARALAMASI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ DESTEĞİ SAĞLAYACAĞIZ”
Aziz milletim, 2024 senesinin son haftaları köklü tarihî, beşerî ve komşuluk ilişkilerimizin bulunduğu Suriye’de yeni bir dönemin kıvılcımı oldu. Yeni dönemin Suriye’de kalıcı barışa, huzura, istikrara ve ekonomik refaha kapı aralaması için gereken her türlü desteği sağlayacağız.
Suriye’de istikrar ortamı kök saldıkça inanıyorum ki, 13 yıldır vatan hasreti çeken Suriyeli muhacirlerin gönüllü geri dönüşü de kolaylaşacaktır. Bu süre boyunca ensar millet olmanın en güzel örneklerini sergileyen tüm vatandaşlarımdan Allah razı olsun” diyorum.
“GAZZE’DEKİ KATLİAMLARA İLK GÜNDEN İTİBAREN EN GÜÇLÜ TEPKİYİ VEREN ÜLKEYİZ”
Gazze’deki katliamlara ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren, vicdanlı ve adaletli duruşunu her platformda ortaya koyan ülke konumundayız. Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında 15 aydır devam eden katliamların son bulması, burada da barışın tesisi için yoğun gayret sarf ediyoruz.
Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları temelinde özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devletinin kurulması için 2025 yılında da tüm gücümüzle çalışacağız.
“TEMENNİMİZ, 2025 YILINDA KUZEYİMİZDE DE YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLAMASIDIR”
Her ikisi de Karadeniz’den komşumuz olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın adil bir barışla sona erdirilmesi önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Temennimiz, 2025 yılında kuzeyimizde de yeni bir dönemin başlamasıdır.
Sınırlarımız ötesinde bütün bu diplomatik hamleleri hayata geçirirken, ülkemiz içinde en önemli gündemimiz iç cephemizin tahkimatı olacaktır.
Türkiye Yüzyılı’nı, kardeşliğin yüzyılı yapmakta kararlıyız. Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz.
Bu çerçevede 2025 yılında milletimize inşallah yeni müjdeler vermeyi ümit ve arzu ediyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Rabbim bizleri hizmetkârı olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimize ve umudunu Türkiye’ye bağlamış yüz milyonlarca mazluma mahcup etmesin diyorum. Bu temennilerle yeni takvim yılının ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diliyor, her birinizi saygıyla selamlıyorum.
Yeni miladi yılınız kutlu olsun. Kalın sağlıcakla.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız olan ve 1.200.000’den fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde rekabet gücümüzü sürdürmeyi önemsiyoruz. Üretim ve istihdamı korumak için 2025 yılı Ocak ayında KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’ndeki Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıları selamlarken, ödül alan firmaları, iş insanlarını ve yöneticileri tebrik etti.
BTSO’ya, marifetin iltifata tabi olduğunu gösterdiği için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “135 yıllık köklü tarihiyle Bursa Ticaret ve Sanayi Odamız, 57 bin üye firmasıyla şehrimizin yanı sıra Türkiye ekonomisine de çok önemli katkılar yapıyor. Bugün ödül törenimizin yanı sıra Odamızın öncülüğünde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destekleriyle hayata geçen TEKNOSAB’da (Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi) üretime başlayan 15 firmamızın da açılışını gerçekleştiriyoruz. Bu firmalarımızın sahiplerini ve çalışanlarını da tebrik ediyor, Türkiye’nin kalkınmasına, güçlenmesine ve büyümesine verecekleri destekler için kendilerine şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 25 milyar lira yatırım yapılan TEKNOSAB’ın, Türkiye’nin yüksek teknolojili üretime geçişinin simgelerinden olacağını vurgulayarak, “Biliyorsunuz kısa süre önce ülkemizi bu hedefe daha hızlı götürecek HIT-30 programını kamuoyumuzun takdirine sunduk. 5 ay gibi kısa sürede elektrikli araç, güneş hücresi, pil hücresi, rüzgâr türbini gibi stratejik konularda toplam büyüklüğü 7 milyar doları aşan yatırımları ülkemize kazandırma noktasına geldik. İnşallah daha güzel sonuçlar elde edeceğiz” değerlendirmesini yaptı.
Yapay zekâ teknolojisi ve insansız sistemlerle dünyanın çok farklı bir yere gittiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bakınız, 2024 Nobel Kimya Ödülü’nün verildiği çalışmayı konunun ehli isimler, çığır açan, devrim niteliğinde bir proje olarak değerlendiriyor. Öyle ki 200 milyon proteinin neredeyse tamamının yapısını tahmin eden bir yapay zekâ modelinden bahsediyoruz. Bilim insanları, normal şartlarda çözümü 50 yıl sürebilecek bir sorunu bu modeli kullanarak kısa sürede neticeye kavuşturabiliyor. Daha bunun gibi ‘Dünya nereye gidiyor, bizi nasıl bir gelecek bekliyor?’ sorusunu sorduğumuz nice baş döndürücü gelişmeye şahit oluyoruz. Ya hızlı davranıp bu süreci zamanında yakalayacağız ya da Allah korusun ekonomide asimetrik bir güç çarpanından mahrum kalacağız. Şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim; Yapay zekâ ve insansız sistemler meselesinin ülkemizde hâlen yeterince anlaşılmadığını düşünüyorum. Hükûmet olarak gerek TEKNOKENT’ler gerek TEKNOFEST’ler gerek AR-GE yatırımları gerekse farklı teşvik ve destek paketleriyle bu yeni dünyaya Türkiye’yi hazırlamaya çalışıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke genelinde tüm sanayi ve ticaret odalarının bu çok kritik süreci sahiplendiğini, kendi alanlarında özgün projeler üretmeye gayret ettiğini söyledi.
“BURSA, TEKNOLOJİ ALANINDA DA DİĞER İLLERİMİZE ÖRNEK OLACAKTIR”
Geleceğin teknolojisine bugünden yapılan her yatırımı Türkiye açısından hayati önemde görüp desteklediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bakımdan TEKNOSAB bünyesinde atılan her adım çok kıymetlidir. Üretimin lokomotif şehri Bursa, inanıyorum ki teknoloji alanında da diğer illerimize örnek olacaktır. Hükûmette, sanayide ve akademide olan yüksek bilinç düzeyine ne yazık ki muhalefet tarafında rastlayamıyorsunuz. Muhalefette ne böyle bir vizyon ne merak ne de iştiyak var. İşin sadece magazin yönünü hiçbir zaman aşamadılar. İşte en son 14-28 Mayıs seçimleri döneminde ileri teknoloji hamlesi diye aylarca reklamını yaptıkları proje çıka çıka Amerika’dan bir ekonomistin canlı bağlantıyla bunlara uzaktan nutuk atması oldu. Maalesef daha sonra gelenler de bu seviyenin bir tık üzerine çıkamadı. İç iktidar kavgasına kendilerini öyle kaptırdılar ki dünyada ve bölgemizde ne olup bittiğini, teknolojinin nereye evrildiğini takip bile edemiyorlar. Aynı umut kırıcı tablo, dış politikadan bölgesel konulara, ekonomiden çalışma hayatına hemen her alanda geçerli. Belli ezberleri ve ideolojik saplantıları var, onların dışına çıkamıyorlar. Kendilerini güncelleme ve yenileme noktasında sadece isteksiz değiller, aynı zamanda kabiliyet de yok.’’
“SURİYE KRİZİNDE MESELEYİ HÂLÂ TAM OLARAK KAVRAYAMADILAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, muhalefete eleştirilerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesela Suriye krizinde eski rejimin devrilmesinin üzerinden tam 3 hafta geçti ama bunlar meseleyi hâlâ tam olarak kavrayamadılar” ifadesini kullandı.
Muhalefet temsilcilerinin gün aşırı konuştuklarını ama cümlelerinde derinlik ve tutarlılık olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’da başkanlık seçimleri sonrasında yeni bir yönetim şekilleniyor, yine bakıyorsunuz muhalefet Türkiye’ye dair kurulan her müspet cümleye iç siyaset zaviyesinden yaklaşıyor. Rakipleri dahil tüm dünya Türkiye’nin jeopolitik gücünün ve artan etkisinin farkında fakat bunu bizim muhalefete bir türlü anlatamıyorlar. Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan Gazze krizine kadar her meselede benzer bir atalet, umursamazlık ve tembellik söz konusu. Bu tablo siyasi iktidar açısından avantajlı gibi gözükse de esasen sorunlu bir durumdur” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında bir kıssaya yer vererek, şu ifadeleri kullandı: “Meşhur kıssadır, bir bilge deniz kenarında kumlar üzerinde oturmuş, tefekkür ederken delikanlının biri yanına yaklaşıp, ‘Lütfen beni öğrenciniz olarak kabul edin.’ der. Bilge, parmağıyla kumların üzerine düz bir çizgi çeker. Delikanlıya çizgiyi kısaltmasını söyler. Genç, avuçlarıyla çizginin yarısını siler. Bilge der ki ‘Git, öğren de gel.’ Aradan bir ay geçtikten sonra delikanlı tekrar geldiğinde bilge yine bir çizgi çizerek kısaltmasını söyler. Delikanlı bu kez çizginin yarısını eliyle kapatınca bilge yine ‘Git öğren de gel.’ der. 2 ay sonra delikanlı yanına tekrar geldiğinde bilge tekrar aynı şeyi ister. Delikanlı çok düşündüğünü ama bunun bir yolunu bulamadığını belirterek bilgeden çizgiyi kendisinin kısaltmasını ister. Bilge çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker ve ‘İşte şimdi kısaldı.’ der. Hayatın her alanında olduğu gibi siyasette de ülke yönetiminde de gelişmenin, ilerlemenin sırrı budur. Yani sürekli daha büyük başarılar, daha büyük hedefler peşinde koşmaktır.”
“GENİŞ BİR ALANDA BÜYÜMEYİ SAĞLAYACAK POLİTİKALAR UYGULADIK”
22 yıllık iktidarları süresince Türkiye’nin sorunlarının, sıkıntılarının, krizlerinin küçülerek değil büyüyerek aşılabileceğine inandıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomiden savunmaya, dış politikadan ticarete uzanan geniş bir alanda bu büyümeyi sağlayacak politikalar uyguladık. Buraya gelmeden önce katıldığım il kongremizde de dile getirdim. Biz özellikle ekonomide sabun köpüğü misali geçici başarılarla avunmak istemiyoruz, kısa vadeli hesaplar peşinde asla değiliz. Ayaklarımızı yere sağlam basıyor, adımlarımızı sağlam atıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece kendi iktidar dönemini hesaplayan, tek hedefi sonraki seçim olan hükûmetlerin geçici iyileşmelerle belki bir süre halkının gözünü boyadıklarını ama ardından bu millete çok ağır faturalar ödettiklerini kaydetti.
Türk ekonomisinin kaldırabileceğinden daha ağır vaatlerle gelenlerin, hesap kitap yapmadan bol keseden söz verenlerin, arkalarında telafisi zor enkazlar bırakarak siyaset sahnesinden silinip gittiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millete, Dimyat’ta pirinç siloları vadedenler, günün sonunda vatandaşı evindeki bulgurdan da ettiler. Bunu yakın tarihimizde biz de yaşadık, iş dünyamız da defalarca yaşadı. Değerli dostlar, 14-28 Mayıs seçimleriyle ülkemiz sadece uçurumun kenarından dönmedi, aynı zamanda her biri gerçekten hazine değerinde 5 sene kazandı. Biz de bu 5 yılı en iyi ve en verimli şekilde değerlendirmek arzusundayız. Yerel seçimlerde muhalefetle popülist vaat yarışına girmeyerek bu konudaki kararlılığımızı ortaya koyduk. Belki bundan dolayı siyasi olarak bedel de ödedik ama ülkemize ve milletimize bedel ödettirecek bir yanlışın içinde olmadık” değerlendirmesinde bulundu.
“ÜCRET ARTIŞLARINI ENFLASYONUN ÜZERİNDE TUTARAK HALKIMIZIN ALIM GÜCÜNÜN KORUDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi alanındaki iyileşmelere işaret ederek, “Ekonomi programımıza güvenimiz ve desteğimiz tam. 2024 yılında seçimlere ve bölgemizde nüks eden yeni krizlere rağmen belirlediğimiz hedeflere önemli ölçüde ulaştık. Ülkemize uluslararası sermaye girişi hızlandı, rezervlerimiz güçlendi, kur oynaklığı azaldı, finansman koşulları iyileşti. Ülkemizin kredi risk primi de ciddi bir şekilde düştü. Dünyadaki 3 kredi derecelendirme kuruluşunun 2 defa not artırdığı tek ülke biziz. 2025 yılı bütçesinde de gerçekçi adımlarla ve ortak bir gelecek vizyonuyla hareket ettik. Bu sene yatırımlar için 1 trilyon 569 milyar lira kaynak ayırdık. Deprem bölgesinin yeniden inşası yanında sulama yatırımlarına, organize sanayi bölgeleriyle limanları demir yoluyla birbirine bağlayacak yatırımlara ve sanayi altyapısını hızla tamamlayacak yatırımlara öncelik tanıdık” diye konuştu.
En güncel tartışma olan asgari ücret konusunda dolar bazında nereden nereye gelindiğini il kongresinde detaylıca anlattığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Vatandaşımızın her söylediğinin başımızın üzerinde yeri vardır. Ama 22 yıl boyunca insanımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü yerine getirme noktasında gösterdiğimiz hassasiyet de herkesin malumudur. Ücret artışlarını her zaman enflasyonun üzerinde tutarak, halkımızın alım gücünün korunmasını temin ettik. 2002-2025 arası dönemde asgari ücrette reel artış yüzde 290 olmuştur. Son birkaç yıla baktığımızda ise 2022’de enflasyon yüzde 64,3 iken asgari ücret yüzde 94,6 arttı. 2023’te enflasyon yüzde 64,8 iken asgari ücret yüzde 107,3 arttı. 2024’te yıl sonu enflasyon beklentisi yaklaşık yüzde 45 iken asgari ücret yüzde 49,1 arttı. 2025’te yine yıl sonu enflasyon beklentisinin üzerinde bir oranla asgari ücret 22 bin 104 lira olarak belirlendi. Bu rakam, il kongremizde de söylediğim gibi taban ücrettir. İşverenlerimiz çalışanına daha fazla ücret ödemek isterse buna kimsenin itirazı olmaz.”
“TÜRKİYE EKONOMİSİ SON 22 YILDA ORTALAMA YÜZDE 5,3 BÜYÜDÜ”
Çalışanların millî gelirden aldığı payın son 26 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş gücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içindeki payının bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 37,6’ya yükseldiğini, büyümeden çalışanların da pay almasını sağladıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ekonomisinin son 22 yılda ortalama yüzde 5,3 büyüdüğünü, asgari ücretteki reel artışın ise yıllık ortalama yüzde 5,6 ile büyümenin üstünde olduğunu söyledi.
Bugün Türkiye’de 630 doları bulan asgari ücretin, gelişmekte olan pek çok ülkeden daha yüksek seviyede olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyon hedeflerimiz inşallah tek tek gerçekleştikçe vatandaşlarımız alım güçlerindeki artışı daha net görebilecek. 2025 yılı için bu konuda da umutluyuz” diye konuştu.
“KOBİ’LERE ÇALIŞAN BAŞINA AYLIK 2 BİN 500 LİRAYA KADAR DESTEK ÖDEMESİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Kabine Toplantısı’nda görüşülen paketi kamuoyuyla paylaşmak istediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız olan, 1 milyon 200 binden fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde rekabet gücümüzü sürdürmeyi önemsiyoruz. Üretim ve istihdamı korumak için 2025 yılı ocak ayında KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatıyoruz. Bu sektörlerde 2024 yılının son aylarındaki istihdam düzeyini 2025 yılında koruyan KOBİ’lere çalışan başına aylık 2 bin 500 liraya kadar destek ödemesi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül alan firmaları, iş adamlarını, girişimcileri tebrik ederek, sözlerini “Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. 2025’in tüm halkımız için, iş adamlarımız için, ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan diliyorum. Kalın sağlıcakla” diyerek tamamladı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.