Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov’un katılımıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında düzenlenen Türkiye Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı Mütabakat Zaptı İmza Töreni’nde konuştu
Enerji alanında Bakü-Tiflis-Ceyhan projesiyle başlayıp, Bakü- Tiflis- Erzurum projesiyle büyük bir aşama kaydeden Azerbaycan-Türkiye ortaklığının, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) ile kıtaları aştığını vurgulayan Dönmez, şöyle konuştu:
“Güney Gaz Koridoru’nun en uzun bölümü olan TANAP’ı, Anadolu’yu boydan boya aşarak tamamladık. Böylece Azerbaycan gazını ülkemize ve Avrupa’ya ulaştıracak büyük bir projenin altından alnımızın akıyla kalktık. TANAP’la Milli Enerji ve Maden Politikamızın önemli bir parçası olan enerjide merkez ülke olma hedefimize büyük bir adım daha attık. Rekor sürede tamamladığımız TANAP’ta, 30 Haziran 2018’den bugüne kadar 8,1 milyar metreküp gaz aktı.”
Dönmez, Güney Gaz Koridoru’nun son halkası ve TANAP’ı Avrupa’ya bağlayan Trans Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı’nın (TAP) geçen ay faaliyete başladığını anımsatarak, TAP’a ilk doğal gazın verildiğini ve bugüne kadar dolum amaçlı 70 milyon metreküp gaz aktığını ifade etti.
TAP’ta yakın zamanda ticari gaz akışının da beklendiğini belirten Dönmez, şöyle devam etti:
“Böylece Avrupa’nın doğal gaz arz güvenliği açısından çok önemli bir adım atılmış olacak. Enerjinin ipek yolu Avrupa’ya ulaşacak. Bugün, Türkiye Azerbaycan ortaklığını çok önemli bir projeyle perçinleyeceğiz. Kıtaları ve halkları birbirine bağlayan doğal gaz boru hatlarımız ile örülen, STAR rafinerisi gibi dev yatırımlarla güçlenen enerji ortaklığımız, Türkiye-Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı ile derin bir anlam kazanacak. Sayın Cumhurbaşkanımız 25 Şubat 2020’de Bakü’ye gerçekleştirdiği ziyarette en kısa zamanda Türkiye’nin Iğdır şehrinden Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne bir doğal gaz boru hattı inşa etme sözü vermişti. Bugün burada, bu projenin ilk adımını teşkil edecek mutabakat zaptını imzalamak için bulunuyoruz. İnşallah bu boru hattını da doğal gaz alanında birlikte hayata geçirdiğimiz diğer projeler gibi en kısa zamanda tamamlayacağız.”
Yeni hat yıllık 500 milyon metreküp gaz taşıyacak
Bakan Dönmez, Türkiye-Nahçıvan Boru Hattı ile Nahçıvan’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin doğal gaza kesintisiz erişmesi, doğal gaz konforundan sorunsuz yararlanması için çalışmaların başlatıldığının altını çizerek, “Amacımız, gittiği her yere medeniyet ve refah götüren ecdadımızın izlerini takip ederek Nahçıvan’ı doğal gazın rahatlığıyla buluşturmak. Projenin hayata geçmesi için hem bizler hem de Azerbaycan Enerji Bakanlığı elinden geleni yapacak. BOTAŞ ve SOCAR iş birliğiyle gerçekleşecek proje ile Nahçıvan ülkemiz üzerinden gelen doğal gaza kavuşacak.” diye konuştu.
Nahçıvan’ın 500 bine yakın nüfus ve 500 milyon metreküplük doğal gaz tüketimine sahip olduğunu belirten Dönmez, “Iğdır üzerinden bölgeye ulaştırılacak olan gazla Karabağ işgalinin ortaya çıkardığı yaralardan biri daha sarılmış olacak. Böylece, Nahçıvan’a Karabağ’ın işgali öncesindeki kadar güvenli bir doğal gaz arzı sağlanacak.” dedi.
Dönmez, Türkiye-Nahçıvan Boru Hattı’nın, Doğu Anadolu Doğal Gaz Ana İletim Hattı üzerinden çıkış alan Iğdır Doğal Gaz Boru Hattı’nın devamına inşa edileceğini söyledi.
Hattın Iğdır’dan başlayarak Nahçıvan Sederek’e kadar olan Türkiye bölümünün 85 kilometre uzunluğa sahip olacağını aktaran Dönmez, şunları kaydetti:
“Yıllık 500 milyon metreküp taşıma kapasitesine sahip olacak boru hattı, günlük 1,5 milyon metreküp doğal gaz taşıyabilecek. Boru hattımızla birlikte Nahçıvan’ın bugünkü doğal gaz ihtiyacının tamamını karşılayabileceğiz. Proje kapsamında Iğdır Dilucu’na bir de ölçüm istasyonu kurulacak. 20 bin metrekarelik geniş bir alana inşa edilecek istasyon, hattın akış dengesini sağlayacak. Böylece doğal gaz Nahçıvan’a en güvenli şekilde ulaşacak.”
Karabağ zaferi ve Nahçıvan
Bakan Dönmez, Karabağ’ın işgalden kurtulmasıyla bölgede çok güçlü bir istikrar havası esmeye başladığını vurgulayarak, Karabağ’da Azerbaycan’ın kazandığı zaferle Nahçıvan’ın ve bölgenin öneminin de arttığını ifade etti.
Kazanılan zaferle coğrafyada işgaller ya da mültecilerin değil, projelerin konuşulduğu bir bölgenin ortaya çıktığına dikkati çeken Dönmez, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye-Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı da bu zaferin doğurduğu bir istikrar projesidir. Projemiz Nahçıvan ekonomisinin ateşini yakacak. Bölgede birçok girişim ve yatırımın önü açılacak. Türkiye – Azerbaycan kardeşliği bu projeyle daha güçlü ve daha stratejik bir ortaklığa dönüşecek. Nahçıvanlı kardeşlerimiz evlerinde, okullarında ve hastanelerinde kesintisiz doğal gaza kavuşacak.”
Şahbazov da Türkiye ile Azerbaycan’ın kardeş ülkeler olduklarını vurgulayarak, kardeşlik, birbirine güven, geleceğe ortak bakışın iki ülkenin ilişkilerini güçlendirdiğini söyledi.
Nahçıvan’a halihazırda İran üzerinden doğal gaz gönderildiğini anımsatan Şahbazov, bu boru hattıyla Azerbaycan gazının doğrudan Nahçıvan’a ulaşacağını ifade etti.
Konuşmaların ardından “Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne Doğal Gaz Tedarikine İlişkin Mutabakat Zaptı” imzalandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun odağına, ‘güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ilkesini yerleştirdik. 2025 senesini yine bu anlayışla ‘Aile Yılı’ olarak ilan ettik” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi’ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında kongrenin hayırlara vesile olmasını diledi.
Vefatının birinci yıl dönümünde yazar Alev Alatlı’yı rahmet ve şükranla yâd ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alatlı’nın Türkiye’nin son asırda yetiştirdiği en üretken, en cesur ve en hakikatperver kadın münevverlerinden biri olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye merkezli düşüncenin ölçülerinden olan Alatlı’ya Allah’tan rahmet diledi.
“KADINLARI DIŞLAYAN HİÇBİR SİYASİ HAREKETİN HEDEFLERİNE ULAŞABİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”
AK Parti’nin kuruluşundan bugüne İstanbul kadın kollarında görev yapan her kadına şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü kongreyle birlikte göreve başlayacaklara başarılar dilerken, görevi devredecek olanlara ise emeklerinden ötürü teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her zaman söylediğim üzere kadınları dışlayan hiçbir teşebbüs gibi hiçbir siyasi hareketin de muvaffak olabilmesi, hedeflerine ulaşabilmesi mümkün değildir. Biz de partimizi bir erdemliler hareketi olarak kurarken ana kademe yanında kadınlarımıza ve gençlerimize özel önem verdik. Teşkilatlarımızı ve tüm faaliyetlerimizi bu üçlü yapı esasına göre yürüttük” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Kongresi’ni yaparak yeni ekip ve yeni bir heyecanla Türkiye Yüzyılı yürüyüşlerine güç kattıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Şubat’ta gerçekleştirilecek AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Kongresi’nde de yeni bir ekip ve yeni bir heyecanla Türkiye’deki tüm kadınlara ulaşacak bir seferberlik başlatacaklarını kaydetti.
“TÜRKİYE YÜZYILI YÜRÜYÜŞÜMÜZÜN HAZIRLIKLARINI BİR ÜST SEVİYEYE ÇIKARTACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat 2023’teki büyük depremin ikinci yıl dönümünde Adıyaman’da olacağını ve 7 Şubat’ta İstanbul İl Teşkilatı’nın kongresini yaparak yoğun bir maratona daha son noktayı koyacaklarını belirterek, “Büyük kongremizi 23 Şubat’ta tam bir demokrasi şöleni atmosferini inşa ederek Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüzün hazırlıklarını bir üst seviyeye çıkartacağız” diye konuştu.
AK Parti’nin kadın ve gençlik teşkilatlanmasının diğer partilere örnek olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Onlar da aynı istikamette bir gayrete girmişlerdir. Gerçi hiçbir taklit, aslının yerini tutamaz derler ama kadınlar ve gençlerimiz adına bu gelişmeden gayet memnun olduğumuzu belirtmek isterim. Peki, biz kadın teşkilatlanmamıza, kadınlara yönelik çalışmalarımıza niçin bu kadar önem veriyoruz? ‘Erkeği eğitirsen bir kişi, kadını eğitirsen bir aileyi ve oradan da tüm toplumu eğitirsin’ diye bir söz vardır. Atalarda ‘Er bozulursa aile bozulur, kadın bozulursa millet bozulur’ diyorlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Göründüğü gibi ne tarafa bakarsanız bakın, kadının aileden başlayarak tüm toplumu, tüm insanlığı nasıl etkilediğinin işaretlerini görüyorsunuz. Erkeğin ailenin direği olduğu ifadesinin devamı kadının da ailenin temeli olduğu gerçeğidir. Siyaseti bu çarpıcı fotoğrafın dışında tutmak mümkün değildir. Erkeği ve çocuklarıyla bütün bir ailenin gönlünü fethetmenin onlara kendimizi anlatmanın ve ihtiyacınız olan desteği almanın yolu kadınlara ulaşmaktan geçiyor.”
“SİYASETTE HER ŞEYİN BİR PARÇA ETKİSİ VARDIR AMA EN BÜYÜK AMİL ÇALIŞMAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin hanelere ağırlıklı olarak kadın üzerinden girerek seçimlerde yüzde 50’leri bulan oy oranlarını yakaladığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şunu tüm samimiyetimle ifade etmek isterim. Şayet bugün oylarımız arzu ettiğimiz seviyelerde değilse kadınlara yeteri kadar etkin şekilde ulaşamıyor, kendimizi anlatamıyor, haneleri içeriden fethedemiyoruz demektir. Çünkü bu fethi ancak kadınlarımız yapabilir” diye konuştu.
AK Parti’yi hak ettiği yere kadınların taşıyabileceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Biliyorsunuz 2028 seçimlerinde yeniden yüzde 50 oy oranına ulaşmak istiyoruz. Bu hedefin tutturulmasında sizden beklentimiz büyüktür. Şunu asla unutmamalıyız, siyasette her şeyin bir parça etkisi vardır ama en büyük amil çalışmaktır. Siz bakmayın bizdeki muhalefetin hiç çalışmadan yiyip, içip sırtüstü yatarak ‘Armut piş, ağzıma düş’ mantığıyla iktidar beklediğine. Görüyorsunuz, 22 yılı aşkın süredir bekliyorlar. Bu kafayla giderlerse daha 22 yıl da beklerler, 222 yıl da beklerler. Milletimiz ülkenin kaderini bu kifayetsiz muhterislere asla bırakmaz. Kadınlar evlatlarının geleceğini bu iş bilmezlere kesinlikle emanet etmez. Kendi aralarında tepişmekten fırsat bulup ülkenin meselelerine kafa yormadıkça, akıllı uslu çözümlerle milletin huzuruna çıkmadıkça bunlar ancak 23 Nisan müsameresi tadında iktidarcılık oynarlar.”
“BİZ BUGÜNLERE HEP BERABER ÇOK ÇALIŞARAK GELDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eskilerin “Çalışan dağları aşar, çalışmayan düz ovada şaşar.” sözünü aktararak, “Rabb’imiz de bizlere erkek olsun, kadın olsun, hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceği müjdesini veriyor. Biz bugünlere erkeğiyle, kadınıyla, genciyle yaşlısıyla hep beraber çok çalışarak, emek vererek, ter dökerek, kafa patlatarak, her zemin ve şartta mücadeleyi diri tutarak geldik” diye konuştu.
Yarın da aynı kararlılık, aynı hazırlık ve aynı dinamizmle milletin huzuruna çıkmak zorunda olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, aksi takdirde tıpkı geçen yılki mahallî seçimlerde olduğu gibi bu kifayetsizlere mahkûm ettikleri için kendilerini milletin ve tarihin affetmeyeceğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üzerlerindeki vebalin çok büyük, omuzlarındaki yükün gerçekten çok ağır olduğuna değinerek, “Biz de bu yükün ve vebalin mehabetine uygun bir samimiyetle çalışarak şükran borcunun ötesinde can borcumuzun da olduğu milletimize aşkla hizmet edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Bugüne kadar kendilerini yarı yolda bırakmayan, her mücadele yanlarında olan kadınlara inandıklarını ve güvendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin amiral gemisi İstanbul’un her alanda olduğu gibi bu hususta da diğer 80 vilayete örnek olacağına inandığını söyledi.
“KÜRESEL KÜLTÜRÜN BARONLARI TARAFINDAN LGBT SAPKINLIĞI BİRÇOK ALANDA TEŞVİK EDİLMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, günümüzde dünyada ve Türkiye’de üzerinde en karanlık projelerin uygulanmaya çalışıldığı, en fazla ezilen, en çok örselenen kesimin kadınlar olduğuna dikkati çekerek, “Batı’daki kadın hareketleri kökleri binlerce yıl öncesine kadar uzanan ve kadını yok sayan anlayışa tepki olarak doğmuştur. Kadınların asırlara sâri hak ve özgürlük mücadelesi ise kapitalizmin acımasız çarkları arasında öğütülerek onları meta hâline getirmiştir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonra işin daha tehlikeli bir mecraya yöneldiğine ve aile kurumunu hedef aldığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geldiğimiz noktada durum cinsiyetsizleştirme sinsiliği altında erkekleri de içine alan bir cinnete doğru evrilmeye başlamıştır. Küresel kültürün baronları tarafından LGBT sapkınlığı birçok alanda teşvik edilmekte ve özendirilmektedir. Çocuk istismarını da meşrulaştıracak kadar arsızlaşan bu sapkınlığa itiraz etmek, birçok Batı ülkesinde neredeyse imkânsızdır. Sinemadan modaya, dijital mecralardan edebiyata, siyasetten sivil topluma geniş bir yelpazede hayatımıza zerk edilmek istenen bu cinnetten milletimizi uzak tutmamız şarttır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin günden güne iyice zıvanadan çıkan bu sapkınlıkla mücadelenin bayraktarlarından biri olmaya devam edeceğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Esasen bizim inancımız da kültürümüz de hatta dilimiz de böylesi bir cinsiyetçi ayrıma kesinlikle uygun değildir. Bizde kadın daima ailenin ve toplumun ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmiş, öyle muamele görmüş, kadına daima hürmet edilmiştir. Dikkat ederseniz birçok türkümüzde kadın ve erkeğe dair ifadeler cinsiyetçi ayrımı içermeyen sadece insanı işaret eden kelimelerdir. Türkçemizdeki adam ve kadın kavramları da asla cinsiyetçi bir ayrımı değil, sadece ve sadece cinsiyet farkını belirtir.”
“Kimi yanlış uygulamalardan hareketle milletimizi fıtratına aykırı bir parantezin içine hapsetmek isteyenlerin derdi kadınlar değil doğrudan millî ve manevi varlığımızdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Küresel rüzgârlara kapılarak aile kurumunu yıkmakla kalmayıp erkek ve kadın arasındaki çizgiyi ortadan kaldırmak bizi çağdaş yapmaz. Sadece emperyalistlerin, küreselcilerin oyuncağı yapar. İşte görüyorsunuz, evlilik oranları hızla düşerken boşanma oranları aynı hızla artıyor. Gençlerimizin çocuk sahibi olma iştiyakı öylesine azaldı ki artık nüfusumuzun 2035’ten itibaren düşüşe geçmeye başlayacağı 2100’de de 65 milyona gerileyeceği simülasyonlarla karşılaşıyoruz. Tehlikeyi görmek için bundan daha çarpıcı örnek aramaya gerek var mı? Dünyada maruz kaldıkları yoğun baskı ve propagandanın etkisiyle bu tür akımlara yol veren ülkeler artık tehlikeyi gördükleri için birer birer tedbir almaya başladılar. Erkeği erkek, kadını kadın, ikisini birden de insan olarak koruyup kollamak bizim de önümüzdeki dönemde uygulayacağımız politikaların ana eksenini oluşturmaktadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Türkiye Yüzyılı vizyonunun odağına “güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye” ilkesini yerleştirdiklerini dile getirdi.
2025 senesini yine bu anlayışla “Aile Yılı” olarak ilan ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evlatlarımızın doğumundan, eğitiminin tüm safhalarına, iş sahibi olmasından, evliliğine ve çocuklarının korunmasına kadar hayatlarının her safhasında, desteklerimizle yanlarında olacağız. Çocuklarımızın ve gençlerimizin zihin ve beden sağlığına yönelik her türlü tehdide karşı tavizsiz bir mücadele yürüteceğiz. Erkeği, kadını ve çocuğuyla aile kurumunu güçlendirmek için yeni politikaları devreye alacağız” ifadelerini kullandı.
“ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ İÇİN EN DOĞRUSUNU YAPMAKTAN GERİ DURMAYACAĞIZ”
Aile büyüklerinin ömürlerinin sonbaharını öncelikle evlatlarıyla birlikte, bu mümkün değilse kendileri için hazırlanan huzurlu ortamlarda geçirmeleri için ne gerekiyorsa yapacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Milletimizin hiçbir ferdini tüm mecralarda yükselen küresel ahlaki tehditlere karşı korumasız, yalnız, çaresiz bırakmayacağız. Dünyayı sadece kendi zehirli söylemlerinden çizdikleri kirli şablonlardan, dayattıkları çarpık çerçevelerden ibaret görenler elbette bu yaklaşıma itiraz edeceklerdir. Bakanlığımızın adındaki ‘aile’ ifadesinden rahatsız olan marjinaller şüphesiz bizi ve gayretlerimizi hedef alacaklardır. Kadın haklarını dillerine pelesenk edip çoğu çocuk ve kadın 50 bin Gazzeli mazlumun katledilmesine 471 gün boyunca sessiz kalanlar, sırf aileye, kadına, çocuğa sahip çıktığımız için bizi eleştireceklerdir. Sadece itiraz etmekle de kalmayıp küresel seviyede verilen desteklerle sivriltilmiş ellerindeki tüm okları bize yönelteceklerdir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz bunları asla kulak asmayacak, çığırtkanlıkları ve tehditleri karşısında kesinlikle geri adım atmayacağız. Bunların yüzlerindeki maskeyi indirmeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kadın, aile ve nüfus politikalarımızın toplumla, hayatın gerçekleriyle ve milletin değerleriyle bağı kopmuş, sesi çok çıkan ama halkta hiçbir karşılığı olmayan marjinal yapılar tarafından sabote edilmesine izin vermeyeceğiz. Tıpkı muhalefetin tepkilerine rağmen sürdürdüğümüz ‘en az 3 çocuk’ çağrımızda olduğu gibi burada da ülkemiz ve milletimiz için en doğrusunu yapmaktan geri durmayacağız.”
“MİLLETİMİZDEN GEREKEN DESTEĞİ ALDIĞIMIZDA ZAFERLE ÇIKAMADIĞIMIZ HİÇBİR MÜCADELEMİZ OLMADI”
Salondaki kadınlardan, bu hakikatleri ülkedeki yaklaşık 43 milyon kadınının her birine anlatmasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizden gereken desteği aldığımızda, Allah’ın izniyle, zaferle çıkamadığımız hiçbir mücadelemiz olmadı. Bu mücadeleyi de aynı anlayışla yürütecek, millî ve manevi yapımızı aile kurumumuzu hepsinden önemlisi Türkiye’nin kadınlarını küresel şer ittifakının sinsi tuzakları karşısında muhafaza ve müdafaa edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de muhalefetin beceriksizliğinin yanında ne istediği ve amaçladığı belli olmayan nihilist bir kesim olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: “Türkiye’nin dünyanın dört bir yanındaki yeminli düşmanları, bunların en büyük destekçisi. Hepsinin ortak hedefi iktidarı yani bizi devirmek. Gerçi bunların devrilen yönetimin yerine neyin konulacağı konusunda bir fikirleri yok ama iktidarın değişmesi konusunda hemfikirler. Ama muhalefet ve beraber yol yürüdüğü kimliksiz kesimler tamamen kendi tembellikleri, küçük hesapları sebebiyle milletten bekledikleri desteği alamıyorlar. İktidar değiştirip bizi yıkamadıkça azgınlaşıyorlar, çirkefleşiyorlar, seviyeyi her seferinde biraz daha aşağı çekiyorlar. Ne söylem ne politika ne eylem seviyesinde bizimle boy ölçüşemeyince, kamu görevlilerine, hâkim savcılarımıza, hatta bizatihi milletin kendisine saldırmaya, hakaret etmeye başladılar. Şehirlerine hizmetle mükellef oldukları kurumları, parası ve personeliyle yaptıkları trajikomik şovların malzemesi haline getirdiler. Hırsları boylarını öylesine aşıyor ki artık gizlemekte zorlanıyorlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin kendi partilerindeki garip ve kirli ayak oyunlarını Türkiye siyasetinin temel meselesi gibi göstermeye kalkacak kadar gerçeklerden kopmuş hâlde olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Karşımızda Türkiye’nin ana muhalefet partisi mi yoksa sirk çadırı mı var inanın belli değil. Hâllerine baktıkça gülsek mi ağlasak mı bilemiyoruz. Genel başkanı elinde kırmızı kartla ortada dolanıyor, eski genel başkan ona sarı kart göstererek oyuna girmeye çalışıyor. İnanın sorun, ‘Kırmızı kart ne işe yarar’ bilmez. Sorun ‘Sarı kart ne işe yarar’ onu da bilmez. Belediyecilik hizmetleri bakımından sürekli irtifa kaybeden başkanlar ortada fol yok yumurta yokken meçhul bir adaylık peşinde koşuyor. Her tarafından yolsuzluk, hırsızlık, arsızlık, taciz fışkıran teşkilatlarındaki kokuşma ayyuka çıkmış durumda, ama sorsanız ilkeli siyaset ve etkili muhalefet yapıyorlar. Sosyal medya gazıyla bindirilmiş kıtaların tezahüratları eşliğinde koltuk rüyası görenleri uyandırmak için en etkili ilaç sandıktır diyorlar. Bunun için hep birlikte 2028 Cumhurbaşkanlığı ve 2029 Mahallî İdareler Seçimleri’ne çok sıkı hazırlanmak mecburiyetindeyiz.”
“ÖNEMLİ OLAN TÖKEZLEMEK DEĞİL, HEMEN TOPARLANIP ÇOK DAHA GÜÇLÜ ŞEKİLDE YOLUNA DEVAM EDEBİLMEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, oyuna gelmeyeceklerini, seçimlerin ne zaman yapılacağını gayet iyi bildiklerini, en küçük bir zafiyetin, rehavetin, gerilemenin kendilerine en büyük maliyetler doğurabileceğini hep birlikte gördüklerini dile getirdi.
Geçen yılki mahallî idareler seçimlerinde arzu ettikleri neticeleri alamayışlarının tek sebebinin bu tablo olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstişare kültürünü, kurumsal yapımızın genlerine nakşetmiş bir parti olarak gerektiğinde kendi öz eleştirimizi yapmaktan çekinmeyeceğiz. Önemli olan tökezlemek değil, hemen toparlanıp çok daha kararlı ve güçlü şekilde yoluna devam edebilmektir” dedi.
İlk safhayı atlattıklarını, artık vites yükseltme vakti olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ana kademesi, kadın ve gençlik kollarıyla tüm teşkilatımızı yeni bir heyecanla ayağa kaldırdığına inandığımız il kongrelerimizi tamamlamak üzereyiz. Bu güzel tabloyu büyük kongremizde taçlandırarak vites yükseltme aşamasına geçiyoruz. Üçlü bir sacayağı olarak gördüğüm bu teşkilat yapısı vasıtasıyla 11,5 milyona yakın üyemizi tam manasıyla harekete geçirdiğimizde evvelallah önümüzde kimse duramaz” değerlendirmesinde bulundu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Yurt dışıyla birlikte 65 milyonu bulan seçmenlerimizin her birinin gönlünü kazanmak, desteğini almak için çok yönlü bir çalışma yürüteceğiz. Küresel ve bölgesel etkinliğimizi artırırken bir yandan da insanımızın bizar olduğu hepimizin malumu sorunların çözümünü hızlandıracağız. Buna paralel olarak, yapacağımız güçlü bir vizyonu, kapsamlı bir programı, iddialı projeleri içeren iyi bir hazırlıkla milletimizin karşısına çıkacağız. Böylece eser ve hizmet siyasetimizin çıtasını sizlerle birlikte çok daha yükseğe taşıyacağız. ‘Niyet hayır, akıbet hayır’ diyerek yeni dönemimizin ve yürüteceğimiz bilinçli, planlı, programlı, kuşatıcı, hasbi, harbi çalışmaların şimdiden hayırlara tebdil olmasını diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul İl Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi’nin hayırlı olmasını temenni ederek, yönetimde görev alacaklara başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adli Yargı Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hâkimleri Kura Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Türk yargısı sadece ve sadece Türk milleti adına karar verir. Türk milleti adına karar verenlere ise kimse ayar veremez. Türk yargısı 15 Temmuz gecesi korku duvarlarını yıkıp atmıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen, Adli Yargı Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hâkimleri Kura Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına, bugünkü kura merasimiyle yeni görev yerleri belirlenecek bin 75 hâkim ve savcı adayını tebrik ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve yeni başlayacak hâkim ve savcı adayıyla adalet teşkilatındaki hâkim ve cumhuriyet savcılarının toplam mevcudunun 25 bin 695’e çıktığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece ülkenin dört bir yanında adalet hizmetlerinin hızlı, etkin ve sürdürülebilir şekilde ifası yolunda güçlü bir adım daha atıldığını söyledi.
“İNANÇ VE KÜLTÜR DEĞERLERİMİZDE DÜNYANIN ADALET VE ÖLÇÜ İLE KAİM OLDUĞUNU BİZLERE TELKİN EDİYOR”
Adaletin haklıyla haksızı ayırmak, haklıya hakkını teslim etmek, ölçü ve nizama kayıtsız, şartsız riayet etmek anlamına geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim hem millî hem de manevi bünyemizde ölçü ve adalet tıpkı vücuttaki kanı deveran ettiren kalp gibi hayati rol üstlenir. İnanç ve kültür değerlerimizde dünyanın adalet ve ölçü ile kaim olduğunu bizlere telkin ediyor” dedi.
“Herhangi bir konuda hakemlik yaptığınız zaman adil olun” buyruğunun meselenin çerçevesini de net bir şekilde çizdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarih ve kimliğimiz her bir dalını aşkla, dirayetle, hamiyetle süslediğimiz adalet çınarının üç kıta yedi iklime kök salmasıyla teşekkül etmiştir. Millet olarak yalnızca güçlü, muktedir ve müreffeh zamanlarımızda değil, en derin krizlerle, en çetin zorluklarla boğuştuğumuz günlerde bile adalet pusulasından şaşmamış bir müktesebatın sahipleriyiz. Zihin haritamızda zulüm ile adaletin bir arada bulunduğu tek bir nokta dahi yoktur” diye konuştu.
“Zulüm ile abad olanın akıbeti berbat olur” diyen Yunus Emre’nin, “Adalet nedir? Ağaçlara su vermek”, “Zulüm nedir? Dikenleri sulamak” diyen Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin mirasçıları olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaleti diğer her şeyden üstün gören, onu devletin temeline yerleştiren bir geleneğin bugünkü temsilcisi olduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri bu ifadelerimizi hamaset olarak algılayabilir. Birileri bunlara dudak bükerek, küçümseyerek bakabilir. Ama bu asırlar boyu süzülüp bizlere ulaşan muhteşem ve muazzam bir birikimden bahsettiğimiz gerçeğini değiştirmez. Elleriyle gözlerini kapatan sadece kendini karanlığa mahkûm eder” şeklinde konuştu.
Kutadgu Bilig’in müellifi Yusuf Has Hacip’in bin yıl öteden yankılanan akıl ve hikmet dolu sesiyle bu hakikati dile getiren isimlerden yalnızca biri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Ona göre devlet gümüş bir taht gibidir. Devleti güçlü kılan üç sabit ve müstakil ayaktan biri ise adalettir. O gümüş tahta oturan yöneticinin bir elinde bıçak, sağ yanında şeker, sol yanında ise Hint otu vardır. Bunların hikmetini gelin Kutadgu Bilig’teki hükümdarın dilinden Yusuf Has Hacib’in şu beyitlerinden dinleyelim.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “’Üç ayak üzerinde olan hiçbir şey bir tarafa meyletmez. Her üçü düz durdukça taht sallanmaz. Eğer üç ayaktan biri yana yatarsa diğer ikisi de kayar ve üzerinde oturan yuvarlanır. Ey becerikli insan, elimdeki bu bıçak biçen ve kesen bir alettir. Ben işleri bıçak gibi keser, atarım. Hak arayan kişinin işini uzatmam. Şekere gelince o, zulme uğrayarak benim kapıma gelen ve adaleti bende bulan insan içindir. O insan benden şeker gibi tatlı ayrılır. Sevinir ve yüzü güler. Zehir gibi acı olan bu Hint otunu ise zorbalar ve doğruluktan kaçanlar içer. Benim bu kanunum hangi memlekete erişse o memleket baştan başa taşlık ve kayalık dahi olsa hep düzene girer.”
“DEMOKRASİMİZE ASLA YAKIŞMAYAN ALIŞKANLIKLAR ARTIK ESKİDE KALMIŞTIR”
Çağları aşan bu sözlerde tebellüğ eden hak ve adalet kavramlarının kendileri için vazgeçilmez olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milleti adına karar verecek olan genç yargı mensuplarından da meslek hayatında bu hassasiyetle çalışmalarını beklediklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hukuksuzlukları bir bıçak gibi kesip atmalı, gerektiğinde şekeri, gerektiğinde ise Hint otunu vermekten bir an olsun imtina etmemelisiniz. Unutmayın, adalet kapısına varıp da hakkını alamayan, boynu bükük, gözü yaşlı, kalbi kırık ayrılan her bir vatandaşımızın vebali hem bu dünyada hem de ahirette Allah muhafaza hepimizin üzerindedir. Bir dönem tek parti faşizminin 27 Mayıs’tan itibaren darbeci zihniyetin bu vesayet odaklarının etkisinde kalan yargı eski Türkiye’nin yargısıdır. Huzuruna gelen vatandaşa tepeden bakan, adalet yerine çözümsüzlük dağıtan yargı eski Türkiye’nin yargısıdır. 28 Şubat’ta olduğu gibi darbecilere alkış tutan, belli kesimlere imtiyaz tanıyan, ideolojik kamplara ayrılmış yargı, eski Türkiye’nin yargısıdır. Bizde yarım asrı bulan millete hizmet yolculuğumuzda bu yargı anlayışıyla hem de defalarca yüzleştik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Okuduğumuz bir şiirden ötürü hapse atılmamızdan, partimizin kapatılma davasına kadar pek çok kez bu zihniyetin gadrine uğradık. Demokrasimize asla yakışmayan bu gelenek, anlayış ve alışkanlıklar artık eskide kalmıştır. Bir daha o günlere Allah’ın izniyle geri dönüş olmayacaktır. Şurası da bir başka gerçektir, bugün yargı süreçlerine müdahale etmeye çalışan malum çevreler işte bu eski Türkiye’nin hayalini kurmakta, eski Türkiye’nin kendilerine sağladığı imtiyazları korumaya çalışmaktadır. Hukukun dışında oluşturulan ayrıcalıklı alanda siyaset yapmak, gazetecilik yapmak, bu alanda istedikleri gibi at oynatmak istiyorlar” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı çevrelerin en temel hukuk kaidelerini ihlal etmeyi kendilerine hak gördüklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı: “İnsanların mahremine girmekten, kişisel haklarını gasbetmekten, malına, mülküne, onuruna el uzatmaktan çekinmiyorlar. Hukukun üstünlüğü ilkesinin kendilerini bağlamadığını düşünüyorlar. Kimi zaman konumları, kimi zaman meslekleri, kimi zaman da statüleri itibarıyla Anayasa ve yasaları çiğneyebileceklerini zannediyorlar. Ama yargının kapsama alanı dışında olmadıkları gerçeğiyle günden güne daha fazla yüzleşiyor, bunu kabul etmek zorunda kalıyorlar. ‘Ben istediğimi yapar, istediğimi tehdit ederim. Kimse bana dokunamaz’ hoyratlığı hakikatin sert duvarına eninde sonunda çarpacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de kimsenin layüsel olmadığını vurgulayarak, “Kimse kendisini hukukun üstünde, erişim alanı dışında göremez. Hukuk başka bir şey, kanun başka bir şey. Biz hukuku kanunun üstünde gören bir milletiz. Olaya buradan bakacağız. Kanunu insanoğlu istediği gibi yazar, çizer, yapar. Ama hukuk o değil. Hukuk, hakkı, haklı olana teslim etmektir. Bunu yapacağız. Daha önce de farklı vesilelerle ifade ettim, nezaket kuralları içinde kalmak şartıyla yargının tasarruflarını tenkit edebilirsiniz. Verilen her kararı haklı bulmak, isabetli bulmak, kayıtsız, şartsız doğru kabul etmek zorunda da değilsiniz. İtirazlarınızı yine kanuni yollardan yapar, eleştirilerinizi yine üslubunca dile getirirsiniz” diye konuştu.
Geçmişte mahkemelerin ve yüksek yargı organlarının bazı kararlarını kendilerinin de eleştirdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Rezervlerimizi ifade ettik. Doğru bulmadığımız yönlerini kamuoyumuzla açıkça paylaştık. Hatta şahsımıza ve partimize yönelik aleni hukuksuzluklar karşısında bile mücadelemizi yine hukuk zemininde verdik. Yargıya parmak sallama, yargıyı itibarsız hâle getirme, görevini yapan hukuk insanlarını tehdit etme yoluna asla gitmedik. Bugün de aynı tavrımızı muhafaza ediyoruz. Hepimiz yargının görevini layıkıyla, hakkaniyetle, uygun şekilde yerine getirebilmesi için gereken desteği vermekle mükellefiz. Yargıya intikal etmiş süreçlerin siyasi malzeme hâline getirilmesi, hâkim ve savcılarımızın baskı altına alınması, bilhassa ailesi ve çocukları üzerinden hedefe konulması, sorumsuzluğun daniskasıdır. Türk yargısı sadece ve sadece Türk milleti adına karar verir. Türk milleti adına karar verenlere ise kimse ayar veremez.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk yargısının, 15 Temmuz gecesi korku duvarlarını yıkıp attığını belirterek, herkesin özellikle de siyasi figürlerin özenli, sorumlu ve dikkatli bir dil kullanması gerektiği kanaatinde olduklarını söyledi.
Şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz başta olmak üzere adaletin tecellisi için çabalarken vefat eden tüm şehitlere, adalet teşkilatının tüm mensuplarına Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dört bir yanında kimi zaman hayatlarını riske atma pahasına cansiparane görev yapan adalet teşkilatı mensuplarına da ülke ve millet adına teşekkürlerini iletti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 yıllık iktidarları boyunca hukuk ve yargı sistemini insana hizmet eden işlevsel bir yapıya kavuşturmak amacıyla çok önemli reformları ve uygulamaları devreye aldıklarını, zamanın gerisinde kalan, güncel ihtiyaçları karşılamayan mevzuat hükümlerini gözden geçirdiklerini anlattı.
Pek çok temel kanunu yenilediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hak arama yollarını açık ve işler tutarken, sisteme yeni kurumlar kazandırdıklarını, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruyla hak ve özgürlüklerin hukuki himayesini genişlettiklerini, kamu denetçiliğiyle idarenin demokratik denetimini başlattıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ceza infaz sisteminden alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine, özlük haklarından yargıda hedef sürelerin yeniden belirlenmesine kadar geniş kapsamlı birçok yeniliği hayata geçirdiklerini belirterek, mevcut binaların fiziki ve teknik altyapısını tamamen yenilediklerini ifade etti.
Ağır iş yükü baskısı altındaki mahkemeler teşkilatını güçlendirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, istinaf yargısıyla iki dereceli yargılamadan üç dereceli yargılamaya geçtiklerini belirtti.
“GÜVEN VEREN BİR ADALET SİSTEMİNİN İNŞASI İÇİN NE YAPILMASI GEREKİYORSA ONU YAPMANIN GAYRETİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargı mensubu ve personel sayılarını artırdıklarına işaret ederek, “Adliye teşkilatımıza sirayet eden FETÖ virüsünü attığımız kararlı adımlarla bünyeden önemli ölçüde temizledik ve temizliyoruz. Milletimizin talepleri ve değişen şartlara göre adalet sistemimizi sürekli güncelliyor, eksiklerini gideriyor, tıkanan noktaları açıyoruz. Güven veren bir adalet sisteminin inşası için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmanın gayretindeyiz” diye konuştu.
Geçen hafta 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni tanıttıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni yargı reformuyla adil ve makul sürede yargılanma hakkı başta olmak üzere, kurumsal yapının güçlendirilmesi ve süreçlerin yeniden yapılandırılması, insan kaynakları kapasitesinin güçlendirilmesi, ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılması, hukuk ve idari yargılama süreçlerinin daha müyessir hâle getirilmesi ve adalete erişimin kolaylaştırılması hususlarında yeni yol haritamızı belirledik” dedi.
Adalet hizmetlerinin kalitesini yükseltmeye dönük yeni tedbirleri devreye aldıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin, ülke, millet ve adalet teşkilatı için hayırlara vesile olmasını diledi.
“VİCDANLARI RAHATLATAN BİR KARAR VERMEK KADAR, VİCDANI RAHAT KARAR VERMEK DE HAYATİ ÖNEME SAHİPTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her konuda olduğu gibi adalet dairesinin pürüzsüz işleyişinde de aslolanın insan olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Adalet, insan içindir, ancak ve ancak insanla kaimdir. Türk milleti adına karar verirken birikimi, tecrübesi, müktesebatı yanında, hukukçunun mihmandarlarından bir diğeri de temiz vicdandır. Vicdanları rahatlatan bir karar vermek kadar, vicdanı rahat karar vermek de hayati öneme sahiptir. Bu konuda yaşanan ihmallerin bedelini geçmişte ödemiş bir ülkeyiz. Pusula olarak aklı ve vicdanı kendilerine yetmeyenlerin adalete güveni nasıl tahrip ettiklerini 17/25 Aralık başta olmak üzere birçok kez gördük.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yargıyı ideolojik, örgütsel ve ekonomik çıkarlarına alet edenler, hem adaleti araçsallaştırırlar hem de kendi varlık nedenlerine yabancılaştırırlar. Buradaki genç hâkim ve savcılarımızın, vebali son derece ağır bir görevi icra ederken bunu her zaman akıllarında tutmalarını bekliyorum. İnanıyorum ki her biriniz zorluklar karşısında yılmadan, hukukun ve vicdanın sesi dışında hiçbir sese aldırmadan vazifenizi yapacaksınız. Gelecekte vereceğiniz kararlarla, ihtilafları sizler çözeceksiniz. Davalı tarafların adalet beklentisini karşılayacağınıza, vicdanları teskin edeceğinize, her dosyanın aynı zamanda bir insan olduğunu asla unutmayacağınıza yürekten inanıyorum” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, görev yerleri belli olacak bin 75 hâkim ve savcıya vazifelerinde muvaffakiyetler diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Gençlik Kolları 7. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Gençlerimizin rahatça yaşayıp, kendilerini özgürce ifade edebildikleri bir Türkiye’yi yine siz gençlerimizle birlikte inşa ediyoruz. Hayatın her alanında gençlerimize güveniyoruz ve destek oluyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Gençlik Kolları 7. Olağan Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Sınırlar içerisinde ve dışında vatan savunması yapan tüm genç güvenlik güçlerini muhabbetle selamladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in devlet terörüne teslim olmayan Filistin ve Gazze’nin yiğit gençlerini, Baas zulmüne destansı bir zaferle son veren Suriye’nin devrimci gençlerini AK Gençlik adına selamladı.
Terör örgütlerinin kalleş saldırılarında toprağa düşen tüm kahramanları, tüm gençleri bir kez daha rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü hainlerin kurşunlarına göğüslerini siper eden Abdullah Tayyip Olçok’a, Mahir Ayabakan’a, Mutlucan Kılıç’a ve diğer tüm genç şehitlere Allah’tan rahmet diledi.
“SİZLER BU MİLLETİN İSTİKBALİSİNİZ, AYDINLIK YARINLARISINIZ”
Abdurrahim Karakoç’un “Gençliğe Mesaj” şiirini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Sevgili gençler; işte sizin yolunuz, gayeniz, hedefiniz, ufkunuz budur. Sizin ufkunuz, Hoca Ahmet Yesevi’nin ufkudur. Sizin ufkunuz Yunus Emre’nin, Hacı Bektaş-ı Veli’nin ufkudur. Sizin ufkunuz Bilge Kağanların, Alparslanların ufkudur. Sizin ufkunuz, ‘ya ben İstanbul’u alırım ya İstanbul beni’ diyen Fatih Sultan Mehmet’in, dünyayı dize getiren Yavuz Sultan Selim’in ufkudur. Sizin ufkunuz bilgeliği siyasetnamelere sığmayan, hepsini bugün rahmetle andığımız büyük devlet adamlarının ufkudur. Sizin ufkunuz, istiklal ve istikbal yiğitlerinin, şehitlerin, gazilerin ufkudur. Sizin ufkunuz Kuvayımilliye’nin ufkudur. Sizin ufkunuz bu toprakları yurt kılan Anadolu alplerinin, Anadolu erenlerinin, Anadolu ahilerinin, Anadolu bacılarının ufkudur. Sizin ufkunuz bu coğrafyayı nakış nakış işleyen, kardeşlik hamuru ile yoğuran ediplerimizin, âlimlerimizin, ariflerimizin ufkudur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere hitaben, “Mehmet Akif’in, ‘Asım’ın Nesli’ hayali size tecelli ediyor. Üstat Necip Fazıl’ın ‘İdeal Gençlik Rüyası’ sizinle tabir ediliyor. Merhum Sezai Karakoç’un ‘Diriliş Nesli’ sizde vücut buluyor” ifadelerini kullanarak, şunları kaydetti: “Ömrünü İ’la-yi Kelimetullah’a adamış dava adamlarımızın hayali sizde gerçeğe dönüşüyor. Hepiniz Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasınız. Hepiniz Fatih’in İstanbul’u fethettiği ruhta ve inançta olmalısınız. Unutmayın, her biriniz başlı başına birer Türkiye’siniz. Sizler bu milletin istikbalisiniz, aydınlık yarınlarısınız. Sizler ezilenlerin kurtuluş umudu, hür dünyanın gür sesisiniz. Sizler sadece Türkiye’nin geleceği değil, zulüm ve karanlığa boğulan dünyanın diriliş neferlerisiniz. Siz büyük bir ülkenin gençlerisiniz. Siz büyük bir medeniyetin mirasçılarısınız. Siz vicdanı, asaleti ve duruşuyla büyük bir milletin evlatlarısınız. Her birinizi yürekten selamlıyorum, her birinizi tek tek tebrik ediyorum.”
Kendisine AK Gençlik gibi vefalı, gayretli, mücadeleci yol ve dava arkadaşları bahşettiği için Allah’a şükreden Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitiren AK Parti Ankara Gençlik Kolları Yönetim Kurulu Üyesi Betül Önderoğlu’na rahmet diledi.
Bugün gençlik kollarında bir bayrak değişiminin yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlik kolları başkanlığı görevini 4 yıl boyunca başarıyla yürüten İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan’ın hem partide hem de gençlik kolları bünyesinde önemli vazifeler icra ettiğini aktararak, İnan’ı üstün hizmet ve gayretlerinden ötürü tebrik etti.
Gençlik kolları başkanlığı vazifesini devralan Yusuf İbiş’i de tebrik eden ve bu görevi layıkıyla yerine getireceğine yürekten inandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmiş dönemlerde gençlik kolları başkanlığını yapmış kişileri de tek tek sayarak takdir ve tebriklerini iletti.
“GENÇLERİMİZE YENİ UFUKLAR ÇİZEN REFORMLARI, PROJELERİ, YATIRIMLARI HAYATA GEÇİRDİK”
“14 Ağustos 2001’de milletimizin talebi ve duasıyla yola çıkarken refikimiz gençlerimizdir dedik. 3 Kasım 2002’de sessizlerin sesi, kimsesizlerin kimsesi olarak iktidara gelirken gençlerimizin başımızın üstünde yeri vardır dedik” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi hayatları ve iktidarları boyunca daima gençlerle yol yürüdüklerini, onlara yoldaşlık ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teknolojiden sağlığa, adaletten diplomasiye, sosyal politikalardan tarıma tüm alanlarda sessiz devrimlere imza atarken gençleri hep ilk planda tuttuklarını aktararak, milletin ötelenmiş, örselenmiş ve ümitleri kırılmış gençlerini hak ettikleri ülkeye, hak ettikleri iklime bir an önce kavuşturmanın mücadelesini verdiklerini kaydetti.
Eski Türkiye’nin kirli oyunlarına gençlerin alet edilmesine, onların canı ve heyecanı üzerinden siyaset yapılmasına da müsaade etmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “22 yılda gerçekten zor günler yaşadık, çok ciddi adaletsizliklere maruz kaldık. Vesayetin ve hukuksuzluğun her türlüsüne bizzat şahit olduk. Ama hiçbir zaman demokrasiden, meşruiyetten, millî iradenin tayin ettiği çizgiden sapmadık. Gençlerimizi sokağa çağıranlardan olmadık, gençlerimizi tahkir ve tahrik edenlerden olmadık. Hiçbir ayrım gözetmeden gençlerimizin tamamına sahip çıkmaya çalıştık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Eğitimde, siyasette, bürokraside, sivil toplum ve iş dünyasında aklınıza gelebilecek her alanda gençlerimizin önünü açan, gençlerimize yeni ufuklar çizen reformları, projeleri, yatırımları hayata geçirdik. Kılık kıyafet yasağı vardı, kaldırdık. Kat sayı adaletsizliği vardı, son verdik. Üniversitelerin kapısının önünde ikna odaları kurulmuştu, yıkıp attık. Kamuda başörtüsüyle çalışmak yasaktı, önünü açtık. Tabelalar, klavyeler, diller üzerinde baskı vardı, sona erdirdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin rahatça yaşayıp kendilerini özgürce ifade edebildikleri bir Türkiye’yi yine gençlerle birlikte inşa ettiklerinin altını çizdi.
Hayatın her alanında gençlere güvendiklerini ve destek olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere “vitrin malzemesi” olarak bakanlardan gelen tüm itirazlara rağmen, seçilme yaşını önce 30’dan 25’e devamında ise 18’e indirerek siyasetin gençleşmesini sağladıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Birileri ‘gençler yapamaz, gençler hâlledemez’ derken biz tam aksine ‘bu işi ancak gençler kotarır, gençler yapar’ diyerek politikalarımızın merkezine bu ülkenin evlatlarını yerleştirdik. Üstat Necip Fazıl’ın ‘bir iman merkezi etrafında toplananlar’ ifadesiyle tarif ettiği milletimizin yarınlarını, yine siz gençlerimizle birlikte şekillendiriyoruz. Bir okul olarak gördüğümüz gençlik kollarımızda, bu ülke ve bu millete sevdalı, istiklal ve istikbaline aşkla bağlı, bilgili, kültürlü, ahlaklı, erdemli ve donanımlı bir gençlik yetişiyor. ‘Kim var’ diye seslenildiğinde sağına soluna bakınmadan fert fert ‘ben varım’ cevabını veren, ‘benim olmadığım yerde kimse yoktur’ diyen, dava ahlakına sahip bir gençlik gümbür gümbür geliyor.”
“GENÇLERİMİZ İÇİN TÜM İMKÂNLARIMIZI SEFERBER ETTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millî iradenin tecelligahı olan Gazi Meclis’teki en genç 5 milletvekilinden 4’ünün AK Parti saflarında milleti temsil ettiğini, gençler için çalıştığını, didindiğini, gençlerin taleplerine tercüman olduğunu belirtti.
1 milyona yakın üyesiyle AK Parti Gençlik Kolları Teşkilatı’nın, bugün Birleşmiş Milletlere kayıtlı 37 devletin nüfusunu geride bıraktığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu sayı, Türkiye’deki birçok siyasi partinin toplam üye sayısından daha fazladır. Sadece son 4 yıl içinde partimizin gençlik kollarına tam 700 bin gencimiz üye oldu. ‘Millete hizmet davasında ben de varım’ dedi. AK Parti Gençlik Kolları, hamdolsun kalbi ülkesi ve milleti için çarpan gençleri bir araya getirerek büyük ve güçlü Türkiye idealimize güç veriyor. Şu hakikati altını çizerek bugün bir kez daha haykırmak istiyorum; bu gençlik, İstanbul’un duvarlarını ‘Zulüm 1453’te başladı’ yazılarıyla kirleten köksüz, ruhsuz, şuursuz bir gençlik değildir. Bu gençlik, 3-5 ağacın yeri değiştirildi diye sokakları yakıp yıkan, esnafın malını, mülkünü yağmalayan vandal bir gençlik değildir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gençliğin, askere kurşun, polise molotof, taş, şişe atan kandırılmış bir gençlik olmadığını dile getirerek, şöyle devam etti: “Bu gençlik, 78 canımızı kaybettiğimiz kara bir günün ertesinde ailelerimizin acılarıyla dalga geçen vicdansız bir gençlik hiç değildir. Bu gençlik, yüreği kendi devletine, kendi halkına kinle, nefretle, öfkeyle dolu bir gençlik de değildir. Tam tersine bu gençlik, 1453’ü baş tacı eden bir gençliktir. Bu gençlik, fetih ruhuna, Fatih Sultan Mehmet’e sahip çıkan bir gençliktir. Bu gençlik, bayrağına âşık, vatanına âşık, istiklaline ve istikbaline âşık millî bir gençliktir.”
Yarınları gönül huzuruyla teslim edebilecekleri bu gençliği şu an karşısında gördüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yetişmesi için ömrümü vakfettiğim böyle bir gençliğin, önü kesilmeyen bir çağlayan misali doludizgin geldiğini görmenin gururunu yaşıyorum” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasında rol olan, Türkiye Yüzyılı hedeflerine doğru bir an olsun durmadan, dinlenmeden, güçlü adımlarla ilerleyen tüm gençlere teşekkür ederek, “Rabbim sizi korusun, her türlü şerden muhafaza eylesin” dedi.
Sadece hak ve özgürlükler alanında değil, diğer başlıklarda da daima gençlerin yanında olduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “22 yıl boyunca bir yandan ülkemizi her alanda büyütüp kalkındırırken, diğer yandan da gençlerimiz için tüm imkânlarımızı seferber ettik. 2002 yılında ülkemizde sadece 76 üniversite vardı. 132 yeni üniversite açarak üniversite sayımızı 208’e çıkardık. Göreve geldiğimizde gençlik merkezlerimizin sayısı sadece 9’du, bugün bu sayı 522’ye ulaştı. Yükseköğrenim yurtlarımızın sayısını 190’dan aldık 862’ye çıkardık. Bir milyona yaklaşan yatak kapasitesine sahip konforlu, güvenli ve modern yurtlarımızı öğrencilerimizin hizmetine sunduk. 2002’de lisans öğrencilerine 45, yüksek lisans öğrencilerine 90, doktora öğrencilerine ise 135 lira tutarında burs ve öğrenim kredisi veriliyordu. Bugün lisans öğrencilerimize 3 bin lira, yüksek lisans öğrencilerimize 6 bin lira, doktora öğrencilerimize ise 9 bin lira burs ve kredi desteği sağlıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 yıl önce üniversitelerdeki toplam akademik personel sayısının 70 bin olduğunu, bugün bu sayının 184 bini aştığını belirtti.
Yükseköğretim kurumlarının kapılarını dünyanın farklı ülkelerinden gelen uluslararası öğrencilere ardına kadar açtıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2002’de uluslararası öğrenci sayımız 15 bin 505 iken şu anda dünyanın 190’ı aşkın ülkesinden 340 bine yakın misafir öğrencimiz bulunuyor. Uluslararası öğrencilerin bir ülkenin yumuşak gücü için ne manaya geldiğini son dönemde Suriye’de yaşananlar bizlere tekrar hatırlatıyor” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de eğitim gören misafir öğrencilerin şu an bakan, üst düzey bürokrat, siyasetçi, iş adamı, akademisyen olarak kendi halklarına hizmet ettiğini dile getirerek, şunları kaydetti: “Şayet, bu konuda ırkçı lümpenlerin dediklerine prim verseydik Suriye’den Afrika’ya kadar birçok yerde işte bu gönül elçilerimizden mahrum kalırdık. Ama biz kendisi dışında herkese kin ve nefret besleyen bu başıbozuk güruha rağmen eğitimde uluslararası öğrenci hareketliliğini destekledik. Bunlar sadece birer başlangıç. Bu politikamızın olumlu sonuçlarını inşallah ilerde ekonomiden ticarete, diplomasiden beşeri ilişkilere kadar her alanda daha net göreceğiz. Birileri hâlen anlayamasa da bakın bundan 5 yıl, 10 yıl, 20 yıl sonra küresel ölçekte çok farklı bir Türkiye’yi konuşuyor olacağız. Gençlerimizin imkânlarını genişlettiğimiz bir diğer alan spordur. Gençlik ve spor tesislerinin sayısı 2002’de sadece bin 575’ti. Yeni futbol sahaları, atletizm pistleri, yarı ve tam olimpik yüzme havuzları, spor salonları, stadyumlar ve gençlik merkezleri inşa ederek bu sayıyı 4 bin 456’ya yükselttik.”
Yerli ve millî teknoloji hamlesi TEKONOFEST’i hayata geçirerek, lise ve üniversite çağındaki gençleri yeni ürünler ve projeler geliştirmeleri için teşvik ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayiindeki 3 bin 500’ü aşkın firmada çalışan genç mühendisleri gördükçe göğsünün kabardığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün millî muharip uçağımız KAAN’dan, insansız hava araçlarına birçok stratejik projede gençlerimiz öncü roller üstleniyor. İnşallah bu sayı önümüzdeki yıllarda daha da artacak. Türk savunma sanayii, sizlerin omuzları üzerinde yükselecek. Türkiye gençlerin gayretleriyle inşallah destanlar yazacak. İçinde bulunduğumuz asır Allah’ın iziyle Türkiye Yüzyılı olacaktır. Bundan en küçük bir şüphe duymuyorum. Kalbimle buna inanıyorum” diye konuştu.
“85 MİLYONUN TAMAMININ KAZANDIĞI BİR İKLİMİ ÜLKEMİZDE VE ÖTESİNDE TESİS EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerde sözünü verdikleri Aile ve Gençlik Fonu uygulamasını geçen yıl deprem bölgesinde başlattıklarını, 13 Ocak’taki Aile Yılı Tanıtım Programı’nda da fonu tüm şehirlere yaygınlaştırdıklarını anımsattı.
Söz konusu uygulamayla yuva kuracak gençlere 48 ay vadeli ve 2 yıl geri ödemesiz olmak üzere 150 bin lira faizsiz kredi desteği sunduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bununla birlikte tüm dünyada veba gibi yayılan LGBT sapkınlığına karşı da gençlerimize yönelik koruyucu tedbirleri devreye alıyoruz. Sigara, alkol, tütün, uyuşturucu başta olmak üzere gençlerimizin sağlığını ve geleceğini tehdit eden zararlı alışkanlıklarla mücadelemiz sürüyor. Dijitalleşme ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte artan sanal kumar ve bahis sorununun üzerine kararlılıkla gidiyoruz. Pek çok gencimizin hayatını karartan, huzurunu kaçıran, hatta canına mal olan bu belanın kökünü kazıyıncaya kadar durmayacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kırk yıldır ülkemizin ve milletimizin kanını sülük gibi emen terör illetiyle mücadelemiz çok boyutlu bir şekilde devam ediyor. Bu ülkenin gençlerini kimi zaman zorla, kimi zaman kandırarak, dağa kaçıran terör baronları için yolun sonu görülmüştür. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefimize adım adım yaklaşıyoruz. Gençlerimizin her ne sebeple olursa olsun terörün vahşi dişleri arasında kaybolup gitmesine müsaade etmeyeceğiz. Emperyalistlerin başımıza sardığı bu belayı def edecek, kırk yıllık oyunlarını bozacak, bu topraklardaki bin yıllık kardeşliğimizden güç ve ilham alarak aydınlık yarınlarımızı beraberce inşa edeceğiz. Sadece belli kesimlerin değil Türk, Kürt, Arap demeden 85 milyonun tamamının kazandığı bir iklimi ülkemizde ve ötesinde tesis edeceğiz.”
“KARDEŞLİĞİ BİRLİKTE YÜCELTECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerinin yan yana, huzur, barış ve kardeşlik içinde yaşadığı geleceklerine güvenle baktığı bir Türkiye için çalışmaya devam edeceklerini, bu mücadeleyi gençlerle beraber yürüteceklerini vurguladı.
“Engelleri birlikte aşacağız” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kirli senaryoları birlikte yırtıp atacağız. Saldırıları birlikte göğüsleyeceğiz. Kardeşliği birlikte yücelteceğiz. Türkiye’yi birlikte büyüteceğiz. İstikbalin aydınlık günlerine birlikte yürüyeceğiz. Başkaları ayırmaya, bölmeye çalışsa da biz bu ülkenin gençlerini işte bugün bu salonda olduğu gibi birleştirmenin, kucaklaştırmanın, aynı ortak paydada buluşturmanın gayretinde olacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah ömür verdiği, gençler de arkasında durduğu müddetçe Türkiye’ye ve millete aşkla, şevkle, fedakârca hizmet etmeyi sürdüreceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aşkınızdan, coşkunuzdan, sevdanızdan ötürü her birinizi yürekten tebrik ediyor, hepinizin gözlerinden öpüyorum. Rabbim birliğimizi, dirliğimizi, gücümüzü ve kardeşliğimizi daim eylesin. Bir bayram havasında gerçekleştirdiğimiz Gençlik Kolları Kongremizin bir kez daha partimiz için, davamız için ülkemiz ve gençlerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
Kongrede görevi devreden partililere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve yeni gelen partililere de başarı dileğinde bulundu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.